TÜM HABERLER İÇİN TIKLAYIN
İSRAİL SALDIRISINDAN İLK FOTOĞRAFLAR - TIKLAYIN
İSRAİL'İN SALDIRI ANI- VİDEO - TIKLAYIN
SAMANYOLU HABER CANLI YAYINDA - İZLEYİN
Baş
bakan vekili,
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç,
İskenderun'da dün gece meydana gelen meydana gelen
terör saldırısında 7 askerin şehit olduğunu bildirdi.
Arınç,
Başbakanlık Merkez binada düzenlediği
basın toplantısında
İsrail'in
yardım gemilerine yönelik
operasyon ve İskenderun'daki terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bu gece yarısı İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askeri birliğe bölücü
terör örgütü mensupları tarafından saldırıda bulunulduğunu, saldırıda önce altı askerin, yaralılardan birisinin de katılması ile yedi askerin şehit olduğunu, yine o sayıda askerin yaralandığını söyledi.
Nöbet değişimi sırasında
roketatar ve makinalı tüfeklerle gerçekleşen
hain saldırıda erlerin bir kısmının olay mahallinde, diğerlerinin sevk edildiği hastanede şehit düştüğünü belirten Arınç, askerlerin tedavilerinin sürdüğünü, ağır yaralı üç askerin
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'ne sevk edildiğini, diğer yaralı askerlerin tedavisinin iskenderin Askeri Hastanesi ve İskenderun Devlet Hastaneleri'nde sürdüğünü kaydetti.
Arınç, ''Bu insanlık dışı saldırıyı gerçekleştiren terör örgütünü lanetliyoruz. Teröristlerin yakalanması için operasyonlar sürmektedir. Demokratik gelişmelerin ve
ekonomik kalkınmanın hız kazandığı her dönemde ortaya konan bu kirli oyunlar kesinlikle amacına ulaşamayacaktır'' dedi.
İSRAİL'İN SALDIRISI
Başbakan Vekili İsrail'in
Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısına ilişkin olarak da ''Türk milleti adına ve hükümetimiz adına şiddetle lanetliyoruz'' dedi.
İsrail'le gündemde olan 3 müşterek askeri tatbikatın iptal edilmesine karar verildiğini bildiren Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, gelişmeler nedeniyle
yurtdışı programını yarıda keserek, yarın öğle saatlerinde
Türkiye'de olmasının beklendiğini ifade etti.
Başbakan Vekili, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik saldırısı ile ilgili,
Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası hukukun bütün imkanlarını kullanacağını bildirdi.
Arınç, Başbakanlık Merkez binada düzenlediği basın toplantısında İsrail'in yardım gemilerine yönelik operasyonu ve İskenderun'daki terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İskenderun'daki terör saldırısının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini üç defa aradığını belirten Arınç, ''Başbakan Vekili olduğum için ilgili bakanlarla ve askeri yetkililerle bir araya gelmemizi, konuya el koymamızı ve gereken tedbirlerin süratle alınmasını istediler. Şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet dileklerini, gazilerimize, yaralılarımıza
şifa dileklerini ve milletimize
başsağlığı dileklerini ifade ettiler. Bu gece yarısından sabaha kadar hiç uyumadığımızı söyleyebilirim'' diye konuştu.
İsrail'in yardım gemilerine yönelik operasyonuna ilişkin olarak da, gelişme üzerine sabah 06.30'da Başbakanlıkta ilgili bakanlarla bir araya geldiklerini ifade eden Arınç, Makedonya'da bulunan
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün askeri uçakla hemen geldiğini belirtti.
Daha önce Gönül'e
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in vekalet ettiğini ve onunla biraraya geldiklerini anlatan İçişleri Bakanı Beşir
Atalay,
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Kriz Masası'nın başında bulunan büyükelçiler ile Genel
kurmay Başkanlığından da,
Genelkurmay Başkanı ve Genelkurmay İkinci Başkanı'nın da yurt dışında olmaları sebebiyle, Genelkurmay
Harekat Başkanı Korgeneral
Mehmet Eröz,
Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı
Koramiral Nusret
Güner, Deniz Harekat Eğitim Dairesi Başkanı Tuğamiral Cem Çakmak ve tüm yetkililerle toplanarak konuyu enine boyuna incelediklerini söyledi.
