Washington’daki düşünce kuruluşu CSIS’te konuşan Fischer, dışişleri bakanlığı görevinin ‘son günlerine kadar’
Türkiye’nin AB müzakerelerine başlaması için ‘savaştığını’ kaydederken, “Ne mutlu ki geçen ekimde Türkiye ile müzakerelerin başlamasına muvaffak olduk. Ortadoğu’da bu
karikatür krizi varken, eğer Türkiye dışarıda bırakılmış ve nereye ait olduğunu bilmez halde duruyor olsaydı, şimdi halimiz ne olurdu? Kapıyı yüzlerine kapatmış olsaydık bu çok berbat bir durum olurdu.” dedi.
Türkiye’nin AB’ye girmesinin ‘stratejik önemi’ni anlamanın hem
Avrupa hem Amerika’nın güvenliği için ‘hayati’ olduğunu ifade eden Fischer, “Ama bu işin zorluğunu da küçümsememek lazım. Meksika’yı Amerika’ya getirmekten bahsediyoruz burada.” şeklinde konuştu. Avrupa’nın 43 yıldan fazladır Türkiye’ye bircok söz verdiğini hatırlatan Fischer, “Türkiye’yi geriye itmemiz, hayatî stratejik çıkarlarımıza karşı doğrudan saldırıya yol açacak bir aşağılama olur.” ifadelerini kullandı. Avrupa’nın güvenliğinin ‘büyük oranda’ Akdeniz’de tanımlanacağına işaret eden Fischer, Türkiye’nin Batı’nın parçası olup olmayacağının, ‘dev nüfusu’ ile bir
İslam toplumunu modernize edip edememesinin kendi güvenlikleri için de ‘çok önem’ taşıdığını vurguladı.
Karikatür krizinin Avrupa’nın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olduğunu ifade eden Joschka Fischer, “
Müslüman azınlıklarımızı bir fırsat olarak görme ferasetini gösteremezsek Avrupa çok derin bir kargaşa içine girer.” diye konuştu.
ZAMAN