'16 Haziran Örgütü'nü kurarak 'öldürme,
yaralama ve
bombalama gibi çok sayıda
eylemin talimatını verdiği' gerekçesiyle müebbet
hapis cezasına çarptırılan Sarp Kuray,
Ergenekon'un
darbe planlarının 9
Mart'ın kopyası olduğu görüşünde.
Geçmişte '16 Haziran'ın dışında '
Partizan Yolu' isimli sol örgütün de liderliğini yapan Kuray, Ergenekon türü illegal yapılanmanın
Türkiye'de 1946'dan beri var olduğunu savunuyor. Kuray'a göre, bu yapılar hem ordu içinde hem de dışında faaliyet gösteriyor. Ergenekon
terör örgütünün de darbeye ortam hazırlamak için suç örgütleri kurarak eylem yaptırdığına işaret ediyor. "1971 yılında bizi
suç örgütü haline getirdiler. Bomba,
dinamit,
soygun yaptırdılar, sonra dönüp bizi yargıladılar." diyor. Kuray, "Ulusalcılar ordu ile
iktidar kapma hevesindeler. Onun için bu ulusalcılara 'bırakın bu işleri, bunlar eskimiş metotlardır' diyoruz. Bir daha orduyla beraber iktidara gelmenin yolu yoktur." şeklinde nasihatte bulunduklarını anlatıyor.
Sarp Kuray, 9 Mart 1971 yılında yapılması planlanan ancak başarısız olan
darbe planı ile 2004'te ortaya çıkarılan '
Ayışığı' ve '
Sarıkız' darbe planlarının birbirinin kopyası olduğunu savunuyor. Kuray, 2004 yılında paşaların darbe yapmak için
Genelkurmay'da toplantı düzenlemesinin anayasal düzeni ihlal suçu olduğunu dile getiriyor. Dönemin
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'te ele geçirilen darbe planlarıyla Genelkurmay'da toplantı yapıldığının ortaya çıktığını hatırlatan solcu lider, şunları söylüyor: "Paşalar toplantı yapmış 'darbe yapacağız' diye.
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e gelip 'biz ihtilal yapacağız' diyorlar. O da, 'bana bırakın' cevabını veriyor. Bu tablo 1971'de de böyle. O dönem de Faruk Gürler Paşa'ya gidip 'darbe yapacağız' dediler. O da 'bana kalsın' cevabını verdi. Demokratik düzene inanıyorsan, o dakikada zaten suç işleniyor. Bunu nasıl göz göre göre aklarsın? Türkiye, gerçekten darbe planlarını araştırıyorsa ilk önce tepeden başlaması gerekiyor."
Paşalar hesabı görünce fenalaşıyor
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan paşaların
sorgu sırasında fenalaşmalarını eleştiren Sarp Kuray, geçmişte gençlere yapılan işkencelerin unutulmamasını istiyor. Sanıkların sorguların işkencesiz yapılmasına rağmen 'kaçacak delik aradığını' ifade eden Kuray şunları kaydediyor: "O paşalara, bize yaptıklarını hatırlatmak isterim. Diyarbakır'da insanlara kendi çişini içirdiklerini, kendi b...nu yedirdiklerini unutmasınlar."
Doğu Perinçek'in Kuvayı Milliye ve ulusalcılık söylemlerinin Dr. Hikmet Kıvılcımlı'ya (1 Ocak 1925'te
İstanbul Beşiktaş Akaretler semtinde toplanan illegal
Türkiye Komünist Partisi delegesi) ait olduğunu söyleyen Kuray, ulusalcıların ordu ile ittifaka girerek iktidarı kapma hevesinde olduğunu belirtiyor.
Yargıtay'ın kendisi hakkında verdiği kararları siyasî bulan Sarp Kuray, Türkiye'deki solcuların vefasızlığından yakınıyor. Tek başına anayasayı ihlal suçundan 146. maddeye göre yargılandığını hatırlatan Kuray, "146. maddenin fıkralarında anayasayı ihlal etmek için aynı zamanda yeterli güce de sahip olmanız gerektiği maddesi de yer alıyor. Ben nasıl tek başıma anayasayı ihlal ve tehdit edebilirim?" diyor. Kuray, solun 69 gruba ayrıldığını ve birbirlerinin açığını arayarak menfaat peşine düştüklerini sözlerine ekliyor.
9 Mart darbe girişimi
Doğan Avcıoğlu'nun başını çektiği ve kendilerine 'Milli Demokratik
Devrim'ci adını veren ve Yön Dergisi etrafında toplanmış bir grup, ordunun tepesindeki generalleri ayartıp darbe planlamışlardı. Grup içerisinde bazı üst düzey askerler de yer alıyordu.
Plan başarılı olsaydı zamanın
Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler'in başkanlığında (Bazı Arap ülkelerindeki
Baas benzeri bir rejim) askerî bir
yönetim kurulacaktı. Darbe plan, Milli
İstihbarat Teşkilatı tarafından Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve 1.
Ordu Komutanı Faik Türün'e haber verilmesiyle akamete uğratıldı.
12 Mart Muhtırası'nı veren Memduh Tağmaç, orgeneral rütbesindekiler hariç 9 Mart 1971 Milli Devrim'e adı karışan başta
Tümgeneral Celil Gürkan olmak üzere tüm subayları re'sen emekliye sevk etti.
1. Ordu Komutanı Faik Türün de bu darbeye adı karışan tüm Devrim yazarlarını Ziverbey Köşkü'nde MİT vasıtasıyla sorguya çekti. Sorgularda
Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve kod adı olarak '
Yavuz Bey'i kullanan
Hava Kuvvetleri Komutanı
Muhsin Batur'un da darbe teşebbüsüne önce
destek verdikleri, sonra istihbarat bilgileri Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'a ulaşınca desteklerini geri çektikleri ortaya çıktı.
ZAMAN