Genelkurmay'ın hükümet karşıtı internet siteleri deşifre olunca ilgili şubede üç gün evrak kırpma ve bilgisayardaki verileri silme telaşı yaşandı.
İnternet olan bilgisayarlar alınmış, dışarıyla bağlantı da kesilmişti.
Kışlada mutat kâğıt kırpma ve güvenli sil festivali
*
Taraf gazetesinde
12 Haziran 2009’da da
İrticayla Mücadele Eylem Planı’yla ilgili haberler yayınlandıktan sonra TSK Bilgi Destek Daire Başkanlığı’nda en beter basın klişesiyle ‘hummalı bir çalışma’ başlıyor.
* İddianamede TSK’nın içine düştüğü bu telaşın anlatıldığı bölümü okurken, çok izlenen
Amerikan dizisi Law&Order: Criminal Intent’i izliyormuş gibi oldum. Öyle bir heyecan, öyle bir ‘suçlu niyetler’ kadrajları… O dönemde malum dairede görev yapanların hem
sivil hem de askeri savcılığa verdiği ifadelere göre olay şöyle cereyan ediyor:
Memurlar evlerden çağrıldı
* 19 Haziran akşamı
mesai saatinin bitmesine yakın, Bilgi Destek Daire Başkanlığı’nda 2-3 memur bulunmaktadır.
Tümgeneral Mustafa
Bakıcı 1 hafta kadar önce yani Taraf’ta haber çıktığı gün, üstlerinden internet sitelerinin kapatılmasıyla ilgili önce sözlü, sonra yazılı emir almıştır. Fakat işlerinin yoğunluğu ve
Pakistan-
Afganistan ziyaretleri nedeniyle şubeye ancak o gün gelebilmiştir. Bakar ki, mesai bitiyor diye memurların bir kısmı çoktan ayrılmış ve yapılması gereken ‘işin’ 2-3 memurla bitirilmesi mümkün değildir, sırayla gidenleri arar ve şubeye çağırır.
* Evet o gece TSK’da ışıklar yanmaktadır çünkü ‘kağıt kırpma’ ve ‘güvenli sil’ işlemleri yapılacaktır.
Kağıt kırpma şu: Şubede kapatılması emri verilen internet siteleriyle ilgili belgeler, özellikle içinde ‘
Fethullah Gülen’ ve ‘irtica’ kelimeleri geçen haberlerin çıktıları, kağıtları
küçük parçalara ayıran makineye atılmak suretiyle
imha edilecektir. (Bu küçük detay Askeri Savcılığın soruşturmasında ortaya çıkıyor! ) Güvenli sil işlemi de şu: Yine bu sitelere girilecek haberleri biriktiren ve internete bağlanan bilgisayarlardaki
dosyalar geri getirilemeyecek biçimde silinecektir.
* Yabancısı olanlar için açıklayayım:
Bilgisayarınızdaki bir dosyayı sildiğinizde, bilgisayarın çöp kutusunu boşaltsanız bile hard diskte o dosyanın bir izi kalır ve ehil kişiler tarafından o dosya hayata döndürülebilir. O nedenle özel bir programla (Filekiller ve benzeri programlar olabilir) sitelerde kullanılan dosyalar sonsuzluğa uğurlanıyor. ‘Güvenli sil’ işlemi o gece ve iki gün boyunca, bazı
şüpheli ifadelerine göre 35 kez bazılarına göre ise 7 kez tekrarlanıyor, ki bu
teknik açıdan son derece fuzuli bir harekettir. Bir kez silmek kâfidir. Buradaki ‘aşırı ihtimamın’ açıklamasını sanırım psikiyatristlere bırakmak gerek.
