- Gültaşlı, AB'nin yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını büyük bir şok içinde değerlendirdiğini söyledi.
- “AB soruşturmalarda bu kadar polis müdürünün görevden alınmasından endişeleniyor.
- "AB, hükümetin şeffaflaşması ve yolsuzlukla mücadele için elinden geleni yapması gerektiğine inanıyor."
- Öte yandan, AB Komisyonu 'yargıya müdahaleden endişeliyiz' açıklaması yaptı.
- AP Raportörü: Hükümet yargıya müdahale etmemeli..
Avrupa Birliği'nin (AB) soruşturmalara müdahale edilmesinden rahatsız olduğunu söyleyen Zaman Gazetesi Brüksel Temsilcisi Selçuk Gültaşlı, “AB gazetecilerin emniyetten kovulmasından son derece sıkıntılı. Birçok AB yetkilisi AK Parti’yi dikkatle izliyor. AB, Hükümetin şeffaflaşması ve yolsuzlukla mücadele için elinden geleni yapmasını bekliyor.” diye konuştu.
“HSYK AK PARTİ’NİN ÖN GÖRDÜĞÜ BİR YAPI”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'yla (HSYK) ilgili suç duyurusunda bulunması hakkında açıklamalar yapan Gültaşlı, “HSYK, AK Parti’nin öngördüğü bir yapının sonucudur. HSYK 12 Eylül referandumundan sonra halkın yüzde 58 oyla yapılmasına onay verdiği bir yapıdır. HSYK, 12 Eylül referandumundan sonra AK Parti’nin sayın başbakanın neredeyse her şehri gezerek yaptığı referandum kampanyası çerçevesinde halkın yüzde 58 oyla yapılmasına destek verdiği bir yapıdır. Buna AB de destek verdi. Bu AK Parti'nin öngördüğü, desteklediği bir HSYK’dır. HSYK bağımsız olmak zorundadır.” şeklinde konuştu.
AK Parti hükümetinin Türkiye’ye çok büyük hizmetler ettiğini dile getiren Gültaşlı, konuşmasını şöyle tamamladı:
“AK Parti Türkiye’ye çok büyük hizmetler etti. Bunu teslim etmek lazım. Bunları teslim etmezsek Allah bizi çarpar. Ama 2011’den bu yana baktığımız süreçte AK Parti’nin arka arkaya çok fazla hatalar yaptığını görüyoruz. Şu an AK Parti'nin verdiği görüntü 'aman bir yolsuzluk çıkabilir' refleksi gösteriyor. Erdoğan Bayraktar 'ben işlerimi Başbakan’ın talimatıyla yapıyorum' diyor. Ama Başbakan 'işin içinde dış güçler var' diyor. Ortada bir çelişki var...
-AB KOMİSYONU DANIŞTAY'IN KARARINDAN MEMNUN, YARGIYA MÜDAHALEDEN ENDİŞELİ-
Öte yandan AB Komisyonu'ndan önemli bir açıklama geldi. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, Genişlemeden sorumlu komisyon üyesi olarak görevinin, aday ülkelerin katılım kriterlerini yerine getirme yolunda kat ettiği gelişmeleri izlemek ve rapor etmek olduğunu hatırlattı ve Türkiye'deki gelişmeleri 17 Aralık'tan bu yana giderek artan bir endişeyle takip ettiğini belirtti.
Stefan Füle, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, yolsuzluk dahil her türlü suç iddiasında soruşturmanın bağımsız ve tarafsız şekilde yapılması gerektiğini ve çok sayıda polisin görevlerinden el çektirilmesinden duyduğu endişeyi bir kez daha vurguladı.
Yeni Adli Kolluk Yönetmeliği'nin, yargının bağımsızlığına ve harekete geçme gücüne zarar verdiğini vurgulayan Füle, yönetmeliğin yürütülmesinin Danıştay tarafından durdurulmasını memnuniyetle karşıladı. Füle, Danıştay'ın nihai kararını da hızlı bir şekilde vereceğini umduğunu söyledi.
Stefan Füle, Avrupa Birliği'ne aday olarak hukukun üstünlüğü gibi siyasi kriterlere bağlılığını açıklayan Türkiye'nin, tüm suç iddialarının ayrımcılık ya da ayrıcalık tanımaksızın şeffaf ve tarafsız şekilde ele alınmasına imkan tanımasını istedi.
-AP RAPORTÖRÜ: HÜKÜMET YARGIYA MÜDAHALE ETMEMELİ-
Ayrıca Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten de, AK Parti iktidarını uyararak yargıya müdahale etmeme çağrısı yaptı. Hollandalı Hristiyan Demokrat milletvekili, yolsuzlukla mücadelenin hukukun üstünlüğünün işlediği demokrasiler için ehemmiyetine işaret etti.
17 Aralık’tan bu yana yaşananları ‘geniş bir yolsuzluk skandalı’ olarak nitelendiren Oomen-Ruijten, gelişmelerin kuvvetler ayrılığı ilkesi ve soruşturmaların tarafsız şekilde yürütüleceğine dair endişelere yol açtığına işaret etti. Türk hükümetine yargıya müdahale etmeme çağrısı yapan Oomen-Ruijten, alınan kararların kuvvetler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve Anayasa’nın ilgili maddelerine uyumlu olması gerektiğini vurguladı.
Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı taslak Türkiye raporu AP Dış İlişkiler Komisyonu’nda tartışılıyor. Raporun şubat ayı sonunda AP Genel Kurulu’nda oylanarak kabul edilmesi bekleniyor.
CİHAN