Arınç, şöyle devam etti:
''Bu iki önemli konu üzerinde sizleri bilgilendirirken özellikle gemiye uygulanan ve sayılarını kesin olarak bilemediğimiz ölü ve yaralıların bulunduğu operasyon sonrasında, Dışişlerini de ilgilendirdiği için bazı dış temaslar yaptığımızdan şu saate kadar sizlere kesin bir açıklama yapma imkanımız olmamıştı.
Türkiye Cumhuriyeti bütün kurum ve kuruluşlarıyla gelişmeleri yakından takip etmekte, tüm boyutlarıyla meseleyi değerlendirerek doğru adımları atmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti uluslararası hukukun bütün imkanlarını kullanacaktır. Yaklaşık 35 aydır abluka altında olan ve İsrail tarafından
ambargo uygulanarak bir temerküz kampına dönüştürülen Gazze halkına insani yardım ve bazı ilaç taşıyan 33 ülkeden 600 insanın içinde olduğu Gazze'ye
özgürlük filosunda bulunan insani yardım gemileri, bugün sabah saat 04.20 sularında uluslararası sularda İsrail
Hava Kuvvetleri tarafından saldırıya uğramış, ölü ve yaralıların olduğu olayda yardım gemilerine el konulmuştur.''
''İsrail Hava Kuvvetlerinin tamamen
sivil, sadece insani yardım taşıyan gemilere yaptığı bu saldırıyı Türk milleti ve hükümetimiz adına şiddetle lanetliyoruz'' diyen Arınç, şöyle devam etti:
''İsrail hükümeti bu insanlık dışı eylemiyle masum insanları
hedef alarak, barışı, insanlığı ve bütün insani değerleri hiçe saydığını bütün dünyaya göstermiştir. Herkesi şoke eden bu saldırı İsrail hükümetinin yürüttüğü şiddet politikasının ulaştığı pervasızlığı da bir kez daha ortaya koymuştur.
Uluslararası hukuka tamamen aykırı olan, medeni bir ülkenin devlet aklına uygun düşmeyen, hiçbir insani hassasiyeti gözetmeyen bu kanlı operasyon insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir.
Bu sorumsuzluğa sebep olan siyasi karar mekanizmaları uluslararası topluma, insanlık vicdanına
hesap vermekten kurtulamayacaktır. Açık
denizlerde gerçekleşen uluslararası hukuka tamamen aykırı bir şekilde yapılan bu saldırı hiçbir gerekçeyle meşru gösterilemez, hiçbir mazeretle de izah edilemez.
İnanıyoruz ki 73 milyon Türk insanın yanı sıra bütün insanlık dünya barışına, masumiyete ve insanlığa yapılan bu saldırıyı lanetleyecektir. Bütün vatandaşlarımızın metanetini koruyacağına, Türk milletinin büyüklüğüne, vakar ve sağduyusuna uygun bir şekilde hareket edeceğine gönülden inanıyoruz. Türkiye cumhuriyeti bütün kurum ve kuruluşlarıyla gelişmeleri yakından takip etmektedir. Olayın haber alınması üzerine Başbakanlıkta bir
kriz değerlendirme toplantısı yapılarak olay bütün boyutlarıyla ele alınmış ve atılacak adımlar kararlaştırılmıştır.''
Arınç, Başbakanlık Merkez Binada yaptığı açıklamada, İsrail'in açık denizde ve aluslararası hukuka aykırı şekilde gerçekleşen bu saldırısının hiçbir gerekçe ile meşru gösterilemeyeceğini dile getirdi.
Arınç, şöyle konuştu:
''İnanıyoruz ki 73 milyon Türk insanının yanı sıra bütün insanlık, dünya barışına, masumiyete ve insanlığa yapılan bu saldırıyı lanetleyecektir. Bütün vatandaşlarımızın metanetini koruyacağına, Türk Milletinin büyüklüğüne vakar ve sağduyusuna uygun şekilde hareket edeceğine gönülden inanıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti bütün kurum ve kuruluşları ile gelişmeleri yakından takip etmektedir. Olayın haber alınması üzerine Başbakanlık'ta bir kriz değerlendirme toplantısı yapılarak, olayın tüm yönleri ele alınmış ve atılacak adımlar kararlaştırılmıştır.
Bu çerçevede İsrail'deki büyükelçimiz Ankara'ya çağrılmıştır. İsrail ile gündemde olan 3 tane müşterek askeri tatbikatın iptal edilmesine karar verilmiştir. Bugün İsrail'de U-18 Genç Milli takımımız bulunuyordu. 2 maç yapmak üzere İsrail'e gitmişlerdi. Bu maçlar iptal edilmiş ve Türkiye'ye dönmek üzereler.
