MHP lideri
Devlet Bahçeli,
terör olaylarına karşı
teşkilatların dikkatli olmasını isteyerek, özellikle milliyetçi-
ülkücüleri,
tahrik ve provokasyonlarla olayların içine çekmeye çalışanlara fırsat verilmemesi ve hiçbir kavganın tarafı olunmamasını istedi.
Teşkilatlara bir
genelge gönderen Bahçeli,
Türkiye'nin çok kritik ve sancılı bir döneminde
referandumun yapıldığını savundu. Partilerinin, milletin referandumla verdiği mesajı aldığını ve sonuçla ilgili kapsamlı bir
analiz sürecini başlatarak; mesajlarını, düşüncelerini, beklentilerini ve nasıl bir Türkiye hedeflediğini millete daha iyi anlatabilmek amacıyla tüm karar mekanizmalarını harekete geçirdiklerini dile getiren Bahçeli, "Ortaya çıkan sonuç, partimizin yetkili organlarınca derinlemesine tartışılacak ve milletimize ulaşma noktasında yaşadığımız tecrübeler ve uygulamalar yeni dönemin gelişmeleri de dikkate alınarak kısa süre içinde bütün boyutlarıyla yeniden ele alınıp değerlendirilecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin tüm teşkilatları ve mensupları üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirmiş; ancak buna rağmen eksik kalınan, yetersiz olunan alanların kararlılıkla tespiti ve teşhisi için yoğun bir çalışma dönemine girilmiştir." dedi.
Vaktinde ya da
erken yapılacak milletvekilliği genel seçiminin tüm hazırlıklarının bir an önce tamamlanacağını ve partilerinin
iktidar yolunda azimle yürüyeceğini dile getiren Bahçeli, partilerinin tercihi olan hayır oylarını benimseyen ve
destekleyenlere teşekkür etti.
"Saygı duymak durumunda olduğumuz bu kararla birlikte,
ülkemiz için kaygılandığımız çok vahim bir sürecin kapıları ardına kadar açılmış, uzunca bir süreden beridir, Türkiye'nin içine savrulduğu çok kaygan ve sisli bir süreç daha da tehlikeli bir boyut kazanmıştır." diyen Bahçeli,
Anayasa değişikliklerine beklentilerinin hilafına destek veren iradenin, hiç şüphesiz ki yaşanacak telafisi olmayan olumsuz gelişmelerden de sorumluluk ve vebal altına girdiğini ileri sürdü.
"ÜLKE KARMAŞAYA SÜRÜKLENİYOR"
Referandum sonuçlarından cesaret ve cüret kazananların tüm berraklığıyla kendisini göstermeye başladığını savunan Bahçeli, "Vatanımızın bir bölümündeki okullarda boykot kampanyası başlatılmış, demokratik özerkliği talep eden
Demokratik Toplum Kongresi temsilcilerinin Ankara'da en üst düzeyde kabul edileceği de ortaya çıkmıştır. Bu da yetmemiş,
Başbakan Erdoğan'ın aklında ve hayalinde olan
başkanlık sistemiyle ilgili
tartışma başlamış ve ülkemiz tekrar bir karmaşaya doğru itilmiştir. Anlaşılmaktadır ki parlamenter sistemle kafasındaki hedefe ulaşmada engeller gören bu zihniyet, tek adamlığa ve otoriter bir
yönetime davetiye çıkarabilecek bir yönetim yapısını hayata geçirmenin yollarını aramaya şimdiden koyulmuştur. Referandum sonucunda ortaya çıkan '
evet' ve 'hayır' oylarının dağılımı basit bir oransal durumdan daha çok, ülkemizi baştan başa saran kutuplaşma tespitini teyit eden bir içeriğe de sahip olmuştur. Geniş bir
toplumsal mutabakatı gerektiren
anayasa değişiklikleri, milletimizin önemli bir bölümü tarafından kabul görmemiş ve uygun bulunmamıştır." diye konuştu.
