Toper, “Kardeşimin ev arkadaşının ortağıydı” dediği
Alparslan Arslan’la bir gün önce yaptığı görüşmeyi ve olaya ilişkin görüşlerini şöyle anlattı:
Salı günü 12:00-12:30 gibi telefonum çaldı, arayan bu kişiydi. “Abi Ankara’dayım, bürona ziyarete gelmek istiyorum” dedi. Adresimi verdim,
tarif ettim. Sonra geldi, tek başına. Oturduk burada sohbet ettik. Ben gıyaben tanıyordum kendisini. Çok fazla anti-sosyal bir çocuktu. Gergindi. Biraz konuştuk. Konuştukları mantıklı şeylerdi. Bir buçuk saat büromda oturdu. Kendisine, “Duruşman mı var? Ankara’ya niye geldin?” diye sordum. “Sayılır abi” dedi.
Kitaplar üzerine konuştuk. Da Vinci Şifresi’ni okuduğunu belirtti. Kıyamet Günü kitabı üzerine konuştuk. “Bir yerlere uğramam lazım” dedi ve gitti. Bürodan çıktıktan sonra aklıma geldi. Kardeşimden numarasını alıp aradım. “İşin bitti mi? Döndün mü İstanbul’a” diye sordum. “Yok, bitiremedim, kalıyorum bu gece” dedi. “O zaman gel seni yemeğe götüreyim” Bir içkili lokantanın önünde durduk. “Abi midem ağrıyor. Beni otoparkın oraya bırakırsan” dedi. Getirdim, bıraktım. Çok gergindi. “ Ordudan
ihraç edilen
Muzaffer Tekin isimli şahsı ne gıyaben ne de isim olarak tanırım. Tehlikeli, provokatif yapılar bunlar.
BUGÜN