Şu anda Venezuella'da bulunan Dışişleri Bakanımız, BM
Güvenlik Konseyi'ni acilen toplantıya davet etmiştir. Bununla birlikte Türkiye İKÖ,
Arap Birliği, AB ve ilgili tüm kuruluşlarla gereken temasları kurmakta, uluslararası kuruluşlar göreve davet edilmektedir. Ayrıca Dışişleri Bakanımız ve
Savunma Bakanımız İsrail Savunma Bakanı Ehud
Barak ile bir
telefon görüşmesi yaparak, tepkimizi, hassasiyetlerimizi ve kararlılığımızı ortaya koymuştur. Öncelikle insani yardım konvoyunun ve konvoyda bulunun vatandaşlarımızın güvenlik ve selametlerinin sağlanması, yaralıların süratle tedavilerinin sağlanması için gerekenler yapılmaktadır.''
MASUM SİVİLLER
Gemilerdeki gönüllülerin, acilen ve güvenlik içinde ülkelerine gönderilmesi gerektiğini belirten Arınç, ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının biran evvel iadesini ve el konulan gemilerin serbest bırakılmasını istiyor ve bekliyoruz'' dedi.
Arınç, şöyle devam etti:
''Ayrıca tüm yaralıların tedavilerinin de Türkiye'ye getirilerek yapılması için gereken girişimlerde bulunulmuş ve ülkemizde tüm tedbirler alınmıştır.
Olayın yaşandığı saatlerden bu yana saldırıyı perdeleyen ve uluslararası toplumun bilgi almasını engelleyen İsrail'in dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmesi ve uluslararası
işbirliğinden kaçınmaması gerekmektedir. İsrail'in bu aşamada sergileyeceği tavır da bütün dünya kamuoyunca ibretle izlenmektedir.
Evvelce Gazze'de masum sivillerin hayatına kast eden İsrail'in bu saldırısının cevapsız kalmayacağı, Türkiye'den ve uluslararası toplumdan gereken yanıtı alacağı şüphesizdir.
Konvoyda vatandaşları bulunan ilgili ülkelerle temas ve eşgüdüm içinde bundan sonra atılacak adımlar özenle müzakere edilecektir. Bir kez daha ifade ediyoruz; İsrail Gazze'ye yönelik insanlık dışı ambargoyu derhal kaldırmalı ve
Filistin halkına gönderilen insani yardımların yerine ulaştırılmasına engel olmamalıdır. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyoruz.
Masum insanların
ölüm ve yaralanmalarına yol açan
silahlı saldırı hakkında gerekli
soruşturmanın yapılması ve sorumluların cezalandırılması için her türlü girişimde bulunulacaktır.
Bu insanlık ve hukuk dışı saldırı kesinlikle bir karşılık bulmalıdır. Bu karşılık da hukuki bir cezai noktada olmalıdır.
Saldırıyı gerçekleştirenler ve yönlendirenler kesinlikle sorumluluktan kurtulamamalıdır.''
Başbakan Vekili Bülent Arınç, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik yaptığı saldırı için ''Bu açık denizlerde işlenen korsanlıkla eşdeğer bir girişimdir. Bunu kesinlikle söyleyebiliriz'' dedi.
Arınç, gelişmeler karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da
Şili gezisini yarıda keserek, Türkiye'ye döneceğini bildirdi.
Arınç, Başbakanlık Merkez Binada düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'den askeri bir geminin saldırı bölgesine gönderilmesinin gündemde olup olmadığı sorusuna Arınç, ellerinde planlar bulunduğunu, yardım gemilerinin İsrail'in karasularına doğru hareket etmediğinin çok açık olduğunu söyledi. Ellerindeki bilgilere göre, gemilerin, İsrail'e 77 mil açıkta bulunduğunu anlatan Arınç, ''Dolayısıyla İsrail'in bu saldırısı kendi karasularının ihlali olarak anlaşılmamalıdır. Bizim tespitlerimize göre Mavi
Marmara gemisinde 600'e yakın yolcu bulunmaktadır. Bunların 350-400'e yakını Türk uyrukludur'' diye konuştu.
