Başbakanlığı döneminde Bülent Ecevit'in en yakınındaki isimlerden biri olan DSP
İzmir Milletvekili Recai Birgün, 2002'deki siyasi krizle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu: DSP'yi böldükten sonra Bahçeli'ye 'hükümeti boz Başbakanlığı al' teklifinde bulundular. Kabul etmeyince MHP'yi bölmek istediler. Bahçeli
seçim kararıyla bu oyunu bozdu.
Bülent Ecevit'in simgesi olan
mavi gömleklerini
vefatının ardından giyecek kadar Ecevitlere yakın olan koruma müdürü, DSP İzmir Milletvekili
Recai Birgün, 2002'de DSP'yi böldükleri gibi bazılarının MHP'yi bölmek için de düğmeye bastığını ancak Devlet Bahçeli'nin seçim kararıyla bu planların bozulduğunu söyledi. Birgün, o zamanlar DSP'nin ikinci adamı olan ve gölge başbakan olarak nitelendirilen
Hüsamettin Özkan'ın da hafta sonlarını
ANAP lideri
Mesut Yılmaz ve
Kemal Derviş ile geçirdiklerini anlattı. Birgün, 2002'deki siyasi krizle ilgili şu çarpıcı açıklamaları yaptı:
Mesut Bey'in sözlerini iletiyor muydunuz Ecevit'e?
O zaman medyaya da yansıdı Mesut Yılmaz, beyefendinin aklı dengesinin yerinde olmadığını ve Başbakanlığı bırakması gerektiğini söylüyordu.
YILMAZ'DAN VEFA BEKLEMEZDİ
Ecevit görüyor muydu bu açıklamaları?
Görüyordu.
Tepkisi, kızgınlığı var mıydı? Vefasızlık olarak görüyor muydu?
Yok hayır. Mesut Yılmaz'dan bir vefa bekleyecek hali yoktu. Öyle bir şey hatırlamıyorum daha doğrusu. Beyefendinin üzüntüsü şuydu; bütün medyanın üzerine gelmesini anlayamıyordu. 'Ne yaptık da biz bunları hak ettik' diye üzülüyordu. Manşetleri hatırlıyorum. Çok saldırıyorlardı gerçekten.
Süreç Ecevit'in rahatsızlığı ile başladı. Rahatsızlandığında Başbakanlık'tan hastaneye siz mi götürdünüz?
Maalesef tam da o gün izinliydim. Kot pantolonlu olduğum için ben gidemedim. Sadece bir
gaz sıkışması denildi. Arkadaşlar götürdüler. Böyle durumda
Başkent Hastanesi öncelikleri-miz arasındaydı.
Rahşan Hanım biz yoldan çevrildik, yönlendirildik oraya diye kuşkusunu dile getirmişti.
Yönlendirme olmadı. Nereye gidileceği belliydi. Başkent'teki doktorlara beyefendinin de itimadı vardı. Tabii ben bir saat sonra gittim hastaneye.
MHP'YE OPERASYON
Ecevit'i tasfiye etmek için sürece müdahale edildiği iddiaları ortaya atıldı...
Çok net söylüyorum. 2001'den sonra ABD'de yapılan birtakım görüşmeler vardı.
Dick Cheney Türkiye'ye geldi. Biz ABD'ye gittik. Bize sürekli
Irak ve
Kıbrıs için
baskı yapılıyordu. Beyefendi ve Sayın Bahçeli geri adım atmadı.
Hastalık Ecevit'i tasfiye için fırsattı. Partiyi ikiye böldüler. Bahçeli yine hükümeti bozmayınca şahsi kanaatim MHP'ye
operasyon yapılacaktı. Bahçeli bunu haber aldı ve seçime gitmek kararı aldı. O zamanın medyası, siyasetçisi, bürokratı, iş adamları bu tasfiyenin içindeydiler. Herkes bilinçli değildi. Bazılarına göre doğrusu buydu. Ülkeyi düşündüler ancak dışarıya
hizmet edildi.
DERVİŞ'LE ÖZEL GEZİLER
Darbe günlüklerinde ortaya çıktı.
Gazeteci Murat Yetkin de bazı generallerin, "Ecevit çe-kilsin, Özkan gelsin" önerisinde bulunduklarını açıkladı. Bu talepten haberiniz var mıydı?
