Askerî savcılığın kararındaki çelişkiler

Genelkurmay Askerî Savcılığı'nın Albay Dursun Çiçek'in hazırladığı öne sürülen 'eylem planı' hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesi kamuoyunu tatmin etmedi.

Askerî savcılığın kararındaki çelişkiler

Askerî savcılığın, Çiçek'in lehindeki delillere itibar ederken, aleyhindeki delilleri reddetmesi hukukçular tarafından eleştiriliyor. Savcılığın, delillerin takdirine girerek yasal yetkisini aştığı vurgulanıyor. Eski Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Mete Göktürk, "Delillerin değerlendirilmesi mahkemeye ait olmak üzere askerî savcı dava açabilirdi. Askerî savcılığın kararı kesin değil." diyor. Eski Başsavcı Reşat Petek de savcıyı eleştiriyor: "Askerî savcılığın açıklamasında deliller sıralanmakta, hatta resmî polis kriminal raporu üzerine özel bilirkişi raporu alınmakta, bu kadar delil yeterli şüphe olarak görmeyip takipsizlik kararı vermektedir. Bu yetki aşımıdır. Delillerin takdiri mahkemenin görevidir." Askerî savcının çelişkili davrandığını belirten uzmanlar şu hususların altını çiziyor: Jandarma, Emniyet, Adli Tıp ve TÜBİTAK raporları normal bir savcının elinde olsaydı, Çiçek'in askerî savcılığa verdiği ifadede kullandığı farklı imza şüphe uyandıracaktı. Kriminal raporlarında yer alan 'imzanın benzerlik gösterdiği, Çiçek'in eli mahsulü olduğu' şeklindeki ifadeler, Albay hakkında dava sebebi olmalıydı. Ancak askerî savcılık, raporların sonuç bölümündeki 'benzerlik' ifadelerini görmezden geldi. Askerî savcı, belgenin fotokopi olması ve imza sahibinin tam olarak belirlenmesi gerekçesiyle soruşturmayı kapattı. Ancak bu durum hukukî teamüllere aykırı. Zira böyle bir kararı, delillerin tamamını değerlendirecek mahkemenin vermesi gerekir. Hukukta esas olan savcılığın delilleri toplaması, takdirini hâkimin yapmasıdır. Bİlgİsayarlarda teknik bilirkişi incelemesinin olayın tarafı konumundaki Genelkurmay Muhabere Merkezi'nde görevli askerler yoluyla yaptırılması, soruşturmanın tarafsızlığını ve bağımsızlığını sakatlar. Albay Çiçek'in geçmiş dönemde sivil hayatta attığı ve medyaya yansıyan 20 farklı imzası araştırılmadı. Askerî savcılık Genelkurmay içerisinde Albay Çiçek'in sicil dosyasındaki örnek imzalar ile görev yaptığı daire başkanlığı tarafından gönderilen imza ve parafesini içeren belgeleri dikkate aldı. Genelkurmay Başkanlığı ve Albay Çiçek, belgenin sahteliğine inanıyorsa neden Albay Çiçek askerî savcılıkta farklı imza kullandı? Bu sorunun cevabı neden araştırılmadı? Askerî savcılık, belgenin medyada yayınlanmasından tam 5 gün sonra 17 Haziran'da Albay Çiçek'in konutunda arama yaparak, bilgisayar sabit disklerini, CD ve cep telefonlarını kopyalamış. 5 gün içerisinde delillerin karartılması ihtimali düşünülmedi mi? Askerî savcılık, Emniyet kriminalin 'imza Albay Çiçek'in eli mahsulü' ifadesini çürütmek için teknik bilirkişiden görüş alıyor. Bu durum, 'lehe delil oluşturma çabası' değil mi? Avukatların yapacağı girişimi neden savcılar yapıyor? Askerî savcılığın soruşturmada 'askerî suç' üzerinde yoğunlaştığı anlaşılıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, darbeye teşebbüs soruşturması yürütmesi zorunlu. 'Kamuoyu tatmin olmadı, sivil yargı vicdanları rahatlatmalı' Albay hakkındaki takipsizlik TSK'yı yıpratır Uluslararası Hukukçular Birliği Başkanı Necati Ceylan: Albay Dursun Çiçek hakkında disiplin soruşturması açılmalıydı. Bu karar ile şüpheli, askerî şahısta takipsizlikten istifade edecektir. Takipsizlik kararı verilmesinden dolayı birçok kişi ve kurum töhmet altında kalacak. Bu, TSK'nın yıpranmasına sebep olmaktadır. Karara komutan ile bu suçtan zarar gören kişi ve kurumlar itiraz etmelidir. 