Gemilerde
İngiliz,
Kuveyt,
Belçika,
Endonezya,
Avustralya,
İspanya, Belçika,
Moritanya,
Malezya, Endonezya, İsrail,
Ürdün, Fas,
İsveç,
Almanya,
Kanada,
Lübnan,
Cezayir,
Yeni Zelanda ve
Pakistan gibi ülkelerin vatandaşlarının bulunduğunu ifade eden Arınç, Gazze'ye sivil ve malzeme taşıyan bu hareketin hiçbir askeri yönünün bulunmadığı belirterek, şunları söyledi:
''Bu açık denizlerde işlenen korsanlıkla eşdeğer bir girişimdir. Bunu kesinlikle söyleyebiliriz. Bizim askeri bir gemi gönderme düşüncemiz ve şu anda fiiliyata dökülmüş böyle bir girişimimiz mevcut değildir. Ancak Genelkurmay yetkililerimizle de toplandığımızı ifade etmiştim. Türkiye, önce diplomatik alanda İsrail'in bu tavrını şiddetle kınayan ve yaralılar için biran önce uluslararası hukukun gereğinin yapılmasını arzu eden çabalarını sürdürecektir. Bunun yanında diğer sivil ve askeri girişimler gelişen duruma göre sanıyorum ki gerçekleşebilecektir.''
Arınç, bir soru üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gelişmeleri yakından takip ettiğini söyledi.
Başbakan'ın, ilgililere talimatlar verdiğini, gelişmelerle ilgili bilgi aldığını anlatan Arınç, gelişmeleri hem sivil hem askeri bürokrasinin takip ettiğini aktardı. Başbakan Erdoğan ile görüştüğünü belirten Bakan Arınç, Erdoğan'ın Şili Cumhurbaşkanı ile yapacağı görüşmeden hemen sonra Türkiye'ye dönmek üzere yola çıkacağını bildirdi. Arınç, ''Programlarını yarıda kestiler ve Türkiye'ye dönme kararı aldılar'' şeklinde konuştu.
''PERDELEME''
''Açıklamasında dile getirdiği şartların yerine getirilmemesi durumunda ne olacağının'' sorulması üzerine de Arınç, ''Şartların yerine gelmesi, taleplerimizin takip edilmesi bir devlet olarak Türkiye'nin ciddiyetini gösterir. Öncelikle bu çalışmaları yapacağız. Gelişen durum içinde de gerekli kararları alacağız'' dedi.
Başbakan Vekili Arınç, İsrail ile yapılan ekonomik ve askeri ilişkilerin dondurulmasının söz konusu olup olmadığı sorusuna, ''Şu aşamada söz konusu değil'' yanıtını verdi.
İsrail'in, yaptığı operasyon ile ''bir karartma uyguladığının görüldüğünü'' ifade eden gazetecinin sorusunu yanıtlarken de Arınç, İsrail Büyükelçisi'nin
Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını, bunun yanında Türk Büyükelçinin de İsrail Dışişlerine giderek bilgi istediğini anlattı.
Tüm dünyanın bu olayı takip ettiğini anlatan Arınç, saldırının İsrail tarafından ''perdelendiğini'' söyledi. Uluslararası hukuka aykırı perdeleme yapıldığını anlatan Arınç, ''
Ehud Barak'ın 10 civarında ölü ve yaralı olduğunu söylediğini biliyoruz. Kaçı ölü, kaçı yaralı, milliyetleri nedir? Bu konuda bilgi verilmiyor'' diye konuştu.
Alınan bilgilere göre, bu konuda Türkiye Dışişlerine İsrail Dışileri Bakanlığı'nın ''ciddi bir işbirliği yapılacağını'' ifade ettiğini dile getiren Arınç, şunları söyledi:
''Yaralı ve ölenler konusunda, milliyet ve isimlerinin tespiti yapıldıktan sonra bilgi verileceğini söylediler. Ayın zamanda gemide yaralı durumda bulunan veya bu olaydan etkilenmiş olduğu söylenen kişiler konusunda da henüz incelemelerini tamamlamadıklarını ifade etmişler. İsrail tarafına göre, 4 tane de onlardan güvenlik görevlisi yaralanmış. Dışişleri Bakanlığımızın ve büyükelçiliğimizin haber alma konusunda ciddi bir çaba içinde olduğunu söyleyebilirim. Ama şu anda şu kadar ölü şu kadar yaralı var, bunların da isimleri şudur' deme imkanımız yok.''
Başbakan Vekili Bülent Arınç, İskenderun'daki terör saldırısıyla ilgili olarak, ''Böyle bir
baskın ve
nöbet değiştirmek üzere olan askerlerimizin, Reşadiye'ye olduğu gibi aracın içinden çıkmaya çalışırken şehit edilmesi fevkalade rezil bir olaydır, çirkin bir olaydır, lanetlenecek bir olaydır'' dedi.
İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren gemilerde silah olduğuna ilişkin açıklamalarda bulunduğunun belirtilmesi üzerine Arınç, İsrail'in kendini
savunma veya haklı çıkarmak için karşı bir istihbaratı gündeme getirmek için bunu söylemiş olabileceğini söyledi.
Gemilerin,
savaş gemileri olmadığına işaret eden Arınç, bildikleri kadarıyla bir geminin kiralandığını, tüm dünyadan aktivistlerin gelerek Gazze'ye yardım götürdüğünü belirtti.
Bunun, İHH isimli yardım örgütünün aktivitesi olduğunu anlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla hükümetin 'git' demesiyle gitmiyorlar, 'dur' demesiyle durmuyorlar. Yani tamamen hükümet dışı bir organizasyonla çalışmalarını yapıyorlar. Yaptıkları çalışmaya bakarak bunu müspet, insani olduğunu söyleyebiliriz. Ama hükümetin talimatıyla böyle bir şey başlamış değil, hükümetin talimatıyla böyle bir girişim başlamış değildir, hükümetin talimatıyla rotasını tanzim etmiş değildir. Kendi kararları, kendi rotaları, kendi yükleriyle insani amaçlarla gidiyorlar. Biz bunu biliyoruz. Bunun dışında yapılan operasyon, geçmişte yapılanları da düşünürseniz, saat 04.00 sularında ellerinde silahlarla sağa sola tehditler savuran veya ateş edildiğini gösteren görüntüler ilk planda tespit edilmiştir. Tabii kim öldü, hangi durumda
vefat etti? Bunları şu an bilebilmek durumunda değiliz. Ama yükleri, katılanların isimleri konusunda bilgimiz var.''
Bir başka soru üzerine Arınç, İsrail'in günlerdir bu konuyla ilgili yapacaklarına ilişkin açıklamalarda bulunduğunu anımsattı. Arınç, ''Gazze'ye gitmek üzere gemiler bu hareketi sağladı. Bizim, geminin hareket etmesiyle, durmasıyla, tekrar hareket etmesiyle doğrudan bir ilişkimiz yok. Uluslararası sularda, kesinlikle İsrail'in karasularında değil. Böyle bir müdahalenin yapılması kesinlikle
yasak ve suç'' dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un da yurt dışı gezisini keserek döndüğünü ifade eden bir gazetecinin sorusu üzerine Arınç, bugün askeri yetkililerin de katılımıyla sabah toplantı yaptıklarına dikkat çekti. Gerek duyulursa toplantıların her zaman yapılabileceğini belirten Arınç, yaralıların getirilmesi konusunda Türkiye'nin gerekli donanımının bulunduğunu, 2
ambulans uçağın hazır tutulduğunu kaydetti.
Bülent Arınç, ''Kesinlikle yaralılarımızın tedavisini Türkiye'de yapmak istiyoruz. Bu İsrail Dışişleri Bakanlığına açıkça bildirildi... Sayın Dışişleri Bakanımız BM Güvenlik Konseyi'ni acilen toplantıya çağırırken, ayrıca İsrail'e karşı da diplomasiden kaynaklanan en sert tedbirlerin uygulayacağını ifade etti...'' diye konuştu.
Bir başka soru üzerine de İsrail ile yapılması planlanan 3 ortak tatbikatın, gelişmeler üzerine iptal edildiğini söyleyen Arınç, ''Bu tatbikatlar şunlar; İsrail ile planlanan
arama kurtarma tatbikatı, Deniz Kızı ismi... İkincisi yine
arama kurtarma tatbikatı, İsrail, Türkiye ve Ürdün ortak tatbikatıydı. Üçüncüsü de 'Barış Güvercini' ortak askeri tatbikatıydı. Bu da İsrail'de yapılacaktı. Üçü de iptal edildi'' dedi.
TÜRKİYE'DEKİ MUSEVİLER
Arınç, bir soru üzerine, ellerindeki listeye göre ''
Mavi Marmara'' gemisinin ''ana gemi olduğunu'', bunun yanı sıra yük taşıyan ''Gazze-1'' ve ''Defne'' isimli gemilerin filoda yer aldığını belirterek, ''Mavi Marmara''da 581, ''Defne''de 7, ''Gazze-1''de ise 5 kişi bulunduğunu söyledi. Arınç, pek çok ülkeden insanın bu gemilerde bulunduğunu belirterek, gemilerdeki Türk sayısının ise 350-400 civarında olduğunu bildirdi.
