Arınç,
TBMM Genel
Kurulunda, milletvekillerinin sözlü soru önergelerine
yanıt verdi.
Kültür ve
Turizm Bakanlığına bağlı müze müdürlüklerindeki
hizmetlerin, kadrolu,
işçi,
sözleşmeli personel, hizmet alımı yoluyla yürütüldüğünü anımsatan Arınç, müze müdürlüklerinde, bin 860 kadrolu, 789 işçi, 256
sözleşmeli personel ile
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve
Müzeler Genel Müdürlüğü ve Döner Sermaye
İşletmesi Merkez Müdürlüğü bütçesinden 705 güvenlik görevlisi ve 509
temizlik personeli çalıştığını belirtti.
Topkapı Sarayı Müzesi teftişinin 3
Nisan 2007'de başlatıldığını ifade eden Arınç, ''Müze ve bağlı birimlerindeki tüm eserlerin, envanter defterindeki bilgilerle karşılaştırıldı; eksik, kayıtsız eser bulunup bulunmadığının, eserlerin orijinal olup olmadığının tespiti için uzman personelden oluşan bir komisyonca sayım çalışması başlatıldı. Halen devam eden bu çalışma tamamlandığında Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki eserlere ilişkin daha somut değerlendirmeler yapılacaktır'' diye konuştu.
Arınç, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğüne son 6 yılda, kurum dışından naklen 5, özelleştirilen kamu kurum ve kuruluşlarından 56, açıktan atanan 6, kurum içi atamayla 13 olmak üzere toplam 80 personelin alındığını belirtti.
Müze Müdürü kadrosunun boş olduğunu, 1/4 derecesinde müdür atanması halinde
ek ödeme dahil yaklaşık bin 600 lira
maaş alacağını vurgulayan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Özelleştirilen kurumlardan Kültür ve Turizm Bakanlığı şef, koruma ve güvenlik memuru kadrolarına naklen atanan ve müze müdürlüğünde istihdam edilen bazı personel, Özelleştirme Kanunu gereği,
ücretleri şahsa bağlı olarak ödendiğinden, müze müdüründen fazla maaş alabilmektedir. Bu
maaş farkı, 100 lira ve üzerinde değişmektedir. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelden daha düşük ücret alan personelin durumunun düzeltilmesi hususunda,
eşit işe eşit ücret kapsamında çalışmalar devam etmektedir.''
-
RTÜK ÜYELERİNİN MAL BİLDİRİMİ-
Arınç, televizyonlardaki programların izlenmesine ilişkin çeşitli araştırmalar yapıldığını, bunların içinde
yerli dizilerin izlenmesine ilişkin en net verilerin, 2006'da gerçekleştirilen ''
Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması'' ile elde edildiğini söyledi.
Radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi, denetlenmesi görevinin RTÜK'e verildiğine dikkati çeken Arınç, kurulun, ilgili
yasa hükümlerine uygunluk açısından programları yayınlandıktan sonra denetlediğini, programlara yayından önce müdahale etme veya programları yayından kaldırma yetkisi bulunmadığını vurguladı.
Arınç, yayınların, üst kurul uzmanlarınca titizlikle takip edildiğini, yasa hükümlerine aykırı yayınlar için
rapor düzenlediğini kaydederek, gerektiğinde yasa hükümleri gereğince kuruluşlara uyarı,
özür dileme, program durdurma,
para cezası ve geçici yayın durdurma cezası şeklindeki yaptırımların, hukuki sürecin tamamlanmasıyla birlikte uygulandığını söyledi.
Bülent Arınç, ilgili
kanuna göre, RTÜK üyelerinin, her yıl TBMM Başkanlığına mal bildiriminde bulunduğunu ifade ederek, Zahid Akman'ın, RTÜK üyeliğine seçildiği 13 Temmuz 2005'ten itibaren her yıl TBMM'ye mal bildiriminde bulunduğunu kaydetti.
