Avrupa Parlamentosu
Türkiye Dostları Grubu'nun düzenlediği ''Türkiye'deki Demokratik Değişim'' konulu panelde, Prof.Dr. İlter Turan, ''1960'ta
darbeye davetiye çıkarıldı'' değerlendirmesinde bulunurken, buna tepki gösteren Prof. Dr.
İhsan Dağı, o dönemde yaşananların darbeyi haklı çıkarmayacağını söyledi.
Panelde konuşan Turan, ''Bazı gelişmeler 1960'taki askeri darbeye davetiye çıkardı. Bunlar muhalefet liderinin (İsmet
İnönü) hayatının tehdit edilmesi, muhalefetin siyasi faaliyetlerinin yasaklanması, belirsiz nedenlerle muhalefet liderinin TBMM'deki toplantılara katılmaktan (12
oturum süresince) men edilmesi ve son olarak muhalefeti soruşturmak üzere TBMM'de yargı yetkisine sahip bir komisyonun (Tahkikat Komisyonu) kurulmasıdır'' dedi.
Bunun üzerine söz alan Prof. Dr. Dağı, 1960 öncesinde yaşanan siyasi gelişmelere atıf yaparak o dönemde
Başbakan Adnan
Menderes,
Dışişleri Bakanı Fatih
Rüştü Zorlu ve
Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın asılmasıyla sonuçlanan bir darbenin haklı çıkarılamayacağını belirterek şunları söyledi:
''
Askeri darbeyle devrilen o hükümet 1952'de Türkiye'yi NATO'ya sokmuş, 1959'da Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üyelik başvurusu yapmıştı. 1960 darbesinin laikliği korumak için yapıldığı iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu büyük bir safsata. Darbeyle devrilen hükümetin başındaki Menderes, ilk olarak
CHP'den milletvekili seçilmiştir. Kemalizm karşıtı,
laiklik karşıtı ya da İslamcı değil, liberal bir siyasetçidir. Ayrıca 1960 darbesine
hedef olan Cumhurbaşkanı
Celal Bayar,
Mustafa Kemal Atatürk vefat ettiğinde başbakanlık yapmaktaydı. 1960, 1971 ve 1980 darbeleri asla İslamcı tehlikeye karşı laikliği korumak için yapılmamıştır.''
İngiliz Sosyalist AP Üyesi Michael Cashman'ın ''Kemalistler her zaman Avrupa ve
demokrasi yanlısı olmuştur'' şeklinde ifadesine de katılmadığını belirten Dağı, ''Keşke olsalar. Böyle olmalarını canı gönülden isterdim ama maalesef olmadılar. Kemalist görüşü benimseyen partiler her zaman önemli siyasi reformların aleyhinde oy kullandılar. Kemalistler bir zamanlar Türkiye'yi çağdaşlaştırıyor ve Batılılaştırıyordu. Ta ki 1999'da (Türkiye AB'ye
aday ülke kabul edildiğinde), Batılılaşmanın Türkiye'd
e devlet ve
toplum ilişkisini yeniden yapılandırmayı gerektirdiğini fark edinceyene kadar'' diye konuştu.
Prof. Dr. Dağı, Türkiye'de demokrasisinin güçlenmesi için ''
Kürt sorunun çözülmesi ve otoriter laiklikten vazgeçilmesinin zorunlu olduğunu'' ifade etti.
KPK EŞBAŞKANI FLAUTRE
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK)
Eşbaşkanı Helene Flautre da ''
Kürt sorununun çözülmesinin Türkiye'de demokrasinin dönüm noktası olacağını'' belirterek ''Bu sorun sadece Kürt kökenlilerin haklarını ilgilendirmiyor. Tüm toplum
baskı altında kalıyor' diye konuştu.
Flautre, Türkiye'de demokratik açılımın başarıyla sonuçlanması için AB'nin yapıcı olması ve katkıda bulunması gerektiğini kaydetti.
Anayasa değişikliğine desteğini açıklayan Flautre, ''Mükemmel olduğu için değil, faydalı olacağına inandığım için.
Kadın hakları,
çocuk hakları ve
sivil-asker ilişkileri açısından ilerlemeler getiriyor.
Anayasa değişikliği paketi keşke daha büyük ve kapsamlı olsaydı. Anayasanın tümden değişmesini
tercih ederdim ama mevcut paket de olumlu bir adım'' dedi.
Adalet Bakanlığının AB Genel Müdür Yardımcısı Ali Bilen'in anayasa değişiklik paketiyle ilgili sunum yaptığı paneli Türkiye Dostları Grubu Başkanı, eski
Slovenya Başbakanı Alojz Peterle yönetirken, İngiliz Sosyalist Richard Howitt ile Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu (
USAK) Uzmanı
Güner Özkan ağırlıklı olarak
terör sorununun çözüm yollarını tartıştı.
Panele katılan 10'a yakın AP üyesi,
AK Parti Mardin Milletvekili Cüneyt
Yüksel,
Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu ve
Antalya Milletvekili Yusuf
Ziya İrbeç ile CHP
İstanbul Milletvekili
Algan Hacaloğlu ve MHP İstanbul Milletvekili Mithat Melen'den oluşan Türkiye-AB KPK heyetiyle
demokratikleşme,
terörle mücadele, laiklik ve Kürt sorunu konularında görüş alışverişinde bulundu.