İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başlıkları:
AKP
yurt dışında planlanmış ve yurt içinde ortaya konulmuş bir projedir. Bu dönem içinde
Türkiye üzerinde emelleri olan hiçbir engellemeden karşılaşmadan Türk milletine
silah zoruyla yaptıramadığını hükümet nezdinde gerçekleştirilmiştir.
Bugün karşımıza çıkan gelişmelerin ikinci aşaması ise partimizin bütün engelleri aşarak
TBMM'de grup kurmasıyla ortaya çıkan süreçle ortaya çıkandır. Siyaset kurgularını MHP'siz bir meclis üzerine şekillendiren ülkemiz üzerindeki bütün tasarruflarını hiçbir engelle karşılaşmadan rahatça yürütmek istemiştir.
AKP ve onun arkasındaki küresel mihrakları ile içteki işbirlikçi odaklar partimizin meclise girmiş olmasını bir türlü hazmedememişlerdir. Partimizin meclis grubu büyük bir fedekarlıkla ve sorumlulukla görevini yürütmüş, umulanın aksine tam bir inançla milli görevlerini başarıyla gerçekleştirmişlerdir.
Hükümetin en büyük umudu partimizin zamanla yorulması olmuştur.
AKP ZİHNİYETİ MHP'YE ÇARPTI!
MHP TBMM çatısı altında bulunduğu süre içinde çözülmeye, yıkılmaya, teslimiyete ısrarla direnmiş, milletimizin kendisinden beklediği direnişi soruna kadar göstermiştir. Kendine güç vehmeden AKP zihniyetini
açılım denen yıkımın ve
PKK ile
işbirliği arayışlarının MHP'ye çarpanak darmadağan olması tam bir bozgun yaratmıştır. Bugün
öfke, tehdit, panik, telaş ve tükeniş halinde AKP zihniyetinin durumu budur ve gerçekler bundan ibarettir.
Bütün bu direnişler
siyaset sırtlanların son çırpınışlarıdır. Bu saldırılar sadece partimize değil milli kimlik ve milli dile yönelik düşmanca bir davranıştır. AKP zihniyeti 7 yılı aşan uzunca süredir
iktidardadır. 7 yıl içinde Habur'dan giriş yapan PKK'lılar için düzenlenen AKP kucaklaşma törenleri karşısında AKP içinde en
küçük bir tepki gösterene şahit olan var mıdır?
BİR TEK AKP'Lİ VAR MIDIR?
Milletimiz
açlıktan ve yoksulluktan inim inim inlerken,
işçi, memur, esnaf,
emekli,
çiftçi kan ağlarken vicdanı sızlayan bir
vekil gören var mıdır? Hükümet
Washington masalarına yüz sürerken, bunu şerefine koyup eleştiren bir AKP'liye rastgelen var mıdır? Yıllardan beri palikaryanın,
Ermeni komitacıların,
Brüksel komiserlerinin aşağılamaya karşı mücadele eden var mıdır?
Milletimiz açlıktan ve yoksulluktan inim inim inlerken, işçi, memur, esnaf, emekli, çiftçi kan ağlarken vicdanı sızlayan bir vekil gören var mıdır? Hükümet Washington masalarına yüz sürerken, bunu şerefine koyup eleştiren bir AKP'liye rastgelen var mıdır? Yıllardan beri palikaryanın, Ermeni komitacıların, Brüksel komiserlerinin aşağılamaya karşı mücadele eden var mıdır?
DOĞRU YERDEYİZ DOĞRU SÖYLÜYORUZ
Katile sayın demeyi şerefine yediremeyip ayağa kalkmış bir AKP'li gördünüz mü? Milletimizden ve coğrafyamızdan intikam almak isteyenlerin tamamı
Başbakan'ın arkasına sıraya girerken buna 'alçaklık' diyen AKP'liye rastladınız mı? AKP'nin yanlışları bizim doğrularımızdır. Doğru yerdeyiz, doğruları söylüyoruz ve doğruların peşindeyiz.
