12
Eylül döneminde henüz 17 yaşında olaylara karışmaktan 10 yıl
hapis yatan
MHP Samsun İl Teşkilatı eski Disiplin Kurulu üyesi Hüseyin
Cengiz,
referandumun siyasetle karıştırılmaması gerektiğini belirterek, bekledikleri günün geldiğini ve referandumda '
evet' oyu vereceklerini açıkladı.
Hüseyin Cengiz, "Biz eski ülkücüler olarak, bunu
Türkiye'deki yüzlerce binlerce arkadaşımın adına konuşuyor sorumluluğunu hissederek söylüyorum. Bizi MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli'nin 'hayır' demesi hiçbir zaman bağlamaz. Çünkü, eski ülkücülere gerek teşkilatlarda, gerek kamuda hiçbir zaman sahip çıkılmamıştır. Hiçbir zaman yüzümüze bakılmamıştır, hep dışlandık. Hatta kendilerinin teşkilatlara beyanatları genelgeleri vardır.
12 Eylül'de siyasi olaylara karışan insanları partiden uzak tutun şeklinde. Hatta biz, Başbuğ'umun döneminde Samsun İl Teşkilatı'nda görevli iken, Başbuğ'umdan sonra hükümlü olduğumuzu öne sürerek partiden üyeliğimizi bile düşürmüştür. Bugün bakıyoruz, PKK'lıların 'hayır' dediğine MHP genel başkanı da 'hayır' diyebiliyor." dedi.
Türkiye'den başka Türkiye olmadığını çok rahat bilerek, referanduma 'evet' diyeceğini belirten Cengiz, "Uzun yıllar karayolunda bir çalışan olarak, Türkiye'de yapılan duble yolları görüyorum, üstüne basarak tekrar söylüyorum
AK Parti'ye
prim kazandırmak adına asla konuşmuyorum ama 'Yiğidi öldür, hakkını yeme' felsefesi çok önemli. Türkiye'de yapılamayan birçok şeyi yapmışladır. AK Parti içersinde sevmediğimiz tasvir etmediğimiz birçok insan vardır. Ama Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında, ben kendi adıma konuşuyorum şahsına hayranım. Ben tekrar ediyorum referanduma 'evet' diyeceğiz. Çünkü referandumda bu ülkenin insanının adına kötü olan hiçbir şey yok. Merak eden internete girip anayasa tüzüğünü okusunlar." tavsiyesinde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin genel seçimde Türkiye'de
iktidar olabilecek alternatif bir parti lideri olmadığını vurgulayan Cengiz, "Bugün bakıyorum, Kılıçdaroğlu mu gelecek, Bahçeli mi gelecek. Bir kere kendisi siyasi parti liderliği vasıflarına sahip değil ki. Erzurum'da halat atıyor ortaya, 'As diyor.' Peki adam çıktı ne dedi 'Senin zamanında alındı sen niye asmadın.'. Bu kadar basit. Altında kalacağın lafın niye üstüne gidiyorsun. Başbuğ'umun zamanında böyle miydi? Geçen gün Samsun'a geldi sayılabilecek kadar az kişi katıldı." şeklinde konuştu.
Referandumun sonucunda 'evet' oyunun yüksek oranda çıkacağına inandığını dile getiren Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'deki binlerce ülküdaşım 12 Eylül döneminin çilesini çekmiş, işkencesini çekmiş, azabını çekmiş, erkekliğini kaybetmiş, anasına, babasına, karısına gözünün önünde işkence yapılmış tüm ülküdaşlarımda 'evet' diyecektir. Çünkü biz, 12 Eylül döneminde bize işkence yapanların intikamı ile büyüdük ve o hırsla öleceğiz. Bu yüzden 'evet' diyeceğiz. Bu çok önemli."
12 Eylül döneminde alayda gözaltına alındığında işkence yapılarak komutanlar tarafından
sorgulanan Cengiz, acı ve ızdırap dolu günlerinde bir anını şöyle anlatıyor: "Sıkıyönetimde alaydayız, gözlerimiz bağlı, ellerimiz arkadan kelepçeli daha 17 yaşında bir çocuğuz.
Elektrik veriyorlar, işkence yapıyorlar
Allah diye bağırıyoruz. Sorgucu diyor ki 'durun, bir şey söyledi, bir itirafta bulundu' diyorlar. Sorgucu diyor ne söyledin oğlum. Bende diyorum komutanım canım yandı Allah diyorum dedim. Oda bana burası sorgu odası buraya Allah giremez, neden çağırıyorsun dedi. Biz bunları yaşadık, bunların işkencelerini gördük. Eğer bunların işkencelerini gören bütün arkadaşlarım 'hayır' derseler ben o arkadaşların şahsiyetlerinde şüphe ederim ve demeleri de mümkün değildir ki hepsi de 'evet' diyecektir."