Yeri gelince aziz
dava arkadaşlarımızın hatıralarını istismar eden, yeri gelince de bölücülükten sabıkalılarla kol kola girmekte bir sakınca görmeyenlerin basit siyasi hesapları uğruna girmeyeceği kılık, takmayacağı
maske olmadığı, geride kalan referandum sürecinde çok iyi anlaşıldığını iddia eden Bahçeli, milletin, 'evet' ve 'hayır' tercihleri arasında taraf olmaya zorlandığını ve hatta daha ileri gidilerek, tehdit ve şantajlarla referandum kararları etkilenmeye çalışıldığını ileri sürdü.
Kamu görevlileri, valiler, kaymakamlar,
sermaye grupları,
sivil toplum kuruluşları,
yandaş medya, sanatçılar, sporcular kanalıyla ve kirli bir
propaganda yoluyla siyasi faaliyet gösterdiğini savunan Bahçeli, Başbakanın teşekkür konuşmasını eleştirdi.
"ÜLKÜCÜLER ÜZERİNDEN HEDEFİNE ULAŞAMAYACAK"
Başta Başbakan olmak üzere, iktidar partisinin tüm kadrolarının özellikle MHP'ye gönül veren ve asıl sahibi olan ülkücülere yönelik siyasi mütecaviz niyetlerinin, akılları çelmek için yapılan alçakça oyunlarının, ülkücülere kan kustururken ve
hakaret ederken, şimdi dost görünmeye çalışan münafıkça hamlelerinin amacına ulaşamayacağının açık olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Referandum sonucuyla birlikte, partimiz üzerinde yürütülen kara propagandaya ve
Ülkücülerin bir bölümünün MHP'ye oy vermediği yönündeki iftiralara hiçbir dava arkadaşımın itibar etmeyeceğine ve bütün parti mensuplarımızın şer ittifakının tezgâhını işlemez hale getireceğine AKP çok yakın bir zamanda şahit olacaktır. Bu uğurda değerli teşkilat yöneticilerimizin ve Ülkü davasının fedakâr temsilcilerinin üstün bir çaba göstereceğinden asla şüphem yoktur. Ülkücünün yeri de adresi de bellidir ve burası da Cenab-ı Allah'ın izniyle sonsuza kadar
Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, partimize gönül vermiş değerli arkadaşlarımızı kandırmak maksadıyla kalleşçe yaptığı siyasi propagandadan bir an önce vazgeçmesini şimdilik ihtaren bildirmek isterim. Aksi takdirde Milliyetçi Hareket Partisi'nin mahremiyetine girerek veya el uzatarak; davamıza yönelik tertibat içinde olmalarının, mensupları üzerinde tuzaklar kurmalarının, acı hatıralarımızı istismar ederek duygusal ifadeler marifetiyle siyasal çıkar sağlamalarının bedeli muhatapları için ağır olacaktır. Bu hususta öncelikle Başbakan Erdoğan olmak üzere, tüm AKP yöneticileri birinci dereceden sorumlu ve mesuldürler."
"AKP İLE HESAPLAŞILACAK GÜNÜ SABIRLA BEKLEYİN"
Güdümlü ve yandaş medya vasıtasıyla partilerinde sorun varmışçasına küstahça haberler yapıldığını, ısmarlama anketlerle kamuoyunun yönlendirilmeye çalışıldığını ve MHP'nin önümüzdeki seçimlerde
baraj sorunu olduğunun
ihanet korosu tarafından seslendirildiğini ileri süren Bahçeli, ancak bütün oyunların nafile ve tüm çabaların beyhude olduğunu belirtti.
