Mahkeme kararlarındaki, "2005'te yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'da memnu hakların iadesi ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır" cümlesi
YSK'yı etkiledi.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK)
bağımsız adaylarla ilgili veto kararını, adaylarla ilgili yerel
mahkemelerin verdiği kararlardan tatmin olmadığı için verdiği öne sürüldü. Yerel mahkemelerin adayların başvuruları üzerine aldığı karardaki şu cümle YSK için belirleyici oldu:
"1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'da memnu hakların iadesi ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sanık hakkında kamu haklarından yasaklılığın ortadan kalkmış bulunduğunun karar verilmesi mümkün değildir." Bu cümle üzerine YSK, bağımsız adaylar
Adli Sicil Kanunu'na 2006 yılında eklenen 13 / A maddesine göre açıkça "memnu hakları iade edilmiştir" kararı getirmediklerinden adaylıkları iptal etti. Seçimlere iki ay kala ortaya çıkan krizin temeli, YSK'nın 14 Mart'ta aldığı kararla atıldı. YSK, Başkan Ali Em'in, "Başvuruları buna göre değerlendirdik" dediği 200 No'lu ilke kararını alırken 2005 yılında yürürlükten kalkmış olan eski TCK hükümlerini de kullandı. YSK'nın önceki günkü vetosuna dayanak olan bu kararında, bağımsız adaylardan 765 Sayılı TCK'nın (eski TCK) 121 ila 124'üncü maddelerine göre memnu haklarının iade edildiğine dair
belge getirmeleri istendi. Buna göre adaylar, mahkemelere başvurup eski TCK'daki ya da Adli Sicil Kanunu'ndaki hükümlere göre memnu haklarının iadesi talebini isteyeceklerdi. YSK, bu şekilde gelen her iki kararı da kabul edeceğini 200 No'lu kararında açıkça belirti.
Bağımsız adaylar da YSK'nın bu alternatifli kararına dayanarak, mahkemelere başvurup memnu haklarının iadesini talep etti. Ancak yerel mahkemeler adaylara, eski TCK yürürlükten kalktığı ve Yeni TCK'da memnu hakların iadesinin sağlanması için mahkeme kararına gerek olmadığı, durumu ilgili kurumun değerlendirmesi gerektiği yönünde yazı verdi. YSK, bağımsız adayların yerel mahkemelerden aldığı bu kararı yeterli görmeyerek, açıkça "memnu hakları iade edilmiştir" kararı getirmediklerinden adaylıklarını iptal etti.
İŞTE GEREKÇELER
YSK'nın, bağımsız adaylarla ilgili veto gerekçeleri ise şöyle açıklandı:
Harun Özcan:
Karabük 2'nci Asliye
Ceza Mahkemesi'nin resmi evrakta sahtecilik suçundan verdiği 10 ay
hapis cezası.
Abdullah
Kızılay:
Diyarbakır 1'nci Sulh Ceza Mahkemesi'nin
hakaret suçundan verdiği toplam 12 aylık
hapis cezası.
Leyla Zana ve Hatip
Dicle: Uyum yasalarından sonra yeniden yargılanan
Zana ve Doğan 2007'de
Ankara 11'nci
Ağır Ceza Mahkemesi'nce 7 yıl 6'şar ay hapse mahkum oldu. YSK da bu ikinci mahkumiyeti kabul etti.
İsa Gürbüz: 2004'te
hırsızlık suçundan Karakoçan Asliye Ceza Mahkemesi'nce para cezasına mahkum oldu. Cezası ertelendi ancak 5 yıllık deneme süresi içinde "suçluyu övme" suçundan 600 TL para cezasına çarptırıldı.
Çiçek Otlu: Ankara 11'nci
Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2005'te
örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Salih Yıldız: Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi'nce 1981'de 2 yıl hapis cezasına mahkum oldu. Bu karar veto gerekçesi sayıldı.
Ertuğrul Kürkçü:
İstanbul 3 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde mahkum oldu. Cezası affa uğradı.
Nezir Sincar:
İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 1999'da "evrakta sahtecilik" suçundan mahkumiyet kararı verdi.
Gültan Kışanak: 1992'de "yasadışı toplantıya katıldığı" gerekçesiyle 1 yıl 4 ay 15 gün hapse mahkum oldu. Bu ceza, kızlık soyadıyla kaydoldu.
Sebahat
Tuncel: Tuncel hakkındaki
dava 3 Temmuz 2007'de sonuçlandı ve 1 yıl 6 ay hapis cezası aldı. İstanbul 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi, Tuncel'in aldığı bu cezayı 5 yıllığına erteledi.