Arınç, AK Parti MKYK toplantısına gelişinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'ın 12 Eylül döneminde asılan gençlerle ilgili konuşmasına yönelik eleştirilerine cevap verdi. Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında ifade ettiği konuların insani bir olay olduğunu ifade eden Arınç, "Kılıçdaroğlu'nun Kıbrıs'tan 'Numara yapıyorlar' şeklindeki söz bir siyasetçiye ve hele hele bir genel başkana hiç yakışmaz. Hiç kimse niyet okuyucu olmamalı. Konuşulanlar bellidir, anlatılan bellidir. Bu olaylar Türkiye'de yaşanmıştır. Türkiye'ye herhangi bir gezegenden gelmemişse insan, bu tarihleri yaşamış ve bu olayları yakinen bilmişse, bu fecaati her zaman idrak edecek, bundan mutlaka duygulanacaktır." şeklinde konuştu. Arınç, siyasetçilerin birbirlerine böyle yakışıksız sözlerle hitap etmemelerini, niyet okumamalarını ve samimiyet testine tabii tutmamalarını isteyerek, şunları söyledi: "Yoksa kendileri yargılanırlar. Kendilerinin söyledikleri veya ifade ettiklerinin ne kadar samimi, ne kadar samimiyetsiz olduğunu insan sorgulamaya başlarsa bundan hepimiz zarar görürüz. Dünkü konuşmaları insani idi, vicdani idi, ahlaki ve hissiydi. Bundan herkesin etkilendiğini biliyorum. Etkilenmemiş olabilirsiniz, bu olaylara bigane kalmış olabilirsiniz, ama bunu söyleyen samimi insanlara da bir şekilde kulp takarak, onu numara yapmakla suçlamak çok çirkin, çok yakışıksız, çok küçültücü ifadedir. Ne olur siyasetçiler bu tavırlarından vazgeçsinler." Kılıçdaroğlu'nun dünkü konuşmasında büyük bir yanlışın içinde olduğuna işaret eden Arınç, "Kılıçdaroğlu'nun '12 Eylül'den nemalanmış olan insanlar bunları söyleyemezler' demesinin iki açıdan yanlış olduğunu kaydetti. Arınç, Kılıçdaroğlu ile yaşlarının birbirlerine yakın olduğunu ve o tarihlerde olan hadisleri bildiğine işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti: "Hiçbir Cumhuriyet Halk Partili 27 Mayıs'la ilgili hiçbir olumsuz cümle kullanmaz. Çünkü 27 Mayıs'ın doğrudan şeriki olan CHP'nin o darbedeki rolünü herkes çok iyi bilir. Darbe sonrasında seçimlerde CHP'nin iktidar olması için gösterilen bütün gayretler boşa çıkmıştır ve CHP tek başına iktidara gelememiştir. Ondan sonra hiç gelemedi zaten. Şimdi 12 Eylül'ü sorguluyorlar. Bakınız o kadar yalın gerçekler var ki, bunu bir genel başkan bilmiyorsa, Türkiye'nin ve partisinin geleceği bakımından üzülmemek mümkün değil." Kendisinin 12 Eylül'de Milli Selamet Parti (MSP) Manisa İl Başkanı ve Genel İdare Kurulu üyesi olduğunu hatırlatan Arınç, ihtilalde gözaltına alındığını ve siyasi haklarından 1987'deki referanduma kadar men edildiğini söyledi. MSP kadrolarının Mamak'ta dört yıl yargılandıklarını, beraat edenler olduğu gibi mahkum olanların da bulunduğunu ifade eden Arınç, 1983 yılında seçimde partiler kurulduğunu, MSP yerine kurulan Refah Partisi'nin konsey tarafından veto edildiğini kaydetti. Arınç, Refah Partisi'nin 1991 yılında parlamentoya girdiğini, 1995'te birinci parti olduğunu, daha sonra iktidara geldiğini ve 28 Şubat sürecinde ise alaşağı edildiğini vurguladı. Arınç, "Şimdi yargılanan, gözaltına alınan, siyasi hakları elinden alınan bir siyasi partinin temsilcilerine veya o siyasi partide görev yapmış insanlara '12 Eylül'den nemalandınız' demek en hafif tabiriyle tarihi, siyaseti ve Türkiye'yi tanımamak demektir." ifadelerini kullandı. CHP'nin 12 Eylül 1980'de o tarihte olayların müsebbibi olarak bilinmesine, toplumsal olayların tahrik edicisi olarak bilinmesine rağmen 12 Eylül'den sonra yargılanmadığını vurgulayan Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Bütün partiler kapatıldığı için CHP de kapatıldı. Hiçbir CHP'li yetkili mahkeme önüne çıkmadı, yargılanmadı. Halkçı parti olarak devam ettiler ve seçime katılma imkanı buldular. 12 Eylül'ün etkisi CHP üzerine olumsuz bir iz bırakmadı. Bunu kısaca söylemek istiyorum. AK Parti kadroları 1980'ler, 1985'lerde 90'larda yoktu, 2001'de kuruldu, bir yıl sonra tek başına iktidara geldi. 8 yıldır da iktidarı kimseye bırakmıyor. Halkın desteği devam ediyor. 12 Eylül'den nemalanan partiler varsa bunların başında CHP gelir. Sayın Kılıçdaroğlu bunu da öğrenmiş olur."