Anayasa Mahkemesi ‘ıslak
imza' tartışmaları ile ilgili olarak önemli bir karara imza attı. Mahkeme,
Albay Dursun Çiçek imzalı
İrticayla Mücadele
Eylem Planı'nın
ıslak imzalı nüshasını gönderen ihbarcı subayın kimliğinin tartışıldığı bugünlerde verdiği kararla "Belge gerçekse kimliğe bakılmaz" görüşüne vardı. Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkındaki Kanun, 4
Aralık 1999'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun "İşleme konulmayacak ihbar ve şikayetler" konulu bölümünü içeren 4. maddesinde
TBMM 17 Temmuz 2004'te değişikliğe gidilerek "İddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek
belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmaz" hükümünü ekledi.
CHP itiraz etti
CHP yapılan değişikliğin iptali istemiyle
Anayasa Mahkemesi'ne
dava açtı. Anayasa Mahkemesi, "belge doğruysa ihbarcının kimliğinin olması şartına gerek görmeyen"
düzenlemede CHP'nin iptal istemini reddetti. Yüksek Mahkeme'nin gerekçeli kararı ise
Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan İrticayla Mücadele Eylem Planı ile ilgili "ıslak imza" tartışmalarına ışık tuttu.
Önemli olan belge
Gerekçeli kararda, “İptal istemine konu
kuralda, suç işlendiğine ilişkin iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartının aranmayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla kural,
delillendirilebilen ihbar ve şikâyetlerde, ihbar ve şikâyet eden kişinin kimliğinin önemli olmadığını, bu nitelikteki ihbar ve şikâyetlerin işleme konulacağını düzenlemiş olmaktadır" denildi. Mahkeme, düzenleme yetkisinin Meclis'te olduğunu belirterek, Meclis'in takdirine müdahale edilemeyeceğini açıkladı.
OSMAN PAKSÜT KARŞI ÇIKTI
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına
Başkanvekili Osman
Paksüt karşı çıktı. Albay Çiçek'in
sanık olarak yer aldığı
Ergenekon soruşturmasında eşi Ferda Paksüt de sanık olan
Osman Paksüt, karşı oy yazısında şu görüşü savundu: "İddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konması halinde ihbar ve şikayetlerde ad, soyad, imza ve adres şartlarının aranmayacağını öngören kuralla, belgelerin sıhhatinden şüphe duyup duymamak idarenin takdirine bırakılmakta, henüz yargı kararı ile gerçekliği kanıtlanmamış belgelerin kesin delil gibi kabul edilmesi yolu açılmaktadır.
Kurumlar yıpratılabilir
Ustaca hazırlanmış sahte belgelerle kimliği belirsiz kişilerce yapılacak ihbarlar üzerine soruşturma açılarak kişi ve kurumların yıpratılmasını olanaklı hale getiren kural, yarattığı belirsizlik ve keyfilik nedeniyle Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine, ayrıca masumiyet karinesini ihlal ettiğinden 38. maddesine aykırıdır."
BUGÜN