2008'in ilk üç çeyreğinde bazı
bankaların sanayici, esnaf ve KOBİ'lere
kredi vermekte tedirgin davrandığını kaydeden Bilgin, "Bu durum sanayici, esnaf ve KOBİ'leri olumsuz etkiledi. Bu bankalar için sanayici, esnaf ve işletmelerin yapacağı en iyi şey bir daha bu bankalarla çalışmama olmalıdır. Bir bankaya en iyi cezayı müşterisi verir." önerisinde bulundu.
Türkiye Ekonomi Kurumu'nun
Ankara Üniversitesi
Avrupa Topluluğu
Araştırma Uygulama Merkezi'nde (ATAUM) düzenlediği panel öncesinde konuşan Bilgin,
kriz ve bankacılık sektörüyle ilgili bilgi verdi. Dünyada
ekonomik toparlanmanın yavaş yavaş olacağını vurgulayan Bilgin, hala konut piyasasındaki sorunların çözülemediğini ifade etti. Bilgin, "Bunun yanında bankacılık sektörü kendisine aktarılan olağanüstü kaynağı reel sektöre aktarmada hala çekimser." dedi.
Dubai örneğinden bahseden Bilgin, bundan sonra her ülkenin kendi özel koşullarıyla kendi krizini yaşayacağının gözüktüğünü dile getirdi. Türkiye'nin komşularından, muadillerinden,
batı Amerika'dan en önemli farkının bankacılık sistemi olduğunu kaydeden Bilgin, "Batıdan gelen tsunamiye engelleyen bankacılık sistemidir. Vergilerinizin bir kuruşu dahi bankacılığa gitmemiştir.
Bankacılık sistemi bölgesinde parlayan yıldızdır." şeklinde konuştu.
Türk bankacılığındaki 2006-2007 yılında yüzde 30 büyüyen kredilerin bu yıl yüzde 1 büyüdüğünü aktaran Bilgin, bunun sisli gelecekten kaynaklandığını belirtti. Son aylarda kredilerde hafif hareketlenme olduğunu söyleyen Bilgin, Türk bankacılık sistemindeki 377 milyar liralık kredinin önemli bölümünün kısa vadeli krediler olduğunu kaydetti. Bilgin, "
Eylül 2008'den bugüne gelene kadar kredilerin yüzde 60'i yenilendi. Bankalar krediyi tahsil etmiş bir daha açmışlar." dedi.
EN ÇOK KOBİ KREDİLERİ TAKİBE DÜŞTÜ
Takibe düşmüş kredilerin Eylül 2008'de yüzde 3,8 iken, bu oranını bu yılın aynı döneminde yüzde 5,4'e çıktığını aktaran Başkan, "Ben çok daha yüksek bekliyordum. 2010'da bir miktar artacaktır." ifadelerini kullandı. Takibe düşen kredi oranının KOBİ'lerde yüzde 7,8 olduğunu söyleyen Bilgin, bu göstergenin krizin en çok KOBİ'leri etkilediğinin kanıtı olduğunu vurguladı. Söz konusu oranların kurumsal büyük kredilerde yüzde 3,2, bireysel kredilerde yüzde 6,1'de kaldığını aktardı.
Türk halkının borçluluk oranı gayri safi mili hasılaya oranının yüzde 14, İspanya'da yüzde 80, Yunanistan'da yüzde 41 olduğuna işaret eden Bilgin, gelecekte oluşabilecek krizlere karşı şu uyarıyı yaptı: "
Mortgage gibi işlere geç başladık ama bunun dizaynını iyi yapmamız lazım.
Türkiye nüfusu genç ve konut piyasası hızla büyüyecek. Bankaların kriz yaşamasını istemiyorsak konut piyasasında gerekli
emniyet supaplarını koymak gerekir."
BANKACILIKTA DENETİMLE İLGİLİ YENİLİKLER GELECEK
Bankacılığın ayrıcalıklı bir iş olduğunu ifade eden Başkan Bilgin, denetimle ilgili yenilikler geleceği bilgisini verdi. Yeni banka lisansı verirken en önemli ilkenin saygınlık ve finansal kuvvet olduğunu vurgulayan Bilgin, "Krizden öğrendiğimiz ekonominin iyi günlerinde sıkı tedbirler almak. Ekonomi kötü olduğunda tedbirleri biraz aşmak. Sermaye yeterlilik rasyosunu yüzde 12'ye çekmemizin sebebi budur. Bunun faydalarını krizde gördük." ifadelerini kullandı.
BANKACILIK KARI YIL SONUNDA 20 MİLYAR LİRA OLACAK
17 milyar lira olan bankacılık karının yıl sonunda 20 milyar lirayı bulacağı tahmininde bulunan Bilgin, bu karın bundan sonraki birkaç yılın en yüksek karı olacağını, 2010'da sektörün karlılığının düşeceğine dikkat çekti. Bankacılığın daha da zorlaşacağını belirten Bilgin, takip oranlarının artacağını, reel sektörün fonlamasının da artacağını ifade etti. Bilgin, "Krizden bankacılık ile çıkamayacağız ama çıkışta ivmeyi sağlayacak bankacılık olacaktır. Sermaye rasyosu açısından dünya birincisiyiz.
OECD ülkelerinde bankacılığa
yardım etmeyen tek ülkeyiz. En şeffaf ülkeyiz." şeklinde konuştu.
Falih Rıfkı Atay'ın kitabından alıntı yapan Bilgin, "Bir zamanlar yabancılar 'Türkler bankacılık yapamaz' diyordu. Artık, G20'ye tecrübelerini anlatabilecek düzeydedir." dedi.
(CİHAN)