"Hukuk ne diyecek bilmiyorum ama 'milli orduya kumpas' söylemiyle AK Parti geride kalan 11 yıllık iktidarının en önemli icraatını inkar etmiş oldu." diyen Bugün Gazetesi Adem Yavuz Arslan çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:
"Eğer yolsuzluk iddiaları ortaya dökülmeseydi, savcı ve polis kahraman olarak kalacaktı. HSYK, 12 Eylül referandumu ile demokratikleşmiş olacaktı. Hükümet 'darbecilerle, cuntacılarla mücadele etmiş ve vesayetin belini kırmış, gerçek anlamda demokrasiye doğru yol almış' olacaktı.Ancak yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca önce yargıya müdahale edildi. Sonra emniyet hallaç pamuğu gibi dağıtıldı. Yandaş kalemler 'Cemaat'e operasyon yapılacağını, Ergenekon ve Balyoz'dan daha büyük yargılamaların yapılacağını' yazmaya başladılar. Peki genel aftan bahsetmek, Ergenekon'u, Balyoz'u tartışmaya açmak gündemi saptırmaya yeter mi? Ankara'dan bakınca bu taktiğin başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Zira kimse yolsuzluk iddialarını konuşmuyor.
Öcalan affı kabul etmeyecek!
Türkiye 2014'e çok hızlı girdi.
2013'te yaşadıklarımız nedeniyle bu yılın da olağanüstü olacağını biliyorduk.
Hatta birçok açıdan 'kader yılı' olacağını da öngörmüştük.
Ancak daha ilk günden Ergenekon ve Balyoz davaları için yeniden yargılama ya da genel af tartışmalarının başlayacağını öngörmemiştik.
Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın 'Milli orduya kumpas kuruldu' yazısından sonra harekete geçen Genelkurmay, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
İlk günden itibaren 'Ergenekon yok, Balyoz uydurma' diyen cephe coşku içinde. Hızını alamayıp 'Sabah hepsini bırakın, yerlerine de Cemaat'i koyun' diyenler bile çıktı.
Gerçi son günlerdeki fişlemeler, demeçler, 'in'li, 'çete'li, 'cunta'lı açıklamaları görünce siyasilerin de 'benzer niyetleri' olduğunu söyleyebiliriz.
Hatta iktidar partisine mensup önemli isimler, fişleme dosyalarını açıkça yazıp çiziyorlar.
İddialarına göre 2 bin kişilik liste Başbakan'ın önündeymiş. Şu ana kadar 1000 civarında ismin tasfiye edildiğini düşünürsek daha önümüzde yapılacak tasfiyelerin olduğu açık.
11 yıllık icraatını inkar etmiş oldu
Bu durumda 'hani fişleme yoktu' diye sormayın zira hemen ajan ilan ediliyor ya da bir çete/cuntaya dahil ediliyorsunuz!
Hukuk ne diyecek bilmiyorum ama 'milli orduya kumpas' söylemiyle AK Parti geride kalan 11 yıllık iktidarının en önemli icraatını inkar etmiş oldu.
Bir bakıma reddi miras yaptı.
Peki neden?
Cevap aslında basit. Yolsuzluk iddialarını unutturmak, gündemi değiştirmek için.
Eğer yolsuzluk iddiaları ortaya dökülmeseydi, savcı ve polis kahraman olarak kalacaktı.
HSYK, 12 Eylül referandumu ile demokratikleşmiş olacaktı. Hükümet 'darbecilerle, cuntacılarla mücadele etmiş ve vesayetin belini kırmış, gerçek anlamda demokrasiye doğru yol almış' olacaktı.
Ancak yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca önce yargıya müdahale edildi. Sonra emniyet hallaç pamuğu gibi dağıtıldı. Yandaş kalemler 'Cemaat'e operasyon yapılacağını, Ergenekon ve Balyoz'dan daha büyük yargılamaların yapılacağını' yazmaya başladılar.
Peki genel aftan bahsetmek, Ergenekon'u, Balyoz'u tartışmaya açmak gündemi saptırmaya yeter mi?
Ankara'dan bakınca bu taktiğin başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Zira kimse yolsuzluk iddialarını konuşmuyor.
Millet unutsa arşivler unutmuyor
İktidar cephesi hangi saikle bu yola girdi bilmiyorum ama şurası kesin ki bu yol çıkmaz sokak.
Çünkü Ergenekon ve Balyoz ile ilgili yargılamaların yeniden yapılabilmesi için yeni delillerin ortaya çıkması lazım.
Ayrıca, Balyoz'un gerekçeli kararına bakarsanız mahkemenin farklı düşündüğünü de görürsünüz.
Yani yargı yolsuzluk operasyonu başlayınca fikri 180 derece değişen siyaset gibi düşünmüyor.
Öte yandan, millet unutsa arşivler unutmuyor.
Gazeteler, televizyonlar Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a, bakanlardan milletvekillerine AK Partililer'in yargılamalarla ilgili açıklamaları ile dolu.
Günlükler, el yazması notlar ve inkar edilemeyen ses kayıtları var. Eğer bütün bunları yok sayıp yolsuzluk tartışmalarını unutturmak, Cemaat'i de suçlamak için her şeyi inkar ederseniz bu tercihin iki sonucu olur:
Birincisi; dün söylediklerinizi bugün inkar ederseniz ne dün söylediklerinize ne de bugün söylediklerinize güven kalmaz.
İkincisi; yargıya, polise müdahale eder, yasaları değiştirirseniz, yetmez PKK'yı da kapsayacak bir genel aftan bahsederseniz 'neyi örtmeye çalışıyorlar' algısı daha da güçlenir.
Bir de, yandaş kalemler ve gazeteler milletin aklıyla dalga geçen haberler yaparsa tam olur.
Bu millet aklıyla, irfanıyla dalga geçilmesini sevmez. Son olarak, bugün gündemi saptırmak için Ergenekon'a, Balyoz'a, PKK'ya aftan bahsedenler bir şeyi atlıyorlar.
İmralı'da BDP'li yöneticilerle konuşan Öcalan kendisiyle ilgili gelecek planlarını anlatırken 'af'tan bahsetmiyor.
Hatta genel af gündeme geldiğinde aynen şu cümleleri kullanıyor: "Ben affedilecek bir suç işlemedim. Ben siyasi bir davası olan insanım ve bu yüzden buradayım, çıkacaksam çıkışım da siyasi gelişmelerle olacaktır" diyor.
Uyarmış olayım.