Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı
Bülent Arınç, anayasa değişikliği paketinin bugün
Meclis Başkanlığına verilebileceğini, ancak
Almanya
Başbakanı
Angela Merkel'in ziyareti nedeniyle yarına da sarkabileceğini söyledi.
AK Parti Manisa il teşkilatında
basın toplantısı düzenleyen Arınç'a anayasa değişikliği paketiyle ilgili çalışmalara yönelik bir soru yöneltildi. Bu konuda epeyce bir süredir çalışma yürüttüklerini, kendisinin de bu çalışmalara fiilen katıldığını belirten Arınç, hem ilgili partileri ziyaret ettiğini hem de
sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşlarıyla bir araya gelerek konu hakkında bilgiler sunduğunu kaydetti.
Taslak paketinde 23 maddenin bulunduğunu, üç de geçici maddenin yer aldığını dile getiren Arınç,
taslakla ilgili Türk medyası ve
yabancı medyaya da bilgi sunulduğunu anlattı. Taslağa son şeklini vermek üzere çalışmaların hafta sonu da sürdürüldüğünü belirten Arınç, ancak kendisinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan izin alarak Mesir Festivali nedeniyle Manisa'ya geldiğini, bu nedenle telefonla bilgi alabildiğini söyledi.
Çalışmaların bugün bir
teklif haline getirilebileceğinin ifade edildiğini kaydeden Arınç, şu bilgileri verdi:
''Bildiğim kadarıyla bugün
akşam saatlerinde anayasa değişiklik teklifimiz Meclis Başkanlığı'na verilebilir. Verilebilir diyorum, çünkü bugün Alman Şansölyesi Sayın Angela Merkel de Türkiye'ye geliyor. Sayın Başbakanımızla görüşmeleri var. Eğer tekliflerin tamamı sonuçlanmışsa ve bugün verilebilir bir noktaya gelmişse, sanıyorum saat 17.00 gibi bu teklifler verilebilir. Ancak yarına sarkma ihtimali de var. Dolayısıyla
pazartesi veya salı günü teklifleri Meclis Başkanlığına verilebileceğini arkadaşlarımdan aldığım bilgiye dayanarak sizlere söylemek istiyorum.
Yeni bir madde ilavesi, belki sadece bir madde olabilecek. Ama diğer maddelerin bazılarında ufak tefek, bu son ziyaretlerimizde yapılan
önerilere, tekliflere,
eleştirilere dayanarak bazı rötuşlar yapılabilecek. Bunlardan ancak teklifler Meclis Başkanlığı'na sunulduğunda haberdar olabileceğiz. Yani bunu burada ifade etmek, yeni bir tartışmayı başlatmasın diye söylemek istiyorum. Esasta çok fazla değişiklik yok, ancak 1-2 maddede, bir iki haklı eleştiri ve öneri değerlendirilecek. Bu da zaten tabiidir. Çünkü biz ziyaretlerimizi yaparken, ziyaret ettiğimiz kişilere 'Taslağımız budur, bunu zenginleştirecek olan sizlersiniz, sizin düşünceleriniz ve fikirleriniz bizim için çok önemlidir. Biz uzlaşma ve diyaloğa açığız' demiştik. Şimdi onları değerlendirmekten daha tabii bir şey olamaz.''
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün gerçekleşen 470. Uluslararası Mesir Festivali'ne katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e teşekkür etti.
Arınç, AK Parti Manisa İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, 470. Uluslararası Mesir Festivali'ni büyük bir coşkuyla kutladıklarını, unutulmayacak güzelliklerle dolu bir gün geçirdiklerini, Ankara'ya dönmeden önce bir teşekkür toplantısı düzenlemek istediğini söyledi.
Çocukluğundan bu yana büyük bir mani olmadığı sürece mesir törenlerine katıldığını, Manisa'nın yaşattığı bu geleneğin, kendisi için çok önemli olduğunu, birilerinin buna hiç aldırmıyor, bunu küçümsüyor olabileceğini vurgulayan Arınç, bu heyecana eşiyle ortak olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e teşekkür etti.
Arınç şöyle konuştu:''Mesirde
sağanak yağmur altında, tamamen ıslanıncaya kadar meydandan ayrılmayarak, bu törene
renk katan Cumhurbaşkanımıza, Manisa'nın güzel insanları adına teşekkür ediyorum. Sırılsıklam yağan yağmurun altında sonuna kadar büyük bir heyecanla topluluğa mesiri saçtılar. Bu hepimizin yıllar sonra hatırlayacağı bir törendir. Sayın Cumhurbaşkanı, Manisa'dan ayrılırken müstesna bir gün yaşadıklarını ve çok memnun olduklarını, Manisalıların gösterdiği sevgiye, sevince teşekkür ettiklerini ve inşallah bundan sonra her yıl fırsat buldukça bu güzel günde Manisalılar ile olmak istediklerini ifade ettiler.''
