Arınç, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında,
anayasa paketinin ikinci tur oylaması sırasında partisinin
fire vereceğini düşünüp düşünmediği yönündeki soru üzerine, anayasa değişikliklerinin gizli oylandığını ve gizli oylamada grup kararı alınamadığını hatırlattı.
Milletvekillerinin oy kabinine girdiğinde vicdanları ile baş başa olduğunu belirten Arınç,
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın oylamaya katılmayacakları yönündeki açıklamasını anımsatarak, ikinci turda da bazı partilerin milletvekillerinin oylarını etkileyecek yöntemler izleyebileceğini söyledi.
Oylamalar sırasında
AK Parti'nin demokratik duruşunun ortaya çıktığını ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
''Bizim 335 oy kullanacak milletvekilimiz var. Ama biz onlara
baskı uygulamadığımız için, uygulamayı da aklımızdan geçirmediğimiz için, onlardan, farklı oy kullananlar çıkabiliyor. Aksi olsaydı bizi de baskıcı, diktacı bir görüşle, belki de suçlayacaklardı. Bırakın sizin milletvekilleriniz de katılsın da belki onlardan da böyle yanlış yapan çıkabilir.
Fire veren çıkabilir. AK Parti'den bir, iki, üç, dört... Ben kimdir bilemiyorum. Ama milletvekillerimiz farklı oy kullanmışsa, o onların tamamen kişisel görüşleridir, vicdani kanaatleridir. Bundan dolayı onlara kızmak, onlardan dolayı endişe etmek durumumuz da yoktur. Ama benim şahsen partide yönetici durumunda olarak veya hükümette bakan olarak beklediğim, milletvekillerimizin yüzde yüzünün bu anayasa değişikliklerine büyük destek olduğunu bildiğimiz için ve şimdi tek başımıza AK Parti olarak oylamalarda 'evet' oyu kullanan bir parti olarak göründüğümüz için, fire vermeyi hiç arzu etmem, hiç temenni etmem. Çünkü bunun bütün şerefi bize ait olmalıdır.''
MHP ve BDP'nin anayasa değişikliği paketi konusundaki tavırlarının sorulması üzerine Arınç, anayasa paketi görüşmelerinin tutanaklarını okuyacak insanın yüzünün kızaracağına emin olduğunu söyledi.
TBMM'de yapılacak konuşmaların sınırlarının iç tüzükte belli olduğunu ifade eden Arınç, ancak görüşmeler sırasında hakaretler yapıldığını ve yanlış sözler ifade edildiğini söyledi.
Görüşmelerde usulünce bir
eleştiri ve muhalefet yapılmadığını vurgulayan Arınç, görüşmelerde insan haysiyetine yakışmayan çok ağır sözler söylendiğini belirterek, bir MHP'li milletvekili hakkında, kullandığı sözler nedeniyle
dava açacaklarını bildirdi.
Arınç, ''Amaçları şuydu, bildiğim kadarıyla: 'Bağıralım, çağıralım bu işten vazgeçsinler'. Yani bıktırıp, usandırıp, 'lanet olsun biz de bu işten vazgeçiyoruz' diyeceğimizi zannettiler. Demedik'' diye konuştu.
İkinci tur oylamada 367'ye ulaşılamazsa değişiklikleri referanduma götürmek istediklerini belirten Arınç, şöyle devam etti:
''367'nin altında kalan maddeler için belki Sayın Cumhurbaşkanının referanduma giderken bir ayırma kararı vermesi de mümkündür. Kendimi onun yerine koyarak söylemiyorum. Ama Sayın Cumhurbaşkanı da büyük bir titizlikle bu ikinci oylamanın sonuçlarını değerlendirecektir mutlaka. 367 ile
Meclis içerisinde kabul edilmiş olabilir, ama sakıncalı gördükleri maddelerde, daha az oy kullanmışlarsa, bunu da halkoyuna götürme konusunda belki Sayın Cumhurbaşkanının bir takdiri olabilir.''
''GİDEN PARTİ VE MİLLETVEKİLLERİ İTİBAR KAYBEDER''
Anayasa değişiklikleriyle ilgili, CHP'nin
Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin de olumsuz bir karar alması durumunda Türkiye'de nasıl bir fotoğrafın ortaya çıkacağı şeklindeki soru üzerine Arınç, ''Çok üzücü bir fotoğraf ortaya çıkar, Ben buna, 'hukuki
kaos' da demiştim daha önceleri'' yanıtını verdi.