‘Her
ocakta kırpılır, silinir’
* Tümgeneral Bakıcı ifadesinde kağıt kırpma ve güvenli sil işlemlerinde şaşılacak bir yan olmadığını şöyle anlatıyor: “Kâğıt kırpma işleminin her gün yapılan rutin bir işlem olduğunu, aynı şekilde kapatılan internet sitelerinin kullanıldığı bilgisayarların Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Dairesi’ne teslimi konusunda
Harekat Başkanı olan Mehmet Eröz’den yazılı emir aldığını, kağıt kırpma işlemiyle ilgili Silahlı Kuvvetler’de Arşiv Yönergesi’nin bulunduğunu, her ocak ayında mutat olarak bütün yazışmaların gözden geçirildiğini, işlemi biten yazıların imha edildiğini, 30 bilgisayarın toplanarak ’güvenli sil’işlemi yapıldığını, bunun Harekat Başkanının vermiş olduğu yazılı emirde yer aldığını, emirde yazmasa da bir bilgisayar iade ederken mutlaka silme işlemi yapıldığını...”
* İfadelere göre mutat olan güvenli sil ve kağıt kırpma festivalinden bir gün önce şubelerin bir anlamda dünyayla bağlantısı koparılıyor. Sivil memur Meryem
Kurşun ‘kendi internet bilgisayarının alındığını, bir daha getirilmediğini, bu tarihten sonra dairede internet bilgisayarı kalmadığını’ söylüyor.
* Madem bu ‘mutat’ işlem, niye öncesinde ‘internet kesildi’, niye bu mutat işlemden haberdar olanlara ‘sus, unut’ denildi?
* Bakınız
tanık er Cüneyt Alkan’ın ifadesine:
Albay Cemal Gökçeoğlu’nun kendisini “bu olayla ilgili sivilde arkadaşlarına bir şey anlatmaması” için uyarıda bulunduğunu, Yakup Astsubay’ın kendisine “burada yaşadıklarını, Dursun Albay’ın
tahliye olduktan sonra buraya geldiğini, sabaha kadar çalışıldığını kimseye anlatma” dediğini, Dursun Albay’ın olay ortaya çıktıktan sonra sabaha kadar çalıştığını, ertesi gün saat 03. 00’a kadar çalıştıklarını, iki gece tüm şube müdürlerinin orada olduğunu, ilk gün 60-65 çuval evrakın götürüldüğünü, evrakın kırpıldığını, taşımaya başka askerlerin de yardımcı olduğunu...’
* Bu telaşın, bu ‘karanlıklarda çuval çuval kağıtların yokedilmesi’ işleminin mutat olduğuna inanmakta mantığım zorlanıyor.
Bilgi Destek
Çölaşan için
mailing mi yaptı?
Dizinin ilk bölümündeki yazıma ilginç bakış açıları getiren tepkiler aldım. Bunlardan bir tanesi sitelerin yayında olduğu 2007’de
Hürriyet’te çalışan bir kişidendi.
O dönemde gazeteden ayrılan
Emin Çölaşan’la ilgili Hürriyet’e zincirleme e-
postalar atıldığından söz ediyordu. Hürriyet’i Çölaşan’la yolları ayırdığı için feci biçimde eleştiren bu e-postalar neredeyse aynı ifade ve cümlelerden oluşuyor, aynı tornadan çıkmış hissi uyandırıyordu.
Dönemin Hürriyet okur temsilcisi Temuçin Tüzecan, ‘zincirlem
e mail’lere’
yanıt vermeyeceğini yazmıştı. Eski genel Yayın Yönetmeni
Ertuğrul Özkök ve Tüzecan’a sordum. İkisi de yoğun okur tepkisi gibi görünen çok fazla mailin varlığını doğruladı.
İnternet Andıcı iddianamesindeki bilgiler ışığında bu durumu yorumladığımda kendi kendime şu soruyu sormadan edemedim: Acaba gazetecilere ‘mailing’ yaptığı, bunun için okuyucu kılığına giren envai çeşit e-posta adresi aldığı görülen TSK Bilgi Destek Şubesi, Hürriyet’e gönderilen Çölaşan mail’lerinin de arkasında olabilir miydi? Makul bir soru.
RADİKAL