Milliyetçi harekete karşı oluşturan şer cephesinin ve
ihanet ittifakının derdi budur. MHP'yi sindirme amacına girmişlerdir.
Küresel talepleri yüce
Meclis'in çatısı altında iştahla alkışlayanlar MHP'yi silmek için oturdukları yerden kalkma cihetini göstermişlerdir. Bu haçlı zihniyetinin açıkça saldırısıdır. Bu
yabancı merkezlere dur diyen MHP'ye karşı işbirlikçilerin saldırısıdır.
Brüksel'de Avrupalı, Washington'da Amerikalı, Erivan'da Ermeni, Erbil'de
Kürt olanların açıkça saldırısıdır. PKK ile kolkola ama MHP'ye düşman, Peşmergeyle can ciğer MHP'ye tepkili, Rum'la kardeş Ermeni'yle dost ama MHP'ye hasım olanların son çırpınışlarıdır.
AKP'LİLER HAÇLI KALINTILARIDIR
TekraR söylüyorum, bu son olay yalnızca Meclis'te meydana gelen olay Türk Milleti'ye tam bir
hesaplaşmanın işaretidir. Bu hesap al bayrağımıza karşı silinmemiş nefretlerin, İslam'a karşı tükenmemişlik düşmanlıkların hesaplarıdır. Bu 9. haçlı seferleridir. Yerlerinden kalkıp MHP sıralarına gelenler Haçlı kalıntılarıdır. Bir tarafta Türk milleti diğer tarafta kinler ve nefret bulunmaktadır. Bir yanda MHP bir yanda şer cephesi ve işbirlikçiler vardır.
Susmayan ve geri adım atmayan milliyetçi hareket Başbakan Erdoğan'ın oyunlarını bozmuştur, küresel senaryoları boşa çıkartmıştır. Başbakanın öfkesi bundandır. Kulaklarına kadar kızarmasına ne eşi olan hanımefendilerinin yaşadıkları ne de
peygamber yakıştırmalarıdır. Hesap verme duygusu iliklerine kadar işlemiş ve bir zihniyetinin iflasının tükenişidir.
Milletin gözünden düşmenin, iktidarını kaybetmenin, yönetemez hale gelmenin hergün adım adım erimenin kaçınılmaz akıbete biraz da yaklaşıyor olmanın gerginliğidir. Çırpınışlar boşuna, tahrikler, yalanlar ve iftiralar beyhudedir. Kaçış ve kurtuluş yoktur. Er ya da geç milletin hakemliğine gidilecektir. O gün geldiğinde ne yandaşların çırpınışları, ne hırsız ve uğursuzların uğultuları onları kurtarmaya yetmeyecektir.
1 METRE YAKLAŞIN GÖRÜRSÜNÜZ!
Millet sahipsiz değilir, ülkemiz umutsuz değildir. Yüreği Türkiye için çarpan milletvekili arkadaşlarım, Türkiye sevdası kardeşlerim Türkiye'nin sadece ümidi sizsiniz. Kuşatmayı yaracak ve milleti yalandan, dolandan istismardan ve soygundan kurtaracak olan sizlersiniz. Bu yüzden hedefte siz varsınız. Ne geri adım atac
ağız, ne dayatmalara
boyun eğeceğiz. Doğru olduğuna inandığımız yolda sonuna kadar gideceğiz. Niyet sahibi ayaklarını denk alsınlar, kuru tehditlere pabuç bırakmayacağız. Nereden gelirse gelsin her türlü saldırıyı anında def edeceğiz
Buradan söylüyorum bundan sonra MHP sıralarına 1 mitre yaklaşan bundan sonra ne olacağını görecektir. Siyaseten ayakta durabilmek uğruna yıkmadık değer, istismar edemedikleri mukaddesat bırakmadıklarını herkese göstermiştir. Bizim bunlarla mücadele etmemiz sözkonusu olamaz ve mümkün de değildir. Erdoğan ve ekibinin 1 gün fazla kalmak için yıpratmayacağı bir değeri olmayacağını biliyoruz.