Mesir törenindeki yaklaşık 1.5 kilometrelik kortej yürüyüşünde, Manisalıların büyük bir sevinçle, Cumhurbaşkanı Gül'ü güllerle, çiçeklerle, karanfillerle karşıladıklarını, konuksever Manisalıların çok güzel bir davranışta bulunduğunu, bunun da kendilerini çok mutlu ettiğini belirten Arınç, ''Mesir saçımında yağmurda bekleşen insanları daha çok bekletmeme adına sonuna kadar yağmurun altında kalması, Manisalılar için büyük bir
jest olmuştur. Çok önemsiyorum bunu. Bugüne kadar pek çok törenlerde bulunmuş olan biri olarak,
halkın ıslandığı bir yerde kendisinin de aynı ortak noktaları paylaşacağını göstermesi bakımından fevkalade önemliydi'' diye konuştu.
Etkinliğe MHP Genel Başkan Yardımcısı
Faruk Bal ve Manisa milletvekillerinin katıldığını anımsatan Arınç, ''Büyük katkı sağladılar. Bu güzel bir davranıştır. Onlara da teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanının ziyaretinde Faruk Bal ve arkadaşlarının bulunması, takdir edilecek bir davranıştır'' dedi.
Arınç, Mesir töreninin düzenlenmesinde emeği geçen Manisa Valisi
Celalettin Güvenç, Manisa Belediye Başkanı
Cengiz Güven, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerini de teşekkür etti.
Mesir festivalinin Türkiye'nin yaşattığı iki büyük gelenekten biri olduğunu, nice yüzyıllar boyunca bunun süreceğini kaydeden Arınç, mesirin bütün dünyaya duyurulabilmesi için TRT'nin Manisa'ya gelerek belgesel hazırladığını, 22 tane yabancı basın mensubunun kente gelerek mesir festivalini takip ettiğini,
Anadolu Ajansı'nın bütün imkanlarıyla çalışmaları yakından takip ettiğini ve bunlardan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Arınç, mesiri daha orijinal kutlamalarla gündeme getirmeye devam edeceklerini kaydetti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hükümetin hazırladığı
Anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak ''Ana muhalefet partisi teklifin yanlışlığını söylemek ve halkı uyarmak yerine, eline kılıç alıp sallayarak, bunu bir tehdide ve sopaya dönüştürmek gayretinden vazgeçmelidir'' dedi.
AK Parti Manisa İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Arınç, gazetecilerin, hükümetin hazırladığı Anayasa paketiyle ilgili sorularını yanıtladı.
Anayasa değişikliğinin en az 184 milletvekilinin teklifiyle verilebileceğini, burada Meclis Başkanı'nın mutlaka yapması gereken şeyin, teklifin asıl
komisyon olan
Anayasa Komisyonu'na
havale etmesi olduğunu dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
''Anayasa Komisyonu görüşecek, sonra raporunu yayınlayacak, o raporun yayınlanmasını ve dağıtılmasını takip eden 48 saat sonunda teklif Genel Kurul'da görüşülebilir hale gelecek. Anayasa değişikliği teklifleri bize göre iki defa görüşülüp oylanıyor ve arada mutlaka 48 saatin geçmesi lazım. Biz genelde salı ve cuma günleri Anayasa değişiklik tekliflerini görüşürüz. Ancak maddelerin uzun olması ve ertesi güne sarkması durumunda 48 saati ona göre hesaplamak gerekebilir. Bir haftayı iki görüşme olarak düşünürseniz, bundan sonraki haftalarda da yayınlanması, yürürlüğe girmesi, mecliste kabulü veya
referanduma gidecek noktayı bulması gerekir. Bu normal prosedürdür. Şüphesiz bu normal prosedürü, anormal yollarla veya anayasa dışı,
demokrasi dışı yollarla bozmak, engellemek, hatta işi tehdide ve şantaja dönüştürmek, bu Anayasa değişiklik teklifini komisyona bile havale ettirmemek, komisyondan çıkarsa Anayasa Mahkemesine götürmek, hatta Anayasa Mahkemesinden geçerse bir başka şekilde iptali için tehditler savurmak, maalesef ana muhalefet partisinin genel başkanı ve milletvekilleriyle bugün gündeme geliyor. Bu çok yanlış bir şeydir. Ana muhalefet partisi ve muhalefet partisi biliyor ki, bu değişiklik teklifleri referanduma sunulduğu taktirde halk bunları kabul edecektir. Tüm anketler bunu gösteriyor. Türk milleti 1982