Her şeyden haberim yoktu. Hüsamettin Özkan'ın belli kişilerle yat gezileri yaptığını ve onlara görüştüğünü biliyorduk, haberini alıyorduk. Kemal Derviş'le özel toplantılar yaptıklarını, hükümetten ayrılmadan Mesut Yılmaz'la görüştüklerini biliyorduk. Zaten hep beraber giderlerdi hafta sonu. Ne olacak, kim ne söyleyecek biliyoruz fakat
darbeler arka arkaya gelince
tedbir alamadık ve toparlayamadık.
Ecevit'e yaptıklarını Erdoğan'a yapacaklardı
2002'de DSP'ye yapılan,
kapatma davasının açıldığı süreçte Başbakan Erdoğan ve ekibine yapılmaya çalışıldı. Parti içinden sert çıkışlar, Erdoğan'ın yalnız kalması... Dava açıldığında Erdoğan bunları yaşadı bir müddet. ABD,
İran konusunda sıkıntıya düştü ve o sırada iktidarın ipi çekilmişti. Ancak Erdoğan sonradan yaptığı özel görüşmelerle bu süreci atlattı.
Kapatma davasının açılmasıyla birlikte Erdoğan için de mi böyle bir süreç başlatılmıştı.
Kesinlikle. Ben Erdoğan ve ekibine tasfiye süreci başlatıldığını yüzde 80 olarak biliyorum desem abartmam. Aynı olayları biz de yaşadık 2002 yılında.
Rahatsızlandıktan sonraki süreçte Ecevit'te nasıl bir kanaat oluştu ki Özkan ile yollarını ayırdı?
Hüsamettin Bey, beyefendiye yakınlığıyla bilinirdi. İkinci adamdı. Saldırılar sırasında herkes Özkan'ın bunu engelleyeceğini düşündü. Çünkü medya ve iş dünyasıyla iyi diyalogu vardı. Ama konuşmadı. Genelde medyada yer almazdı ama bu konuda Ecevit'in yanında olmasını bekeniyordu. Sonra da askerlerin getirdiği 'Ecevit çekilsin, Özkan gelsin'i o tezgahlıyormuş gibi bir
imaj uyandırdı.
Ecevit rahatsızken yazılar çıkmıştı, tırnakları kirli, pis yıkanmıyor diye.
Emin Çölaşan imzasıyla çıkmıştı o.
Onları görmüş müydü Ecevit?
Gördü tabii ki. Biz bu insanlara ne yaptık ki, onlar bize bunları yapıyor dedi.
Mesut Yılmaz'ın planı
Kıbrıs ve Irak sürecini önemsiyorsunuz. Peki hükümet içerisinde bir sıkıntı var mıydı?
MHP ve DSP arasında hiçbir sıkıntı yoktu. Fakat Mesut Yılmaz sürekli yalpalıyordu.
Almanya toplantısına (Frankfurt) Yılmaz da katıldı. Yılmaz bu olaydan sonra hükümetin dışında kalmayı istiyordu.
Hükümet bozulsun DYP, ANAP ve DSP'den ayrılanlarla bir
koalisyon hükümeti kurma planı yapmışlar. Bahçeli, 'seçim' deyince, hepsinin oyunları bozuldu.
Bahçeli'nin kulağına fısıldandı
MHP'ye ilgili plan neydi?
DSP ikiye bölündüğü halde Bahçeli hükümeti bozmadı ve "Ecevit'in Başbakanlığına itirazım yok, devam edeceğim" dedi. Bahçeli'ye telkinler vardı: "Hükümeti boz, sana vereceğiz Başbakanlığı. Meclis'te birinci parti MHP oldu" diye. Bozmadı. Sonra birileri Bahçeli'nin kulağına fısıldadı ki, DSP'ye yapılan operasyonun aynısı MHP'ye yapılacak. Parti grubu ikiye bölünecek ve hükümet düşecek. Bahçeli üçüncü şıkkı seçti ve 'seçim' dedi. MHP o sırada barajı aşabiliyordu. Beyefendi anlayamadı Bahçeli'nin seçim kararını neden aldığını. Bahçeli ile telefonla görüştürdüm. Bahçeli bir şey söyleyemedi. İktidarda bulunan MHP, ANAP ve DSP'nin seçim kararıyla
intihar ettiğini sık sık dile getirdi. Dinleyen olmadı.
ABDULKADİR SELVİ/YENİ ŞAFAK