Kanaltürk’ün 28 Haziran 2006 tarihli haberine göre, Alparslan Arslan, sahte şeyh Salih Kurter’in evinde düzenlenen gizli ibadet seanslarına katılıyor ve burada ayin benzeri şeyler yapılıyordu. Haberdeki söz konusu toplantıya kesintisiz katılanlardan biri Süleyman Esen’di. Arslan bu kişiyi Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde “ülkücü reis” olarak tanımlıyor. Kanaltürk’teki haberde bu gizli ayinlere devamlı katılan birinden daha söz ediliyor… Şimdiye kadar adı resmi ve gayr-i resmi adı hiçbir yerde geçmeyen ve kimsenin duymadığı bir kişiden: Kemalettin Gülen… Kanaltürk’ün 1.5 ay önce özel haberinde kullandığı bu ifadeler nereden alınmış ve hangi bilgilerle iddia edilmişti? Bütün bunlar Tetikçi Alparslan Arslan’ın bu kişiyle münasebetini bugünkü duruşmada (11.08.2006) deşifre etmesine ne gibi etkisi olmuştu? Kamuoyu, Kemalettin Gülen adını Alpaslan Arslan’ın bugünkü ifadeleriyle ilk kez duyarken, Kanaltürk bu kişiyi daha önceden nasıl deşifre etmişti? Arslan daha önce tutuklandığı cezaevinde ifade vermek istemiş ve bu bir buçuk saat süren ifadelerinde Sahte Şeyh Salih Kurter’le Süleyman Esen’in gözaltına alınmasına sebep olmuştu. Kanaltürk’ün haberinde bu kişilerle birlikte adı anılan Kemalettin Gülen’in de adı geçiyor. Ancak o gözaltına alınmamıştı, çünkü Arslan “Kemalettin Gülen”in adını henüz vermemişti. Kanaltürk acaba bu kişinin adını kamuoyunun haberdar olmasından 1,5 ay önce nasıl ve nereden biliyordu? Kamuoyu şimdi Arslan’ın vereceği ifadeyi 1,5 ay önce yayınlayan Kanaltürk’ün ve ulusalcı yapılanmanın tetikçi Alparslan Arslan’la ne gibi bir ilişkisi olduğunu merak ediyor. Bir de Arslan’ın kimin ağzıyla ifade verdiğini… İşte Kanaltürk’ün yayınladığı haberler: Danıştay baskınının ardındaki gerçekler ... Haberi okuyun
Özel Haber Çevresinde mazbut, dinine bağlı biri olarak tanınan Alparslan Arslan için ortak görüş çok fevri olmasıydı. Pekçok kez arkadaşları onu konuşmasını beğenmediği biri için; "bunu çekip vurmak lazım" derken duymuştu. Bu denli takıntılı ve fevri biri olan Arslan'ın hayatı;; kanlı danıştay baskınından 8 ay önce değişti. Gençliği; Fetullah Gülen'in yönetimindeki Işık evlerinde geçen Arslan, zaten cemaate yakın bilinç altyapısını burada aldı. İddialara göre kanlı baskından 8 ay öncesinde ise; çevresiyle tüm ilişkilerini kopararak;; fethullahçı şeyh salih hoca'nın evine, ve vaaz verdiği camiiye gidip gelmeye başladı. Arslan'ı kanlı baskına götüren sözde eğitim süreci işte o ziyaretler sırasında şekillendi. Nisan ayının sonlarında Alparslan Arslan'ın sözde eğitimi tamamlandı..Şeyhin alpaslan aslana gösterdiği hedef açıktı.. Türban kararı nedeniyle vakit gazetisinin de hedef gösterdiği danıştay 2 . dairesi.. Arslan; silah talimlerine başladı. Sözde eğitimi pratiğe döktü. İstanbul'da sık sık atış talimi yaptı. Sürekli silah ve bomba arayan Arslan uzun uğraşlarla silahları buldu ancak bir türlü mermi temin edemedi. Arslan önce Cumhuriyet Gazetesi'ni hedef aldı.. İddialara göre Cumhuriyet saldırılarında kullanılan bombalar Şanlıurfalı bir aşiret üyesi tarafından getirildi.. Arslan; Cumhuriyete yönelik saldırılarda görevini başarıyla tamamlamıştı. Sıradaki hedef daha büyüktü. Şeyh Salih "artık harekete geçme zamanı" dediğinde düğmeye de basılmış oldu. Ok yaydan çıkmıştı. Aylar hatta yıllar süren sözde eğitimin; beyin yıkama operasyonunun meyvelerini toplama vaktiydi. Arslan; şeyhinden emri alınca, hemen arkadaşlarını aradı.. Arkadaşları eylemden habersizdi ancak Ankara'ya gidileceğini biliyorlardı. Alparslan Arslan'ın arkadaşlarının deyimiyle Polat Alemdar'ın aradığı isimlerden biri de bir güvenlik memuruydu. Güvenlik memuru da Ankara'ya gitme teklifini kabul etti, hep birlikte yola çıkıldı... İddialara göre arslan'ın arkadaşı güvenlik memuru da eylemden habersizdi. Ankara'da bir otele yerleştiler. Arslan, daha önce Cumhuriyet saldırılarında bombaları temin eden Urfalı aşiret üyesiyle yine randevuyu ayarlamıştı. Urfalı aşiret üyesi de aynı tarihte Ankara'ya gelmiş ve Arslan'la arkadaşlarının kaldığı otelin karşısında bir başka otele yerleşmişti... Silahlar alındı ve Türkiye'nin