-TRT'YE ATAMALAR-
Başbakan Yardımcısı Arınç, İbrahim Şahin'in
TRT Genel Müdürlüğü görevine başlamasından sonra kurumsal hizmet ihtiyaçlarının yanı sıra
Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu gereğince görev yeri değişikliklerinin olduğunu belirtti.
Havuza personel gönderilmediğini vurgulayan Arınç, ''Kurumun istihdam politikası, işe göre personel şeklindedir.
İstihdam edilen personelin, daha önce çalıştıkları kuruluşlar, bir referans oluşturmamaktadır. Liyakat ve
kariyer ilkesi, esas alınmaktadır'' dedi.
Şahin'in, göreve başladığı 23
Kasım 2007'den itibaren bin 179 kişinin emekliye ayrıldığını, 870 kişinin atamasının yapıldığını vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:
''Bu sayıya,
mahkeme kararı gereğince yapılan atamalar, 4131 sayılı kanun gereği yani
şehit yakınları,
KPSS sonucu yapılan atamalar, mütercim
spiker unvanlı kadrolara, istisnai memuriyet hükümlerine göre yapılan atamalar ile kurumlar arası naklen atamalar da dahildir.
Diğer yayın kurumlarında olduğu gibi TRT'nin bütün yayınlarının kendi yapımlarından oluşması mümkün değildir. Ancak TRT'de dış yapım oranı, diğer
Avrupa ülkeleri yayın kurumlarının dış yapım oranından düşüktür. Kurum yayınlarının çoğu iç yapımlardan oluşmaktadır. TRT'de kurum içi veya kurum dışı her proje, ilgili komisyonlarca değerlendirilmekte, komisyonların yapımına uygun gördüğü projeler hayata geçmektedir.''
YENİ RADYO KANALLARI-
Türk sanat müziği içerikli ulusal
radyo postası TRT-Nağme ve
Ankara şehir merkezine yönelik radyo postası Ankara Radyosu'nun 6
Mayıs 2009'da, Türk
halk müziği içerikli ulusal radyo postası TRT-
Türkü'nün 1 Temmuz 2009'da yayına başladığını anımsatan Arınç, şunları kaydetti:
''Yoğun
rekabet ortamı da dikkate alındığında, dinleyici beklentilerinin karşılanabilmesi için Türk halk ve sanat müziği içerikli yayın yapacak farklı radyo postalarına ihtiyaç duyulmuştur. TRT-Nağme ve TRT-Türkü postalarının yayınına, en az düzeyde mali kaynak gerektirecek şekilde mevcut personel, stüdyo ve verici imkanlarıyla, nüfusu yoğun illerden başlanmıştır. Daha sonra yayınların alınacak olumlu sonuçlar ve verici yayın frekansı başta olmak üzere, mevcut imkanların genişlemesiyle,
yurt çapında yaygınlaştırılması düşünülmektedir.
Nüfusun yüzde 30'dan fazlası Ankara,
İstanbul ve
İzmir'de bulunuyor. Bu şehirlerdeki insanlarımız, kendine has bir dinleyici profili oluşturuyor. Metropol insanı, özellikle
genç ve orta yaş grubunda olanlar, kanat önderlerini kaybetmiş, neredeyse ilişkilerinde yalnızlaşmıştır. Radyo, dost olma kimliğiyle bu eksikliği büyük ölçüde doldurabilecektir. Bu dinleyicilerin istek ve ihtiyaçlarına
cevap verebilecek nitelikte,
kent radyolarının hayata geçirilmesi düşünüldü. Yayınlara Ankara'dan başlanıp, alınacak sonuçların olumlu olması halinde İstanbul, İzmir ve diğer
metropollerde de uygulamaya geçilmesi planlanmaktadır.''
Arınç, yayınlardan olumlu sonuç alınması halinde, TRT-Nağme'nin yurt çapında yaygınlaşması, kent radyolarının kurulabilmesi için yeni verici alımı ve tesisinin gerekebileceğini vurguladı.