'Kovuşturmaya gerek yok' kararı çelişkilerle dolu Hukukçular Derneği Başkanı Kamil Uğur Yaralı: Askerî savcılığın kararı çelişkilerle dolu. Genelkurmay Karargâhı'nda hazırlanmadığı ve imzanın Dursun Çiçek'e ait olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya mahal yoktur denilerek, askerler suçlamanın dışına çıkarılıyor. Arkasından belgenin hangi amaçlarla kimler tarafından üretildiğinin araştırılması adli yargının alanına giriyor diyerek görevsizlik kararı veriliyor. Biz karar verdik, suçu askerler işlemedi, siviller işledi deniyor. Askerleri yalnız biz yargılarız demeye getiriyor. Sivil savcı, elindeki delillerle gerekeni yapmalı Emekli Albay Durmuş Türemen: Bana göre belgenin yaklaşan Askerî Şûra ve içerideki Ergenekon örgütü denilen yapı ile alakası söz konusu. O grubun da kontrolünde olan emekli veya görevdeki kişiler tarafından hazırlanmış olabilir. Bu dakikadan sonra sivil savcı, elinde bulunan delillere bakarak gerekeni yapmalı. Zaten bu soruşturmayı baştan beri de sivil savcı yapmalıydı. Eylem planı zaten sivil yargı alanına giriyor Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Bilal Çalışır: Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın 'kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin' kararı, söz konusu belgenin TCK bakımından kovuşturulmasına ve suç oluşturmasına engel teşkil etmez. Askerî savcılığın incelemesi sadece askerî suç bakımından anlam taşır. İlgili belge Türkiye Cumhuriyeti hükümetine, milletin ve devletin birliğini bozmaya yönelik suçlar içermektedir. Bu yönüyle konu sivil yargının işidir. Suçluların en kısa sürede yargı önüne çıkarılması gerekmektedir. Emirle karar veren yargı makamını tartışıyoruz Siyasi analist Hüseyin Kocabıyık: Emirle yargı görevini yapan bir savcılığın kararını niye tartışıyoruz? Ortada bir belge var, 'fotokopi' denip görevsizlik kararı veriliyor. Belgenin aslı var mı yok mu tartışması bile TSK'yı yıpratıyor. Demokrasimiz, belkemiği alınmış bir demokrasidir. Hükümete düşen şey bir belkemiğini inşa etmesidir. Hükümet gereğini yapmazsa başkaları devreye girer. Titiz bir çalışma ile kamuoyuna doğru bilgi verilmeli Gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak: Belgenin aslı bulunamadığına göre ne yapabilirler, diye sormak lazım. Askerî savcılığın açıklamasına göre delil bulunmadığından kovuşturmaya gerek görmemişler. Ortada bir beraat söz konusu değil. Onlar kendileri açısından Genelkurmay'da bir araştırma yaptılar. Kovuşturmaya gerek görmediler. İstenen, sivil mahkemelerde bunun araştırılmasıydı. Şimdi görev sivil yargının eline geçti. Bu sürecin daha dikkatli yürütülmesi lazım. Sivil savcılar ve mahkeme çok titiz bir çalışma yapmalı. Belgeyi hazırlayan, aslını imha etmiştir Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek: Yapılan açıklamadan, Dursun Çiçek'in hazırladığı iddia olunan belgenin orijinalinin bulunamadığı anlaşılıyor. Ben belgenin aslının ortaya çıkarılamayacağını düşünüyordum, yanılmadık. Belgeyi hazırlayanların aslını imha ederek soruşturmayı boşa çıkarma planları yaptıklarına inanıyorum. Ama henüz her şey bitmiş değil. Sivil yargıyı takip etmek lazım. İmza değiştirmek suçtur, askerî savcılık bunu araştırmalıydı Hukukun Üstünlüğü Derneği Başkanı Süleyman Arslan: Dursun Çiçek'in askerî savcılığa verdiği imza örneğinde, önceki imzalardan farklı bir imza kullanması şüpheleri artırıyor. Çiçek'in bu yaklaşımı soruşturma konusu belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini ortaya koymuştur. Eğer soruşturulan belgedeki imza kendisine ait olmasaydı, farklı imza atma yoluna tevessül etmez, her zaman attığı imzayı atardı. Kovuşturmanın Genelkurmay tarafından yapılması, işin arkasında TSK'nın olduğu iddialarını güçlendiriyor. Askerî