gündemini değiştiren, danıştay ikinci daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in şehit olduğu, 5 danıştay yargıcının ise yaralandığı kanlı baskın için geri sayım başladı.. İstanbul'dan Ankara'ya Alparslan ARSLAN'la birlikte giden güvenlik memuru saldırıdan birkaç saat sonra gözaltına alındı. İddialara göre, komplo senaristlerinin öykü akışını bozmamak için oynanan oyunlar işte bu noktadan sonra başladı. Her gün ortaya yeni komplo iddiaları atılır ve AKP kaynaklarından baskın önce ulusalcılarla ardından da üstü örtülü şekilde Genelkurmay'la ilişkilendirilirken, daha ilk gün gözaltına alınan güvenlik memuru; aslında tüm şifreyi çözecek bilgileri vermişti. Ama bunlar kalın bir örtünün altına özenle süprüldü. Peki güvenlik memuru İstanbul'da verdiği ifadesinde neler anlattı. Edinilen bilgiye göre güvenlik görevlisi, Alparslan Arslan'ın uzun süredir Şeyh Salih'e gittiğini, avukat arkadaşı Süleyman Esen'in de Şeyh'le hareket ettiğini anlattı. Güvenlik memuru sorguda bir isim daha verdi. kemalettin Gülen.. Kendini Fethullah Gülen'in yeğeni olarak tanıtan kemalettin Gülen de Aplarslan arslanın son dönemdeki gözde arkadaşlarından biriydi.Arslan; kemalettin Gülen ve Şeyh Salih'in bir dediğini iki etmiyordu.. Güvenlik memuru sorgusunda Alparslan Arslan'ın telefon numarasını da verdi.. Bu numaraya ait konuşma kayıtlarıyla; aslında 18 mayıs'ta polis tüm bilgilere ulaşıldı.. Evet.. Güvenlik memuru kanlı danıştay baskınından hemen sonra saldırıdaki Fethullahçı izleri; şeyhin azmettirme sürecini tümüyle çözmüştü... İddialara göre kanlı danıştay baskınının şifresini çözen tüm bu bilgiler saklandı. Çünkü gerçekler komplo senaristlerinin öyküleriyle örtüşmüyordu.Gerçekler tam 39 gün saklandı.Ta ki Alparslan Arslan konuşmaya karar verinceye kadar.. Peki verdiği ifadeyle kanlı baskının şifresini daha ilk günden çözdüren;; Alparslan Arslan'la birlikte Ankara'ya giden ve Arslan'ın tüm cemaat ilişkilerini bilen güvenlik memuruna ne oldu? Bu sorunun yanıtı da ilginç.. Güvenlik memuru hakkında soruşturma açıldı. Sadece şehri izinsiz terkettiği için ceza aldı. 2006-06-29 19:47:42 Saldırgan Arslan Şeyh Salih Dergahında nasıl eğitim aldı? Haberi kaynağından okuyun
Özel Haber Gençliğini Fethullahçıların denetimindeki ışık evlerinde geçiren Alparslan Arslan, temeli yıllar içinde atılan sözde eğitimini Şeyh Salih'in dergahında pekiştirdi...Şeyh Salih sıkı bir Fethullahçıydı.. evi istanbul gültepe'deydi. dergahı ise Kağıthane'de bir camii de.Camii de vaizlik yapıyordu. Müritleri onu burada ziyaret ediyordu... Kanlı baskından 8 ay önce şehy Salih'e kelimenin tam anlamıyla kendini adayan ve tüm çevresiyle ilişkisini kesen Alparslan Arslan, hedef için biçilmiş kaftandı, fevriydi, sözde eğitim çok gençken başlamıştı. Arslan'da hem şeyhine hem şeyhinin sağkolu Süleyman Esen'e yürekten bağlıydı. Kendi aralarında Fethullahçı Şeyh Salih Hoca'yı Türkiye Şehülislamı seçmişlerdi.. İddialara göre Alparslan Arslan için özel ibadet seansları düzenlendi.. Bu seanslarda Alparslan Arslan yere oturtuluyor; etrafına; bir bardak mum ve bir bardak suyun sıralandığı daire çiziliyordu... arslan saatlerce bu ortamda zikir yapıyordu. Özel zikir törenleri yaklaşık 8 ay devam etti... İddialara göre Alparslan Arslan; Şeyhinin eliyle de huzur buluyordu.. Şeyh salih elini alparslan arslan'ın başına koyuyor; birkaç dakika bekliyordu.. arslan bu hareketle çok rahatladığını ve huzur bulduğunu söylüyordu.. Alparslan Arslan Kağıthane'deki bu zikirlere ve ibadet törenlerine bazen arkadaşlarını da çağırıyordu. Törenlere katılan arkadaşlarından beklediği tepkileri alamayan arslan hemen sinirleniyor ve o arkadaşlarıyla tüm ilişkisini kesiyordu.. İddialara göre kimi zaman Fethullahçı dergahta kimi zaman Alparslan arslan'ın evinde düzenlenen bu törenlere avukat Süleyman Esen'de kesintisiz katılıyordu; kemalettin Gülen de... Ağır bir müfredatı içeren sözde eğitim tamamlandığında, Alparslan Arslan kişiliğinden gelen özellikleriyle de birlikte baskın için çok uygun bir kimliğe bürünmüştü. Artık sıra "zamanı geldi" emrindeydi... 2006-06-28 21:07:27 SAMANYOLUHABER.COM