''İsrail'den Türkiye'deki
Musevi vatandaşlara yönelik güvenlik çağrıları geldiğini'' anımsatan bir gazetecinin sorusu üzerine Arınç, şöyle konuştu:
''Kesinlikle Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşlarımız için, yani Türk uyruğundaki Musevi vatandaşlarımız için hiçbir zaman bir
tehlike oluşmadı. Bunları kendi cemaatleri her zaman söylerler. 70 milyon insanımızın hiçbirisi Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşlarına düşmanlık içinde değil. Böyle bir olay karşısında bile, olaydan fevkalade üzüntü duyan yurttaşlarımızın hiçbirisi Türkiye'de yaşayan kendi vatandaşlarına karşı kötü gözle bakmayacaktır. Ben bazı illerimizde özellikle İstanbul'da, Ankara'da
büyükelçilik önünde tepkilerini göstermek için ve masumane düşüncelerini ifade etmek için toplanan vatandaşlarımızın fevkalade sağduyulu olduklarını, çok samimim olduklarını ve sadece üzüntülerini ifade etmek için bu gösterilere katıldıklarına inanıyorum. Onlardan hiçbir zarar gelmez. Çünkü onların da insani amaçlarla bu girişimi desteklediklerine inanıyoruz. Hem Filistin hem Gazze hem diğer bölgelerde, İsrail'in zaman zaman ölçüsüz ve orantısız güç kullandığını, şehirlerin bombalandığını, masum insanların, kadın, çocuk ve ailelerin zarar gördüğünü hepimiz biliyoruz. Bunlara karşı Türk halkı her zaman mazlumdan ve masumdan yana olmuştur. Burada da savunmasız bir gemiye yapılan operasyon sırasında insanımızın yaralanması hatta ölümüne yol açılması elbette hiçbir zaman kabul edilecek bir davranış değildir. Buna karşılık yıkmak,
yakmak, korku ve terör meydana getirmek, panik meydana getirmek bu yurttaşlarımızın samimi duygularıyla bağdaşmaz.
İsrail bunu yapıyorsa dünya kamuoyuna ve kendi yurttaşlarına belki bir 'tehlike var' intibanı kazandırmak istiyor ama Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşlarımızın hiçbirisi böyle bir tehlikenin varlığını kabul etmez. Göreceksiniz hiç kimsenin burnu kanamayacaktır. Çünkü kimse aklından böyle bir şey geçirmemektedir.''
İSKENDERUN'DAKİ SALDIRI
Başbakan Vekili Arınç, "Terör saldırılarının demokratik gelişmelerin ve ekonomik kalkınmanın hız kazandığı dönemlerde olduğunu belirttiniz, bununla ilgili ekstra bir önlem alınacak mı" sorusu üzerine şunları söyledi:
''Olaylar hükümetimiz tarafından, güvenlik güçlerimiz ve istihbarat birimlerimiz tarafından her an takip ediliyor.
Sabahki toplantımıza yeni MİT Müsteşarımız da katılmıştır. Onun da bilgilerini paylaştık. Türkiye'de zaman zaman terörün fazlalaştığı, daha çok canımızın yandığı günler mutlaka olmuştur. Bunların herhalde bir izahı da vardı. Bunları kendi aramızda görüştük. Alınması gereken ekstra tedbirler, varsa bunlar üzerinde de arkadaşlarımız çalışıyorlar. Analizlerini yapıyorlar. Bu çok yeni, çok orijinal, çok olağanüstü bir durum değil. Türkiye pek çok dönemde buna benzer terör olaylarında artışı maalesef yaşadı. Bunun da izahını aklı selimle, makul bir şekilde yapmamız gerekiyor. Bunu da yapıyoruz.
Şüphesiz İskenderun'da şehir merkezi sayabileceğimiz bir yerde, yani otobanın yanından karşı tarafa ateş edilmek suretiyle yapılan böyle bir baskın ve nöbet değiştirmek üzere olan askerlerimizin, Reşadiye'ye olduğu gibi aracın içinden çıkmaya çalışırken şehit edilmesi fevkalade rezil bir olaydır, çirkin bir olaydır, lanetlenecek bir olaydır. Şüphesiz bu olaydan ne kadar büyük infial duyuyorsak ve terör örgütünü ne kadar çok lanetliyorsak bu konuda ayrıca kurum kendi içerisinde de soruşturma açacak ve ihmali görülenler varsa veya yanlış yapılmışsa her zaman olduğu gibi bu konuda da tedbirlerini alacaktır. Bu konuda bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum.''
AA