Rütbeli Köşe Yazarı Mehmet Ali Kışlalı'nın, Akşam Gazetesi'ne verdiği röportajda “Elde edilecek bilgiler herhalde yavaş yavaş medyaya, özellikle de
iktidar yanlısı kesime ve onların görüşlerini destekler tarzda sızacaktır.“ şeklindeki sözleri,
CHP Lideri Deniz Baykal'ın açkılamalarının neredeyse bire bir aynısı.
Bu ikili aniden birebir aynı söylemi geliştirirse dikkat etmek gerekiyor.
Seferberlik Tetkik Kurulu'nun evrak dairesinin ve arşivinin
devlet sırrı kapsamında belgelerle dolu olduğu ve girilmemesi gerektiği tezi işlendi önce.
Sonra ise ikinci aşamada ise yukarıdaki teori geldi. Devlet sırrı belgelerin medyaya sızacağı.
Hakimi bu yönde
baskı altına almak üzere kurgulanmış bir yöntem olduğu açık.
İkinci aşamada, gazeteler yemlenmeye başlayacaktır.
Bu iki tarzda olabilir:
1- Devlet sırrı gibi görünen fason belgelerin, medyaya
servis edilmesi, ve hakimin bu belgeleri sızdırdığı propagandasının yapılması.
2- Gerçekten de orada bulunan ancak soruşturmayla ilgisi olmayan bazı belgelerin ya da içeriklerinin medyaya servis edilmesi. Ve bunları hakimin sızdırdığının yayılarak üzerinde baskı oluşturulması.
Burada medyanın oldukça dikkatli olması gerekiyor. Seferberlik Tetkik Kurulu arşivinden çıkmış gibi görünen, gösterilen belgelere balıklama atlamamak gerekiyor. Hakim mühürlediği odalardaki belgeleri gören tek insan ve notlar sadece hakimde var.
AKTİF HABER