MHP'nin güçlü teşkilat yapısı ve gönül veren milyonlarca mensubuyla birlikte hedeflediği iktidara her geçen gün biraz daha yaklaştığını savunan Bahçeli, "Partimize yönelik olarak referandum öncesinden itibaren başlayan ve çok boyutlu yürütülen yoğun ve tehlikeli propaganda titizlikle takip edilecek ve gerekli olduğu hallerde Genel
Merkez bilgilendirilerek mahalli düzeyde
cevap ve karşılık verilecektir. Ancak dünden
ders ve sonuç almış olan partimiz tüm girişimleri püskürtecek ve sonuçsuz bırakacak inanca kudrete, birikime ve aziz millet desteğine sahiptir. Bu kapsamda, tüm teşkilat mensuplarımız Genel Merkez açıklamaları, çalışmaları, genelgeleri, duyuruları dışında hiç kimsenin ya da kesimin beyanlarına itibar etmeyecektir. Uydurulmuş anketlere inanılmayacak ve parti ve mensuplarımıza yönelik
psikolojik operasyonlara karşı hazırlıklı olunacaktır. İlave olarak önümüzdeki süreçte tekrar artma tehlikesi olan terör olaylarına karşı dikkatli olunacak, özellikle Milliyetçi-Ülkücüleri tahrik ve provokasyonlarla olayların içine çekmeye çalışanlara fırsat verilmeyecek ve hiçbir kavganın tarafı olunmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi ve değerli mensupları; çevrilen dolapların, kurulan tuzakların, siyasetin kurnazca ve ahlaksızca tanziminin bir plan dâhilinde yürütüldüğünü görmektedir. Ancak bu karanlık hesabı önce Yüce Allah'ın takdiri bozacak; arkasından da aziz dava arkadaşlarımın inancı ve değerlerine olan bağlılıkları ortadan kaldıracaktır. Partimiz, kaynağı ve gücü ne olursa olsun, nereden ve kimden gelirse gelsin her melaneti, tertibi, saldırıyı yok etmeye hazırdır ve bu konuda büyük bir milli heyecana sahiptir. Ve Milliyetçi Hareket; Türkiye'nin bugünkü sorunlarının aşılması, yılların biriktirdiği yolsuzluk,
yoksulluk ve huzursuzluğun yok edilmesi için AKP iktidarıyla hesaplaşacağı günü sabırla beklemektedir." ifadelerini kullandı.
Herkesin ayrım gözetilmeksizin kucaklanacağını; etnik, mezhep, köken ya da bir başka farklılık önemsenmeden her ferde ulaşmak için azami çaba sarf edileceğini vurgulayan Bahçeli, şunları dile getirdi: "Özellikle Milliyetçi-Ülkücü camiaya yönelik kurgulanan ve çok merkezli yürütülen yeni bir tuzakla karşı karşıya bulunulmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkücüler arasına ekilmeye çalışılan fitne tohumlarının yeşermesi konusunda en başta iktidar partisi tarafından ısrarlı bir propaganda takip edilmektedir. Buradaki maksat, Türkiye'nin biricik teminatı ve son kalesi olan Milliyetçi-Ülkücü camiayı ayrıştırmak, zayıflatmak ve iç sorunlarına gömülmüş bir halde etkisiz hale getirmektir. Özellikle siyasi bölücülerin bile, referandum sonrasında parti mensuplarına yönelik doğrudan mesajları bu tespitlerimizi doğrular niteliktedir. Amaç bellidir ve o da Türkiye'yi yıkmaya ve bölmeye çalışanlara karşı dimdik ayakta duran, sonu ne olursa olsun mücadelede kararlı olan Milliyetçi Hareket Partisi'ni içten dağıtmaktır. Bu nedenle, Türkiye'nin çok nazik bu döneminde; duygularımızı, anılarımızı, ülkülerimizi istismar ederek aramıza sızmaya çalışanlara özellikle dikkat edilecek; yönlendirmelere, tahriklere, ajitasyonlara, içten pazarlıklı ve art niyetli
tavsiye ve temennilere karşı çok dikkatli olunacaktır."