Bu kadar özgürlük fazla mı?
Yunanistan'da öğrenciler, beş gündür eylemler yapıyor.
Okulları işgal ediyor, karakolları basıyor, işyerlerini yakıyor. Olayların başlama nedeni, 16 yaşındaki bir gösterici gencin polis kurşunlarıyla ölmesi.
Polis kurşunu ile
Türkiye'de de zaman zaman "dur" infazları oluyor. Ama benzer eylemler olmuyor. Hangisi doğru.
Cevap açık ve net:
"Demokratik" olanı. Türkiye'de benzer "infazlar" vuku bulduğunda,
soruşturma yapılıyor.
Medya ve bireyler tepki gösteriyor. Bazen de şiddet içermeyen toplu protestolar oluyor. Davalar açılıyor. Ama, şiddete şiddet ile karşılık verilmiyor.
En son
Ankara Emniyet Müdürlüğü, "kaçana ateş açmayın" talimatı verdi. Demek ki, sonuç alınıyor. Polisin hatası, masum insanların iş yerlerini ya da kamu binaları ve okulları perişan ederek telafi edilemez.
Ünlü yazar
Herkül Milas, Zaman'da dün yayınlanan yazısında, Yunanistan'da "anarşist" adı verilen gençlerin eylemlerinin "değerler
krizi"nin eseri olduğu görüşünde.
Bir defa hükümetten doğru dürüst talepleri yok. İkincisi, ölçüsüz polis şiddetine tepkileri de ölçüsüz.
Ekonomik kriz, işsizlik, güvensiz yarınlar nedeniyle, eylemler, adeta gençliği deşarj ediyor.
Milas, cuntaların özgürlüğü kısıtlayan ve baskıcı yönetimlerini engellemek için çıkarılan aşırı özgürlükçü yasaların, olaylara zemin hazırladığı görüşünde. Mesela, asla bir üniversite kampüsüne polis girmiyor. Öğrenciler de bu sebeple bu mekanları üst olarak kullanıyor.
Yine, gençler diyelim ki, yolu kesip
izinsiz gösteri yapıyor. Polis, eylemcileri diğer insanların tepkisinden korumaya çalışıyor. Eylemi, engellemiyor. Türkiye ve Yunanistan'ın siyasi kültür farkı bu. Şimdi burada duralım ve Milas'ın şu tespitine
kulak verelim: "Cunta ile anarşi arasında sallanan bir sarkaç. Demokrasiyi içlerine sindirmiş olan toplumlar otoriter rejimlerle keyfilik arasında seyretmezler."
Görünen o ki, Yunanistan "özgürlükler kaosu" yaşıyor. 1968 kuşağı ile 2008 kuşağı arasında ilginç bir çelişki bu. Peki anarşiye neden oluyorsa, özgürlükler sınırlanmalı mı? Demokratik açılımını tamamlamayan Türkiye için henüz
erken bir soru bu. Ancak, komşu için tartışmanın zamanı gelmiş geçiyor. Sonuç, Türkiye için de yol gösterici olacak.
Erhan BAŞYURT - BUGÜN