Sekiz aylık olarak dünyaya gelen Şeyma, doğduğu günden bu yana ayrılamadığı
oksijen tüpünün içinde, altı ayrı sağlık sorunuyla boğuşuyor. Dokuz aylık Şeyma’nın hayata dönmesi, çok pahalı bir
operasyon olan
damar nakliyle mümkün olabilecek.
Yozgat’ın İnceçayır köyünde yaşayan 30 yaşındaki Aysel - Alpaslan Akbaş çifti iki yıl önce evlendi.
Hamilelik döneminde rahatsızlanan Aysel Akbaş,
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi’nde
tedavi altına alındı ve hamileliğinin sekizinci ayında dünyaya getirdiği bebeğe Şeyma Sedef ismi verildi. Ailenin anlatımına göre
doğum sonrasında bebek, bazı organlarının eksik olduğu gerekçesiyle bir süre hastanede tutuldu, daha sonra
Kayseri Erciyes Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Şeyma bebek bir süre de orada tedavi gördü, ancak doktorlar bir şey yapma şanslarının olmadığını belirterek,
taburcu etti. O günlerde bebeğe oksijen tüpü bağlandı.
Anne sütüyle beslenememesi sonucunda zayıflayıp hastalanan Şeyma,
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Baba Ankara’daki tedavi sürecini şöyle anlattı:
“
Bebek hastanede bir süre yattı. Daha sonra doktorlar beni çağırıp taburcu edeceklerini söylediler. Kalbinin delik olduğunu, bunun dışında akciğere giden damarlardan birisinin eksik, koroner damarların birbirine dolanmış durumda bulunduğunu belirtip, damarın ameliyatla takılabileceğini, ancak Türkiye’de bu damarın bulunmadığını bildirdiler. Yani bebeğimin akciğerine damar nakli yapılması gerekiyormuş, Türkiye’de bulunmayan bu damarın yurtdışından getirilmesi için çok paraya ihtiyaç olduğu için gücümüz yetmiyor. Burada lokantada gece garsonluk yaparak, ancak geçinebiliyorum.”
Aysel Akbaş, doğduğu günden itibaren oksijen tüpüyle yaşayıp burnuna katılan
hortum aracılığıyla beslenen üç kiloluk bebeğinin gözünün önünde eriyip gitmesiyle perişan durumda:
“Maddi gücümüz yok, çocuğumuzu kaybetmek istemiyoruz. Çocuğumuzun ameliyatının yaptırılması için
yardım,
destek bekliyoruz.”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Çocuk Kardiyolojisi Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Tutar, bir süre tedavi ettikleri bebeğin doğuştan ciddi bir
kalp hastalığı sorunu olduğunu, sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu söyledi.
Şeyda’nın dosyasını inceleyen
Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Zafer Acar ise bebeğin iç organlarında altı ayrı sorununun bulunduğunu söyledi. Acar,
küçük Şeyma’nın kalp ana damarlarından iki tanesinde sorun, kalbinde iki ayrı delik, yemek borusu ile solunum yolu arasında bir deliğin bulunduğunu, sol akciğerinin ise olmadığını söyledi.
‘Yozgat’ta ömür kısa’
Prof. Dr. Acar,
TÜİK verilerine göre Yozgat’ta yaşayan insanların Türkiye’nin en az ömürlü insanları olduğunun da söyleyerek, bu konuda çalışma başlattıklarını da ifade etti:
“Erken ölümlerin birçok nedeni var. Biri de genlerle ilgili olanı. Genlerle ilgili sorunun bir örneğini Şeyma bebekte ve ailesinde görmekteyiz. Ailenin bundan sonra doğacak bebekleri için de risk var. Anne
babaya
DNA testi yapılması, bundan sonra doğacak bebekleri açısından önemli.”
AA