darbe Anayasasının değişmesine her zaman sıcak bakmıştır. Bugüne kadar Anayasanın da 80'e yakın maddesi değişmiştir. Üçte birinden fazlası değişmiş bir anayasanın geri kalan ve birbiriyle irtibatı kopmuş maddelerini bugün daha çağdaş demokratik ve sivil bir hale getirmek ihtiyacını halk, sayın Baykal'dan çok daha iyi görüyor ve takdir ediyor. ''
-HALKIN İRADESİ-
Pakete karşı ana muhalefet partisinin tutumunu eleştiren Bakan Arınç, şöyle devam etti: ''Ana muhalefet partisi, teklifin yanlışlığını söylemek ve halkı uyarmak yerine, eline kılıç alıp sallayarak, bunu bir tehdide ve sopaya dönüştürmek gayretinden vazgeçmelidir. Demokrasilerde iki yol var. Ya milli iradenin temsilcileri parlamenterler, parlamentoda görevlerini yaparlar veya onları aşan bir nokta olursa, halk doğrudan müdahale eder ve referandumda kararını verir. Biz ikisine de razıyız. Meclisin ne diyeceğine de razıyız, halkın ne söyleyeceğine de razıyız. Halktan gelen kararı başımızın gözümüzün üstünde kabul ediyoruz. Başının gözünün üstünde millet iradesini kabul etmeyen
siyasetçilere de
tavsiyemiz, 2007 yılında
Cumhurbaşkanlığı seçimi için parlamentoya gitmemeyi
tercih eden iki partinin akıbetine baksınlar. Onlardan bir tanesi siyasi hayata
veda etti, öbürü de 2-3 partiyle birleşerek hayatiyetini devam ettirmeye çalışıyor, ama anketlerde yüzde 1 bile görünmüyor.
Kim halk iradesine karşı bir tavır alır ve bunu bir tehdit ve baskıya dönüştürürse, milletin en yakın seçimde vereceği cevabı şimdiden görmesini tavsiye ediyorum. Bir defa Anayasa değişmez değildir. Değişmeyecek, değişmesi teklif bile edilemeyecek maddeler de bellidir. Türkiye'de siyaset yapan herkes bunu bilir. Ama bunun dışında her şey gerekiyorsa, parlamento karar veriyorsa ve Anayasa'ya uyan hareketler yapıyorsa, elbette değişebilecektir. Maalesef sayın Baykal'ın tutumu özellikle halka karşı parlamentoda bu tekliflerin görüştürülmemesi ve Anayasa Mahkemesine gidip bunu referandum öncesi, hatta 367 mucidi bazı aklı evvellerin söylediği gibi, referandumdan sonra bile iptal ettirilebileceğini hiç sıkılmadan, hiç yüzü kızarmadan söyleyebilmeleridir.
Halk karar verecek ama birileri Anayasa Mahkemesine müracaat ederek, geçmişteki alışkanlıklarından kalan bir şekilde referandumdan çıkmış olanları bile Anayasa Mahkemesi'nde bile iptal ettirebilecek. Bu
akıl tutulmasıdır.
Allah siyasetçilerimizi bu akıl tutulmasından uzak tutsun diye dua edelim. Daha mesiri yeni hazmediyoruz. Allah da kabul etsin.''
-''SICAK SULARDA YÜZMEK YERİNE, OKYANUSLARA DALAR YÜZMEYİ ORADA ÖĞRENİRSİNİZ''-
Bir gazetecinin
CHP lideri Deniz Baykal'ın ''
kumar'' sözünü anımsatması üzerine Arınç, yıllarını siyasete vermiş bir insanın bu sözü kullanmasının çok yakışıksız olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
''Biz siyaset yapıyoruz. Siyaset toplum için yapılır. Siyaset halkın refahı, mutluluğu ve huzuru için yapılır. Biz siyaseti böyle anladık, böyle anlayıp, böyle uyguladık, onun için de sekiz yıldan beri tek başımıza iktidarız. Ama halkı kumar oynamak gibi sözlerle tehdit eden siyasetçi, kendi partisine dönüp baksın. 1950'den beri 60 yıl geçti. CHP tek başına iktidara gelemedi. 60 yıldır tek başına iktidara gelemeyişinin sebebini, halka tepeden bakan bir zihniyette görüyoruz. Halkı korkutan, halkı tehdit eden, halkı hiç bir şeyden anlamaz gören zihniyette buluyoruz. Biz halkla kucaklaşıyoruz, halkı seviyoruz ve siyasetimizi ona göre yapıyoruz. Bunlar kumar değil. Siyasette doğru bildiğinizi yaparsınız. Risk alırsınız ve sonuçlarına katlanırsınız. Sıcak sularda yüzmek yerine, okyanuslara dalar yüzmeyi orada öğrenirsiniz. Biz böyle yapıyoruz. Kumarın üstünde oynamıyoruz. Okyanusa dalıyoruz, kulaç atıyoruz.''
AA