Batı Çalışma Grubu önerisinin
Çevik Bir'den çıktığını söyleyen
emekli Tümgeneral Özkasnak, "MGK kararları yeterince uygulanmadı. Bugünlere gelindi ve
ülke bu iktidara teslim edildi" diyor.
28
Şubat sürecinde açıklamaları ve çıkışları ile gündemde kalan isimlerden olan, eski
Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral
Erol Özkasnak, uzun süredir devam eden suskunluğunu bozdu. Necmettin
Erbakan'ı görevinden ayrılmak zorunda bırakan, kimilerince post-
modern darbe olarak tanımlanan 28 Şubat sürecinin baş aktörlerinden
Erol Özkasnak, halen
Bodrum Ankara hattında eşi ile sakin bir
yaşam sürüyor. 28 Şubat'ın 'karakutusu'nun, Genelkurmay'dan, Erdoğan hükümetine,
Tansu Çiller'den eski hükümetlere, Necmettin Erbakan'dan, Süleyman Demirel'e kadar bir çok konu ve kişi ile ilgili yaptığı açıklamalar, Türkiye'de uzun süre tartışılacağa benziyor. Emekli generalin
Sabah gazetesine verdiği
röportaj:
* Dönemin
Başbakanı Erbakan başlangıçta alınan kararları neden imzalamak istemedi?
28 Şubat kararlarını dönemin başbakanı birkaç gün imzalamadı. Bu süre içinde dönemin MGK Genel Sekreteri ikna için uğraştı. Sonunda MGK kararlarını imzaladı. Ama kafasında olabildiği kadar bu kararları sulandırmak vardı. Takip eden iki MGK toplantısında Başbakan MGK kararlarını
uygulama adına hiçbir adım atmayınca, işte o zaman harekete geçildi. Genelkurmay olarak Türkiye'de irtica tehlikesini açıkça gözler önüne bir
seri bilgilendirme toplantıları ve brifingleri yapıldı. Kamuoyu ve
sivil toplum örgütlerinde duyarlılık yaratıldı. Sonunda, Başbakan yine bir ara yol bulup zaman kazanmak amacıyla hükümeti ortağına devretmek istedi. Ama bu oyun, Çankaya'dan döndü. Ancak sonrasında bugünlere kadar geldiğimiz hatalar zinciri başladı. Müteakip hükümetler MGK kararlarını uygulamada yetersiz kaldı. Bugünlere gelindi ve bu iktidara ülke teslim edildi. 18 maddeden uygulanan tek madde 8 yıllık eğitimdir.
* O günlerde bardağı taşıran, yeter artık dediğiniz olay nedir?
Başbakanlık'ta çağ dışı kıyafetleri ile tarikat şeyhleri ve mollalara bir yemeğin verilmesi olmuştur. O gün durumun ciddiyeti tüm açıklığıyla ortaya çıktı.
* Son dönemde radikal ve ılımlı
İslam konusunda yoğun tartışmalar var. 28 Şubat'ta hükümetin Refah kanadı ne yapmak istiyordu? Şimdi durum nasıl?
Radikal ve ılımlı İslam arasındaki nihai
hedef konusunda hiçbir fark olmadığına inanıyorum. Nihai hedef siyasal İslam'dır. Yani 1400 yıl önceki hayat tarzını, bu gün 21. yüzyıldaki modern topluma benimsetmek, dayatmaktır. Fark, siyasal İslam'a ulaşmada kullanılacak metod ve usullerdir. 28 Şubat döneminde yasal iktidarın bir kanadı,
Atatürk ilkelerine dayanan laik Türk Cumhuriyeti'nin 80 yıldır benimsemiş yaşam tarzını radikal bir biçimde değiştirmek istemiştir. O zamana kadar benzeri olmadığı şekilde şeyh ve tarikat liderleri Başbakanlık Konutu'nda çağdışı, yasalara aykırı kıyafetleri ile kabul edilerek, ülke,
İran benzeri bir Molla devleti görüntüsüne sokulmak istenmiştir.
* 28 Şubat nasıl bir süreçtir?
Bir
kriz yönetimidir. Kriz yönetiminin amacı; savaş veya bir çatışmaya girmeden isteklerinizi karşı tarafa kabul ettirmektir. Bu amaç hasıl oldu, yani kriz yönetimi başarı ile idare edildi.