Şanverdi,
kazayla ilgili yeni bir iddia ortaya atarak şu soruyu sordu: ''Önce yok denilen daha sonra var olduğu
Ulaştırma Bakanlığı'nca belirtilen ELT cihazının
anteni kırık olduğu için sinyal vermediği söylenmişti. Ancak bu aletin anten olmadan da sinyal verebileceği bildirilmiştir. Aletin manuel olarak çalıştığı da tespit edilmiştir. ELT cihazı çalışmasa bile ELT Direction Finder (ELT cihazını bulabilen alet) ile helikopterin yeri tespit edilebilirdi. Neden ELT Direction Finder kullanılmadı?''
Şanverdi konuşmasında amaçlarının olaya netlik kazandırmak ve bilgi kirliliğini önlemek olduğunu söyleyerek, ''
Alman uzmanlar tarafından tamamlanarak tarafımıza iletilen ve bizim de kamuoyuna duyurduğumuz ve basına yazılı olarak da verdiğimiz ön
rapor, hadisenin ne yüzde 100
sabotaj ne de yüzde 100 sabotaj olmadığını belirtmektedir. Ön rapor kesin hükme varmak için laboratuar sonuçları ve helikopterde bulunan bazı aletlerin
test edilmesinden sonra bir sonuca varılabileceğini açıkça beyan etmektedir.'' dedi.
BBP
helikopter kazası sonrası TBMM'de oluşturulan araştırma komisyonundan beklentilerini de dile getiren Şanverdi; ''25
Mart vakasını incelemek üzere kurulmakta olan
Meclis Araştırma Komisyonu'ndan, hükümetten özellikle de olayla
direk alakalı
bakanlık ve kurumlardan gerek kazanın oluş şekli gerekse kaza sonrası
arama kurtarma çalışmalarında meydana gelen karmaşa, kargaşa, düzensizlik, koordinasyon eksikliği,
ihmal ve varsa suistimallerin araştırılarak tespit edilmesi, neticelendirilmesi ve sorumlulardan
hesap sorulmasını Türk milleti adına ve şehitlerimize olan borcumuzun bir gereği
Büyük Birlik Partisi olarak talep ediyoruz.'' diye konuştu.
Şanverdi, toplantıda BBP olarak 15 hususun aydınlatılmasını beklediklerini söyledi.
1)
Helikopter Çağlayancerit'ten yolcularını alıp havalanmadan önce
Kahramanmaraş Havaalanı'na giderek
yakıt ikmali yapmıştır. Havaalanında olması gereken
kamera kayıtlarının incelenmek suretiyle Havaalanında helikopter ve pilotun hareketlerinin tespit edilmesini talep ediyoruz.
2) Helikopter pilotunun
kule ile yaptığı tüm görüşmelerin kayıtlarının alınmasını istiyoruz.
3) Helikopter düştükten sonra basına enkaza ulaşıldığı ve Sayın
Muhsin Yazıcıoğlu'nun Kayseri'ye hastaneye götürülmek üzere yola çıkarıldığı şuurunun açık ancak ayaklarının kırık olduğu söylenmişti. Bu bilgiyi basına verdiği söylenen
Kamu görevlisi bu bilgiyi kimden almıştır? Bu bilgiyi basına veren devlet görevlisinin bilgi kaynağı neresi ya da kimlerdir. Bu beyanlar bu tip kazalarda son derece önemli olan ilk 3-5 saatin kaybolmasına havanın kararması sonucunda da
arama kurtarma çalışmalarının inkıtaya uğratılmasına sebep olmuştur. Kanaatimizce helikopterin bulunduğu ve hastaların hastaneye sevk edildikleri beyanları mücadelenin basından inkıtaya uğratılmasına sebep olmuştur. Bu sebeple bu olay son derece titizlikle incelenmelidir.
4) Helikopter enkazının bulunamamasına sebep olarak gösterilen 1 adet baz istasyonu neden ilk gün Seyyar
baz istasyonları ile desteklenmemiştir.
5) T.C
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu helikopterin yerini kaza günü (25.03.2009) saat 16.25 yani yaklaşık kazadan 1 saat sonra Başbakanlığa, Emniyet Genel Müdürlüğüne, Jandarma Genel Komutanlığı'na bildirdiğini ve helikopterde bulunan telefonlardan ikinci gün (26.03.2009) saat 03.00'e kadar da sinyal almaya devam ettiklerini belirtmektedir. Bu devlet kurumunun kendi bülteninde yayınladığı bilgiler diğer söz konusu kurumlarca da şimdiye kadar tekzip edilmemiştir.
6) Helikopter enkazının bulunması için neden uydu teknolojisinden istifade edilmemiştir.
Uydu fotoğraflarından helikopterin enkazı tespit edilemez miydi?
7)
Kuzey Irak ve
Güneydoğu bölgemizde teröristleri tespit etmede kullanılan insan
vücut ısısına duyarlı uçaklar sözlü talebimize rağmen neden kullanılmamıştır.
8) Enkazın kaldırılmaması ve korunması noktasında İçişleri ve Ulaştırma Bakanları ile bire bir görüşmemize ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne resmi başvuru yapmamıza rağmen maalesef Alman
Uzman ekipler enkaza ulaştığında helikopter enkazından bazı önemli parçaların (ELT cihazı, Kokpit v.s) alınarak Ankara'ya getirildiği tespit edilmiştir. Bu sebeple Alman ekip söz konusu aletleri ancak Ankara'ya gelerek Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde görebilmiştir.
9) Daha önce yok denilen GPS aleti Alman Uzmanlarca helikopter üzerinde bulunmuş ve bu alet uzmanlarca fotoğraflanmıştır. Ancak aletin
hafıza kartına ulaşılamamıştır.
10) Önce yok denilen daha sonra var olduğu Ulaştırma Bakanlığınca belirtilen ELT cihazının anteni kırık olduğu için sinyal vermediği söylenmişti. Ancak bu aletin anten olmadan da sinyal verebileceği bildirilmiştir. Aletin manuel olarak çalıştığı da tespit edilmiştir. ELT cihazı çalışmasa bile ELT Direction Finder (ELT cihazını bulabilen alet) ile helikopterin yeri tespit edilebilirdi. Neden ELT Direction Finder kullanılmadı?
11) Özellikle birinci gün neden arama kurtarma çalışmalarında gerekli ihtimam gösterilmemiş, yeterli
personel ve uzman arama kurtarma çalışmalarına sevk edilmemiştir?
12) İlk gece köylülerin verdiği bilgiler ile Genelkurmay'ın koordinatları aynı bölgeyi göstermesine rağmen gece arama kurtarma çalışmalarına neden ara verilmiştir?
13) Arazide çok önemli hareket serbestisi ve hız sağlayan Snow Truck (Zincirli Kar Traktörleri) ilk gün istenmesine rağmen neden kazanın ilk günü araziye sevk edilmemiştir.
14) Sivil Havacılık Kurumu kendilerince malum kötü hava koşullarına rağmen VIP yolcusu bulunan helikoptere neden uçuş izni vermiştir ve siyasi bir partinin Liderini taşıyan helikopter kuleleri ve diğer teknolojik imkanlar kullanılarak takip edilmemiştir.
15) 25.03.2009 saat 22.00 sularında
Başbakanlık kriz merkezi helikopterden
Bandırma Hava Üssüne Sisne Köyü civarından 2 bin metreden sinyal geldiğini ve yaklaşık 1 saat sonra enkaza ulaşılacağı tarafımıza sözlü bildirilmiştir. Ancak, enkaza 3 gün sonra ulaşılabilmiştir" (CİHAN)