Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, KKTC'den ayrılmadan önce Bayrak Radyo Televizyonunda canlı yayına katılarak soruları yanıtladı. Atalay, Kıbrıs Rum kesiminin 2012'de AB dönem başkanlığının ''kriz anı'' olarak nitelendiğinin hatırlatılarak, görüşünün sorulması üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 Temmuz'da KKTC'yi ziyaretinde konuyu gündeme getirdiğini anımsatarak, şunları söyledi: ''Kuzey Kıbrıs için daha büyük bir kriz beklemiyoruz. Belki oradaki, eğer müzakereler olumlu sonuçlanmazsa ve AB de dönem başkanlığını Güney Kıbrıs'a verirse, esas kriz Türkiye ile AB arasında olacaktır. Çünkü biz AB ile ilişkilerimizi donduracağız o zaman. Bu açıklamamızı yaptık, hükümet olarak bu kararımızı verdik. Bizim AB ile ilişkilerimize büyük bir sekte vuracaktır bu. Tabi hata en başta, buradaki sorunlar çözülmeden Kıbrıs Rum tarafının AB içine alınması, o kendi tercihleri ama AB'yi de felce uğrattı o. Halen o huzursuzluk devam ediyor.'' KIBRIS KONUSU Konuştuğu her konunun hükümet bakışı olduğunu belirten Atalay, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bir soru üzerine, Türkiye ve KKTC'nin tercihin Annan Planı'nda bu yana değişmediğini kaydederek, şunları söyledi: ''Burada, adil, iki tarafı da memnun eden bir anlaşmanın olması, bu adada barış içinde huzurla yaşanması... Dileğimiz bu. Biz, bu müzakerelerin başarılı olması için, yani şu anda Kuzey Kıbrıs'ın liderliğini yapan Sayın Eroğlu'nun görüşmelerini sonuna kadar destekliyoruz. Onun verimli gitmesi için elimizden gelen her çabayı gösteriyoruz. Türkiye'nin önceliği budur.'' Kıbrıs'da ''bir adım önde olma'' ilkesinden vazgeçmediklerini ifade eden Atalay, gerginlikle Kıbrıs müzakerelerinin aksamasını istemediklerini söyledi. ''Ama bir yandan da Rum tarafının tutumu görülüyor'' diyen Atalay, Rumların petrol ve doğalgaz arama teşebbüslerinin ortalığı karıştırdığını, bu teşebbüslerine, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın müzakerelerden kurtulma operasyonu denebileceğini kaydetti. Atalay, Rumların teşebbüsünün, siyasi bir manevra olduğunu, son günlerde İsrail ile oluşan havadan da istifade ettiğini belirterek, Türkiye olarak gerginliğe sebebiyet vermeyeceklerini vurguladı. ''KKTC EKONOMİSİNİN PERFORMANSI ÇOK İYİ'' Ziyaretinde, ekonominin özel bir ağırlığı olduğunu ifade eden Atalay, ''Burada memnuniyetle şunu gördüm; KKTC artık kabuğunu kırmıştır ve çok iyi bir ekonomik performansa doğru gidiyor'' dedi. Türkiye ile KKTC arasında protokol ve ''yürüyen bir ekonomik program'' olduğunu kaydeden Atalay, ''O ekonomik programın yürümesini biz çok önemli görüyoruz. Yani Türkiye olarak bu konuda her desteği veriyoruz ve vermek istiyoruz'' diye konuştu. Türk ekonomisinin, 2001'de alınan tedbirler ve sosyal alanda yapılan reformlara bugünkü durumuna geldiğini, bugün dünyada güçlü ekonomi olarak örnek gösterildiğini belirten Atalay, kendi tecrübelerini de kullanarak, KKTC'nin daha güçlü olmasını, ayakları üzerinde durabilmesini istediklerini söyledi. Atalay, ''Yani reformları zamanında yapsın, gecikmesin. Keyfilikler değil, standartların ve rasyonelitenin oluştuğu bir ekonomik ve toplumsal hayat olsun'' diye konuştu. KKTC hükümetinin ekonomik programı yürütmede samimi olduğunu ifade eden Atalay, son 2 yılda ekonomideki göstergelerin pozitif olduğunu, bunun memnuniyet verici olduğunu, ama atılması gereken başka adımlar olduğunu söyledi. Bu tür ekonomik tedbirlerin sosyal yansımaları olacağını, sıkıntıların geçici olduğunu, bunları yenmek için sosyal kesimlerle diyalog içinde olmak gerektiğini ifade eden Atalay, ekonomik programla ilgili sosyal kesimlerin de görüşlerini almak ve bir miktar ikna etmek gerektiğini kaydetti. Atalay, bu manada KKTC hükümetini şanslı gördüğünü, görüştüğü her kesimin bu konuda hükümete destek verdiğini belirtti. ''REFORMLARI YAPARKEN BAZI RİSKLERİ ALACAKSINIZ'' Temaslarında, 2013 yılında başlayacak programı da görüştüklerini dile getiren Atalay, ''Şunları Türkiye istiyor da onun için yapıyoruz, protokol ancak öyle oluştu...'' denmesinden rahatsızlık duyduklarını, bunlara meydan vermemek gerektiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Atalay, IMF ile çalışırken bu tür şeyler demediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Biz hükümet olarak hep şunu dedik; biz bir süre kemer sıkacağız, bu reformları yapacağız ve ekonomimiz güçlenecek. Bankacılık sistemimiz kurtulacak. Sendikalarımız rahatlayacak, özel sektörümüz üretimi, ticareti ele alacak devlet bunlardan çekilecek. Biz bütün bunları yaptık ve gerçekten rahatladık. Ama biz bunun sorumluluğunu yüklendik. Sosyal kesimlerle ilgili bizim de sorunlarımız oldu. Halen emekliler bize kızar. Çünkü emeklilere gerçekten hak ettiklerini vermedik. Bir miktar çalışıyoruz. Ama onlara dedik ki; vereceğiz, yalnız bizim imkanlarımız bu kadar. Reformları yaparken bazı riskleri alacaksınız.'' ''TÜRKİYE HER ZAMAN KKTC'NİN YANINDA'' Mersin Gümrüğü'nde insan ve mal geçişiyle ilgili yaşandığı belirtilen sorunlar için çalışma yapılacağını da belirten Atalay, ''Türkiye'nin kapısı hiç kapalı olmaz. Kuzey Kıbrıs bizim bir parçamız. Türkiye daima Kuzey Kıbrıs'ın yanında. İster Rumlarla anlaşma olumlu sonuçlansın, ister sonuçlanmasın daima Türkiye Kuzey Kıbrıs'ın yanında'' dedi. Reformların aksatılmaması gerektiğini kaydeden Atalay, reformlar için siyasi istikrarın önemli olduğunu, KKTC iç siyasetindeki siyasi istikrarın sürmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ve Büyükelçilik çalışanlarına, ''iyi bir program'' hazırladıkları için teşekkür de eden Atalay, Büyükelçinin çok iyi çalıştığını kaydetti. KKTC'DEN AYRILDI Başbakan Yardımcısı Atalay, 14 Eylül Çarşamba günü geldiği KKTC'deki temaslarını tamamlayarak, Ankara'ya gitmek üzere KKTC'den ayrıldı. Atalay'ı, Ercan Havaalanı'ndan, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, bazı bakanlar ve diğer yetkililer uğurladı.