AKP'NİN KAYBETTİĞİNİN GÖSTERGESİ
Bir taraftan Osmangazi'yi ağzına alarak diğer taraftan soykırımı hoşgören, bir yandan yetim hakkını gözetip öte yandan yandaşlara
helal haram demeden yağdıran, haktan bahsederken memuru, işçiyi sindiren yağmacılara göz yuman bir zihniyet karşısındayız. Bunların düştükleri seviyede siyaset yapmamız mümkündür. Merhum Başbuğ Alparslan'ı bile istismar yaptığı ortadır. Ne olmuştur ki bizi faşist ilan etmişlerdir. Bu ağız PKK ağzıdır.
Yaşananlar 7 yıl sonra kaybettiği seviyenin göstergesidir. Bu AKP'de yaşanan çürüme, çözülme, çöküş ve çaresizliktir. Bu çatışma stratejisi AKP'yi kurtarmayacaktır. İşbirlikçi medya da beklenen sonun er ya da geç karşısılarına gelmelerini durduramayacaktır. Biz çalışmalarımıza devam edeceğiz, AKP'nin foyasını ortaya çıkacaktır. Artan tehditlere aldırmayacağız, sataşmalara yüz vermeyeceğiz. Aziz milletimiz müsterih olsun, korkuya ve kaygıya kapılması. MHP varsa çare bitmemiştir, hesaptan kaçış yoktur.
KİMSE BİZİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİL
Geçen hafta konuşmamda Başbakan Erdoğan'la medya ilişkilerine dikkat çekmişimdir. Bu konuşmaların medyada yer alış şekli bu konudaki haklılığımızı teyit etmiştir. Kimse partimizi sevmek zorunda değildir. Kimse fikirlerimizi
desteklemek mecburiyetinde değildir. Bunlar
kalem ve fikir sahiplerinin tercihidir. Yaşanan son olayla ilgili olarak yapılan haberlerin ve bu haberlerden çıkarılarak yapılan yorumların ahlaka, insanfa, meslek terbiyesine sığdığını söylemek mümkün değildir.
KİRALIK VİCDANLAR HESAP VERECEK
Biz kimseden partimizi desteklemesini tarafsız bir gözle yorumlamasını artık beklemiyoruz. Hiç değilse vicdanın kırıntısı kalmış olanlardan gerçekleri yazmalarını bekliyoruz. Meclis'te geçen hafta yaşananlar yalnızca AKP'nin değil kalemlerini satmış olanların ahlaki sınavı olmuştur. Gerçeğin arkasında durmaktan korkanlar,
kiralık vicdanlar yine aynı ahlaksızlığı sergilemişlerdir. Bir kez olsun doğruların yanında yer alma erdemini gösterememişlerdir.
Şerefini ve haysiyetini kaybetmişlerin, fikrini, kalemini ve yorumunu iktidara teslim etmişlerin bundan sonraki çabaları boşuna olacaktır. MHP iktidarın papağanı olmuş yazar ve yorumcuları asla affetmeyecektir. Sipariş yorumları, ısmarlama manşetleri asla unutmayacak ve zamanı geldiğinde açmak üzere tek tek not edecektir. Hükümet ve işbirlikçilerine aziz milletimiz gereken dersi verecektir. MHP iktidarında bu rezaletlerin sadık sorumluları efendileri ile birlikte mutlaka hesaba çekilecektir.
BU GERİLİM SEÇİM STRATEJİSİ
Patenti Başbakan Erdoğan'a ait olan siyasi gerilim stratejisi milletimizin hüzur ve sükununu çok olumsuz etkilemektedir. İnsanımız açlık ve sefaletle boğuşurken öbür tarafta toplumsal çatışma dinamiklerin harekete geçmesiyle iyice sıkışmıştır. Bir konuşma kürsüsü görünce öfke nöbetlerine giren Başbakan Erdoğan'ın bu tavrı sınırları aşmıştır. Erdoğan'ın bir
seçim stratejisi olarak harekete geçirdiği yeni istismarlara çabaladığına geçtiğimiz günlerde şahit olunmuştur.