Arınç, CHP Genel Başkanı Baykal'ın Anayasa Mahkemesi'ne başvuracakları yönündeki açıklamalarını eleştirerek, ''Anayasa Mahkemesi ile bir anlaşmaları olduğunu sanmıyorum. Bu Anayasa Mahkemesi'ne büyük bir saygısızlık olur. Ben bu konuda gidildiği zaman bile, mahkemenin çok doğru, çok hukuki bir karar vereceğini düşünüyorum. Bir defa mahkemenin kendisiyle ilgili bir düzenlemeyi görüşmesi mümkün olacak'' diye konuştu.
Anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değiştiğini belirten Arınç, ''Kendisiyle ilgili bir konuda Anayasa Mahkemesi'nin çok daha titiz karar vermesi gerekir'' dedi.
Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılması için 110 milletvekiline ihtiyaç duyulduğunu belirten ve CHP'nin milletvekili sayısının buna yetmediğini hatırlatan Arınç, CHP'nin, bazı milletvekillerinin desteğini alması gerektiğini kaydetti.
Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi'ne anayasa değişikliği ile ilgili olarak şekil konusunda başvuru yapılabileceğini, ancak Mahkeme'nin esastan karar verebileceğini belirterek, ''Gitmemelerini
tavsiye ederim, giden parti ve milletvekilleri itibar kaybeder. Bu çok önemli bir konudur. Halkın önüne götürmek istediğimiz bir hususu halktan kaçırmanın bir siyasetçi için ne kadar yanlış olduğunu geçmişte yaşadık'' diye konuştu.
''İDDİANAMEYİ ELEMEDEN GEÇİRECEK BİR MEKANİZMA''
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Abdurrahman Yalçınkaya'nın parti
kapatmaları konusundaki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Arınç, iktidardaki partinin kapatılmasına ilişkin bir davanın çok önemli etkilerinin olduğuna dikkati çekti.
''Dolayısıyla ellerindeki iddianameyi mutlaka bir elemeden geçirecek bir mekanizma var'' diyen Arınç, parti kapatmanın önüne geçmediklerini, sadece başsavcı iddianamesinin geçerli ve yeterli olup olmadığına TBMM içinde bir kurulun karar vereceğini söyledi.
Danıştay'a düzenlenen saldırıya AK Parti'ye açılan davada da yer verildiğine dikkat çekilerek, saldırıyla ilgili halen aydınlanmamış ve çelişkili iddialar bulunduğunun hatırlatılması üzerine Arınç, güvenlik kamerası görüntülerinin silindiği şeklindeki iddiaların olayın seyrini tamamen değiştirebilecek bir gelişme olduğunu kaydetti.
Bülent Arınç, ''Türkiye'de her yeni ortaya çıkan
belge, her yeni ses kaydı, neler yaşadığımızı, hangi karanlık güçlerin Türkiye'yi karıştırmak için meşru hükümetleri devirmek için kimlerle
işbirliği yaptığını çok rahat, açıkça ortaya koymaktadır'' dedi.
AK Parti olarak kapatma kararı iddianamesinin yeniden gözden geçirilmesi konusunda hukukçularla çalıştıklarını bildiren Arınç, kameraların kayıtlarının silindiği iddia edilen güvenlik şirketinden de herhangi bir açıklama yapılmadığını hatırlattı.
''HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR''
Son günlerde
terör olaylarında şehit olan askerlerin sayısının arttığının belirtilmesi ve olayların ''mevsimsel mi? yoksa konjonktürel mi?'' olduğunun sorulması üzerine Arınç, bahar nedeniyle her yıl bu mevsimde olaylarda tırmanma yaşandığını belirterek, olayların iç politikaya yönelik bir mesajı bulunduğunu söyledi.
Anayasa oylamalarının bu eylemlerin bir hedefi olduğunu ifade eden Arınç, bu eylemleri yapanların
PKK teröristleri olduğunun bilindiğini vurgulayarak, ''Taşeronlukla nasıl işbirliği yaptıklarını da maalesef görüyoruz'' dedi.
Terörle mücadelenin bitmediğine ve bitmeyeceğine işaret eden Arınç, son günlerde şehit olan askerlere Allah'tan rahmet diledi.
Teslim olan teröristler olduğunun hatırlatılması üzerine de Arınç, ''Türkiye'de Habur'da yaşanan, o hepimizi üzen manzaralardan sonra, giriş ve çıkışlarda, yani teslim olmalarda, hukuki süreç devam ediyor. O zaman yaşadığımız olaylar hepimizi üzmüştür ve demokratik
açılım sürecine de gölge düşürmüştür'' diye konuştu.
AA