12 Eylül darbesinin beyin takımından emekli Org.neral Saltık, ordunun eski ‘müdahaleci’ günlerinin geride kaldığını söyledi. Saltık, ‘Uluslararası konjonktür, böyle bir stratejiye uygun değil’ dedi
Adına İstanbul dükalığı dediğimiz, memleketi Ankara ile
birlikte yönetmeye alışmış kaymak kesimin doğal sözcülüğünü
yapan büyük medya ne zaman darbe tamtamları çalmaya başlasa ben, takvime bakarım...
Demek, cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştı...
Ya da, memleketin genel ekonomik ahvaline bakarım...
Demek, ‘dükalığın yüksek katlarının bir yerlerden bir şeyleri
kesildi’ veya ‘ülkenin genel ekonomik paylaşımında pek hoşuna gitmeyen işler dönüyor...’
Neyse ne...
Darbe kelimesini fazla dillendirme pek de hayırlı işler grubundan değildir...
Öncelikle...
Dünyanın en kaliteli ordularından biri olarak kabul ettiğim Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugünkü yüzü dünyaya dönük, çağdaş ve insanlık
alemiyle kucaklaşmakta kararlı kadrolarına hakaret olarak kabul ederim...
Ne yani...
Daha dünün Varşova Paktı üyesi ülkeler, ordularının da sivilleşmeye ve demokratikleşmeye olağanüstü katkılarıyla bugün Avrupa Birliği tam üyesi olacak, bu ülkenin ordusu, üzerinde anlaşmaya varılmış bir çağdaşlaşma projesinin engelleyicisi olacak...
Darbe lafını haddinden fazla dillendirenler, sanıyorum, kendi ordularını tam olarak tanımıyorlar, onun kurumsal kalitesinin farkında değiller...
Geçelim...
Bugün kamuoyuna kuvvet komutanlarının yaptıkları açıklamalar ve herkesin büyük bir merakla beklediği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın
2 Ekim günü Harp Akademileri’nde yapacağı konuşmayla yansıyacak görüşler,TSK’nın iç ve dış tehdit algılama ve bunu kamuoyuyla paylaşma operasyonlarıdır.
Bütün bu tartışmaları en iyi aydınlatacak olan ise, konuyla ilgili bir uzmanın size sağlayacağı yeni ufuklardır.
Geçtiğimiz hafta bugün, bu satırların yazarı, bu şansı yakalamıştır.
Yapılan açıklamaların ve kamuoyunda yapılan tartışmaların seyri çerçevesinde önemli uzmanla yaptığımız sohbeti bugün aktarmakta yarar gördüm.
Kara Kuvvetleri eski Komutanı ve 12 Eylül askeri müdahalesinin perde arkasındaki gerçek karakterlerinden emekli orgeneral Haydar Saltık ile Türk Atlantik Konseyi’nin düzenlediği 16’ncı Uluslararası Antalya Güvenlik ve İşbirliği Konferansı çerçevesinde bir öğle yemeğinde buluşmuşluğumuz
var.
1923 doğumlu Saltık Paşa’yı açıkça ifade edeyim, hayli dinç ve
sağlıklı buldum. Dışarıdan bakıldığında, Türkiye’nin bugünlerine
damgasını vurmuş bir askeri müdahalenin en önemli ismi gibi değil,
ilerleyen yaşına rağmen, uzmanlaştığı konulara olan ilgisi süren bir
akademisyen gibi görünüyordu.
Oysa, bugün olgunluk çağını yaşayan kuşak, O’nu, 12 Eylül rejiminin ‘Devlet Başkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri’ olarak hatırlıyordu.
Lafı fazla uzatmadan konuya doğrudan girmeyi tercih ettim:’Paşam hazır, sizin gibi bir ismi burada bulmuşken hemen sormak istiyorum. Türkiye,sizin de izlediğiniz gibi, yeni cumhurbaşkanının kim olacağı tartışmalarının ekseninde her geçen gün biraz daha geriliyor. 12 Eylül’ün en önemli isimlerinden biri olarak siz, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden eskiye benzer bir müdahale stratejisi bekliyor musunuz?’
Saltık, kendine bir 10 saniye verdi, söyleyeceklerini toparladı ve tane tane yanıtladı:
‘Bugün, dünyanın yaşamakta olduğu gelişmeler, uluslararası konjonktür, bu tür bir müdahaleci stratejiye uygun değil. Sizin hatırlattığınız 12 Eylül müdahalesinin yaşandığı günlerin dünyası ile bugünün dünyası arasında önemli farklar var. Kaldı ki, Türkiye de aynı Türkiye değil. Çok önemli gelişmeler yaşandı, yaşanacak da. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hassasiyetlerini herkes biliyor. Bunlar tehdit algılaması açıklamalarıdır.
Fakat ben, şahsen, bugünün genelkurmayının bugünün şartlarında sizin
kast ettiğiniz tarzda bir müdahalede bulunmayı düşündüğüne ve böyle
bir müdahalenin olacağına da inanmıyorum.’
HAYDAR
SALTIK KİMDİR
12 Eylül 1980 askeri darbesinin güçlü komutanlarından biri olarak öne çıkan emekli Orgeneral Ali Haydar Saltık, bürokrat atamalarında Kenan Evren’i yönlendiren isim olarak anıldı. Darbe sürecinde Genelkurmay Genel Sekreterliği görevinde bulunarak, devlet sözcülüğünü de üstlendi. Türk milliyetçiliğinin önünü
kestiği gerekçesiyle ülkücü hareket liderlerinin bir dönem suikast
listesinde yer aldığı iddia edilen Org. Saltık, 1985’de İsviçre’ye
konsolos olarak atandı. 30 Ağustos 1985 tarihinde emekli oldu.
İstemeden çok şey söyledim galiba
Haydar Saltık Paşa’ya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar büyükanıt’ı
soruyoruz. Cevabı çok net:
‘Tabii. Sizler onu ilerlemiş rütbelerinden tanımış olabilirsiniz, ama bizler bugünün komutanlarını üsteğmenliklerinden, binbaşılıklarından
tanıyoruz. Yaşar Büyükanıt, genç bir komutanken de hepimizin dikkatini çekmiş, çok değerli bir komutandır...’
Haydar Saltık sohbetin tam bu noktasında durdu, yarım bıraktığını
hissettiği bir konuya devam eder gibi sözlerini sürdürdü...
‘Bakınız, bugünün koşullarında genelkurmay hareketsiz kalabilir, ama, bu ülkede herkesin ordunun genel eğilimlerine özellikle de genç subayların düşüncelerine önem vermesi gerekir. Genç subaylar, bazen, ülkeyi ağır tehdit altında bulabilir, görev yapması gerekenlerin yavaş davrandığını düşünebilirler. Bu ülke ne yazık ki, 27 Mayıs gibi olaylar da yaşamıştır. Allah korusun. Böyle bir şey olmasını kimse istemez. Ama bunu durdurmak için herkesin üzerine düşen sorumluluğu çok iyi bilmesi gerekir...’
Haydır Saltık, masadaki havayi biraz serinleten bu sözlerinden sonra durdu, sözlerini sakin bir ifadeyle noktaladı: ‘Aslında bir şey söylemek istememiştim ama, sanırım çok şey söyledim...’
Daha fazla kendime saklayamadım... Saltık Paşa ile sohbeti aktardım...
TAYLAND’IN BÜLEND ULUSU’SU
TAYLAND’DA kansız bir darbeyle Başbakan Thaksin Shinavatra’ı
deviren ordu, darbenin 12. gününde eski deniz kuvvetleri komutanı emekli general Surayud Chulanont’u başbakanlığa getirdi. 12 Eylül 1980’de Türkiye’de de darbeyle iktidarı ele geçiren ordu, ilk genel seçim yapılana kadar emekli oramiral Bülend Ulusu’yu başbakanlık makamına getirmişti.
Surayud Chulanont dün Tayland’ın 24. başbakanı olarak yemin etti. 19 Eylülde yapılan darbenin lideri General Sonthi Boonyaratglin, Kralın, Surayud’un yeni anayasa çerçevesinde seçimler yapılana kadar ülkeyi yönetmesini onayladığını açıkladı. General Surayud, Tayland ordusunu 1998-2002’de yönetmiş, Başbakan Shinavatra ile anlaşamayınca istifa etmişti.
1977 - 1980 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini yapan Oramiral Bülend Ulusu, 12 Eylül askeri müdahalesi üzerine hükümeti kurmakla görevlendirilmişti.
Ardan Zentürk - Stargazete