Milletimizin geçim şartlarını kötüleştiren ve hayat pahalalığını azdıran iktidar partisi manevi değerleri istismar ederek gündemi saptırmakla meşgüldür. Bugünden itibaren dertlerine deva olunmuş hiçbir toplumsal kesime şahit olunmayacaktır. Şayet ortada zenginleşen, gelişen ve refahı yükselen birisi varsa bunlar AKP yolsuzluk ve talan politakalarıyla hayat bulmuştur. Erdoğan devlet hazinesini 'yetim hakkı yedirmem' gürültüsüyle kendi yakınlarına peşkeş çekmiştir.
ERDOĞAN SÜSLÜ YALAN SÖYLÜYOR
Bizce
krizin kime ne şekilde sürtürenek geçtiği malumdur. Kaldı ki krizin yol açtığı hasarı tespit ederek önlemleri alması lazım olan iktidar zihniyetin söz oyunlarıyla günü geçiştirmesi anlaşılabilir, bağışlanabilir değildir. Erdoğan hangi süslü yalanları söylerse söylesin milletimizin bağrını da delip geçmiştir.
AKP'nin bu zamana kadar aldığı yerinde karar olmamıştır bundan sonra da olmayacaktır. Erdoğan'ın belirli aralıklarla gündeme getirdiği bizim hükümet ortağı olduğumuz dönemdeki bir istismar konusunu sizlerle paylaşmak isterim. Hükümet 2009 krizinin aşabilmek için belli başlı üç yola başvurmuştur. Bunlardan birincisi küresel kriz olduğu yönünde dışarıddan kaynaklandığını söylemiştir. Bu bir temelsiz iddiadır.
Türkiye'nin 2009 yılı krizi çok ağır sonuçlara yol açmış, işsizlik ve sefalet bu krizin en bariz göstergesi olmuştur. Bu kriz 2000-2001'deki krizle karşılaştırılmıştır. Bizim Başbakan Erdoğan'a bu konuda
cevap verme gibi bir kaygımız yoktur. Ancak bazı gerçeklerin üzerindeki sis perdesinin aralanması kaçınılmazdır. Eğer Erdoğan 2001'deki krizi hatırlatarak bazı gerçekleri unutturmayı amaçlıyorsa beyhude çabalıyor.
MİLLETİN DAYANMA GÜCÜ KALMADI
2001 krizinin siyasi sonucuna saygı duyduğumuzu ve bunun bedelini ödediğimizi defalarca söylemişizdir. Bu konuda utanılacak bir şey yoktur. Asıl utanacak olan ekonomiyi krize sokan Başbakan Erdoğan ve yol arkadaşlarıdır. Ekonomik bu sarsıntıdan sonra gelebilecek bir
ekonomik türbülansa karşı dayanma gücü zayıflamıştır.
ERDOĞAN'I YÜCE DİVAN'A GÖNDERECEĞİM
Başbakan Erdoğan'ın ikide bir
Merkez Bankası'ndan bir gecede çekildiğini iddia ettiği paranın kısa özeti bu şekildedir.Erdoğan'a açık söylüyorum, sen ve partin krizde ortaya çıktın ve ürediği yere geri dönmeye mahkumdur. Biliniz ki, vatandaşlarımızın gelirlerini devletimizin rezervlerini spekülatif saldırılarla kim hortumladıysa, buna zemin hazırlayanlar aynı suçtadır. Amaç bellidir bize göre MHP'siz siyasetin gerçekleşmesi için Merkez Bankası'nı vakumlayanlar destek olmuşlardır.
Başbakan Erdoğan'ın Merkez Bankası'nı talan edenlerle bir ilişkisi olduğu gözükmektedir. Spekülasyonlarla paramıza el koyanlara hesap soracağım. Beni Yüce Divan'a göndermeyeni ben güle güle Yüce Divan'a göndereceğim.