İnternet Andıcı bu belgelerden biriydi. Bu plan da Millete silahla değil, internet dünyasıyla
komplo planıydı.
Genelkurmay'da bir grubun karapropaganda siteleriyle millete yönelik
psikolojik harekat düzenledikleri bu belgeyle deşifre oldu. İşin en mühim yanı Genelkurmay
Adli Müşaviri Hıfzı
Çubuklu da bu belgeyi
itiraf etti. Askeri
savcılık da ihbarcı
subayın gönderdiği belgelerin gerçekliğine ve söylediklerinin doğruluğuna vurgu yapıyor ve karargahta bir cunta yapılanması olduğunu anlatıyordu. Askeri savcı bu ifadelerle hem cuntayı hem ihbarcı subayın doğru söylediğini teyit ediyor. Dursun Çiçek'i de cuntanın içinde gösteriyor. Ancak yine Dursun Çiçek'in hazırladığı ve ihbarcı subayın cunta faaliyeti olarak gösterdiği andıçı
iddianamesinde görmedi. O andıçta Dursun Çiçek'ten başka
Orgeneral Hasan Iğsız,
Tuğgeneral Mustafa
Bakıcı, Genelkurmay
Harekat Başkanı Korgeneral
Mehmet Eröz, Genelkurmay
İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı
Pekin,
Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Adli Müşavir Tuğgeneral
Hıfzı Çubuklu gibi 14 üst rütbeli subayın paraf ve
imzaları vardı. Dosya'nın üstü örtülüyor endişelerini artıran da bu oldu. Askeri savcı Genelkurmay tarafından da doğrulanan bu belgedeki isimleri iddianamesine bile almadı. Dahası Aynı belgelerin altına imza atan Dursun Çiçek'i ismi bilinen tek cunta elemanı olarak kamuoyuna duyurdu. Yaşanan süreç ve ortaya konan iddianame ihbarcı subayın "son çare Çiçek'i verip kurtulacaklar" sözlerini bir kere daha akla getirdi.