savcılığın kararı, sivil yargıyı bağlamaz Eski Savcı Sacit Kayasu: Savcıların verdiği takipsizlik kararı kesin değildir. Kaldı ki askerî savcılık, görevsizlik kararı vermiş, bunu farklı yansıtmaya gerek yok. Askerî savcılığın 'görevim değildir' derken 'belge sahtedir' diye yorumda bulunması da yanlıştır. Madem belge fotokopi, görevsizlik kararında da yorum yapamazsın. Askeri savcılığın kararının sivil yargıyı bağlayan bir tarafı yok. Belgenin üstü örtülmeye çalışılıyor Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği Başkanı Hülya Şekerci: Askerî savcılığın kovuşturmaya gerek görmemesi belgenin üzerini örtme amaçlı. Hadi bu belge gerçekten de sahte olsun. Ama daha önce Ayışığı, e-muhtıra gibi bir sürü belge ortaya çıktı. Savcılık bunlar hakkında bir şey yaptı mı? Yapmadı. Ergenekon soruşturması kapsamında bir sürü muvazzaf subayın ismi şüpheli olarak geçiyor. Savcılık bunlar hakkında ne yaptı? Hiçbir şey. Bana göre askerî savcılık diğer olaylarda olduğu gibi burada da belgenin üstünü örtüyor. Sivil yargıda emir komuta zinciri yok Emekli Cumhuriyet Savcısı Mete Göktürk: Cumhuriyet savcısı ne emir komuta ne de başka bir baskı altındadır, enine boyuna araştırıp yeniden inceleme yapma imkanına sahip, ifade alması mümkün. Bütün bu koşullarda herhangi bir kaybolmuş bir hak ve süreçten bahsedemeyiz. Sürüncemede bırakılmadan böyle bir sonuca varması olumlu gelişme. Sivil yargı gerekli incelemeyi yapacaktır. Bunu çözmezsek hep aynı şeyleri konuşuruz Gazeteci Altan Tan: Ya bu işlerle doğru düzgün mücadele edilecek ya da benzeri durumlarla sürekli karşılaşacağız. Hatırlayın Sayın Yaşar Büyükanıt '27 Nisan muhtırasını ben yazdım. Ben yayınladım.' gibi gayet açık seçik bir ifade kullandı. Bununla ilgili bir şey yapılamıyor. Ben bunu gördüğümden doğrusu bu yaşanan süreci ciddiye almadım. Ben meseleyi siyasi olarak görüyorum. Sayın Başbakan muktedir olabilirse çok şey olabilir, aksi halde hiçbir şey yapılamaz. Sivil yargının arkasında durup rahat çalışmalarını sağlamak lazım. Askerî yargının kararı sürpriz değil Eski CHP Hakkari Milletvekili Avukat Esat Canan: Askerî savcılığın kararı bana sürpriz olmadı. Askerî yargının geçmişten bu yana yaptığı birçok soruşturmayı bu şekilde bitirdiğini biliyoruz. Sorgulama sivil yargıya geçti. Asıl soruşturma bundan sonra başlayacak. Sivil ya da adli yargıya çok önemli bir vazife düşüyor. Bu soruşturmayı yürütecek sivil savcıların çok daha etraflıca bir soruşturma yürüteceklerini düşünüyorum. Kamuoyu bu kirli tezgâhı hazırlayan kişi veya kişilerin ortaya çıkarılmasını istiyor. Albay Dursun Çiçek ifade vermeye çağrılır Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya: Askerî savcılık, Dursun Çiçek'in olayıyla ilgili sadece disiplin yönünden kovuşturma yapmalıdır. Hükümeti ve Meclis'i etkisiz hale getirmeye yönelik bir karar var. Onun için bu kovuşturmanın sivil savcılıklarca yapılması gerekir. Bunun haricinde askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararının ardından sivil mahkemeler kovuşturma açamaz anlamına gelmez. Sivil savcılar Albay'ı ifadeye çağırabilir. Belge, fotokopi de olsa incelenmeli Hukuki Araştırmalar Derneği Onursal Başkanı Yakup Erikel: Öncelikli olarak bir belgenin delil olabilmesi için orijinal bir metin olması gerekir. Bu kovuşturmanın içerik itibarıyla sivil mahkemeler tarafından yapılması gerekir. Belge orijinal değilse bile içeriğine bakmak gerekir. Bu belge orijinal olmuş olsaydı, hem askerî savcılığın hem de sivil savcılığın birlikte soruşturma yapması gerekirdi. Askerî savcı çekilince işe artık sivil yargı bakar. ZAMAN
<< Önceki Haber Askerî savcılığın kararındaki çelişkiler Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER