OYAK'ın fon kaynağını yüzde 70 oranında kendi kesintilerinden oluştuğu halde
yönetime alınmayan ast
subaylar adına
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Başkanı Mustafa
Erol, "İç hukuk yolları bitti. Hassasiyetle görüştük, yine sonuç alamadık,
dava açtık. Hayırlı olsun." dedi. Erol, Türkiye'nin içinde bulunduğu sosyal, siyasal,
ekonomik durum değerlendirildiğini aktararak, "Yasal süre içinde, dış hukuk yolu olan
AİHM'ye intikal ettirilmiştir." şeklinde konuştu.
Haberi köşesinden duyuran
Sabah Yazarı
Umur Talu da "Binlerce asker
emeklisi insan hakkı arıyor!" başlıklı yazısında
astsubayların yaşadığı
adaletsizliği şöyle anlattı:
"Bakın, ülkenizde ne oldu?
On binlerce "asker emeklisi"; görevdeki on binlerce "asker" adına da, "
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne gitti.
Bir daha söylüyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli on binlerce asker adına, dernekleri; görevdeki on binlerin hakkının da gözetilmesi için, "
insan hakları" namına, AİHM'ye başvurdu.
"40 yıllık bir adaletsizlik"e karşı, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD, "iç hukuk yollarının tükenmesi"nin ardından, AİHM'de adalet arıyor.
"Silahlı Kuvvetler mensupları"nın en az yüzde 70'i için.
Mesele, "en cumhuriyetçi" kurumun etrafında, rütbenin,
doğal alt-üst ilişkilerinin ötesinde, kadim, kalıcı "adaletsizlik, hakkaniyetsizlik ve eşitsizlik" bulunması; özel olarak da bunun OYAK'daki yansıması.
"
Emeklilik,
dayanışma, sosyal güvenlik fonu" iken; Fransızlarla ortak,
Kuzey Irak'ta iş yapabilen, Almanya'da
banka sahibi olan, Erdemir'i satın alabilen,
yerli bankasını yabancıya satabilen, en büyük
holdinglerden biri haline gelmekle gurur duyan OYAK.
OYAK'ın esas fonları subay, astsubay başta, diğer ordu mensupları ile isteyen
sivil memurların maaşlarından zorunlu kesintiler, bir de paraları asla iade edilmeyen yedek subaylardan alınanlarla oluştu.
Buna karşılık;
Holding yönetiminde de, şirket yönetim kurullarında da, kesintilerin yüzde 70 ila 80'lik nüfusundan bir kişi bulunmuyor. Alınmıyor.
Holding yönetiminde; kimi sivil, emekli
generaller ile görevdeki generaller bulunabiliyor ama "alttakiler"e yer yok.
"
Piyasa ekonomisi"nde ve emeklilikte dahi, şirket; "ast-üst ilişkisi"nin kalıcılığıyla yönetiliyor.
Alın size tam bir, "
Cumhuriyet,
demokrasi, adalet, eşitlik, kardeşlik, hakkaniyet, hukuk, insan hakları, insaf, izan, devrimcilik, imtiyazsızlık, kaynaşmışlık, her türlü zümre egemenliğinin reddi,
sınıf ayrımcılığı, egemenlik" konusu.
Hakikaten alın; bunu, hem askeri hiyerarşiyi, hem sivil iktidarları düşünerek, yukarıdaki kantarlara vurun.
Yıllarca alt üst ilişkisi kabul etmiş, emir almış, yerine getirmiş, orduya bağlılık ve saygıda kusur etmemiş, aldıkları kültürle "devlet görevine adanmışlık" bir yana, çok sayıda şehit, gazi,
sakat vermiş on binlerce insanın neden "Avrupa'da hak aradığı"nı bir düşünün.
Neden?
Neden "memlekette haksızlık, adaletsizlik" okuldan işe, işten ölüme kadar insanların gırtlağına yapışmış ki, bu askerlerin dahi şurasına gelmiş?