Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, DTP'li milletvekillerini kast ederek,
PKK'yla ilişkileri olan kişileri parlamentoda oturdukları bölümün solunda gördüklerini söyledi.
MHP Lideri Bahçeli, Geleneksel Kahvaltı
Sohbetleri çerçevesinde gazetecilerle biraraya geldi. Bahçeli, partililerin ve milletvekillerinin katıldığı kahvaltıda gazetecilerle bir süre sohbet etti.
Bahçeli, kahvaltının ardından gazetecilerin
gündeme yönelik sorularını
cevapladı. Gazetecilerin, yeni bir pişmanlık
yasasına ilişkin görüşlerini sorması üzerine MHP Genel Başkanı Bahçeli,
Başbakan Erdoğan'ın bütün halinde netleşmiş, açıklık kazanmış plan ve programlarını milletle paylaşmamakta ısrarcı olduğunu belirtti. Başbakanın ya bir seyahatte ya da
yurt dışına çıkışında kimi kritik konuları gündeme getirdiğinden söz eden Devlet Bahçeli, "Bu, siyasi kişilik olarak yöntemi olabilir ancak söz konusu kişi devlet yönetimindeyse dikkatli olmalı, az konuşmalı ve konuya bütünlüklü yaklaşmalı" dedi.
Başbakanın kafasının karışık, yönteminin ise çapraşık olduğunu ileri süren Bahçeli, Pişmanlık Yasası'nın
terörle mücadelede bir enstrüman olarak kullanılabileceğini söyledi. 57'nci hükümet döneminde bu doğrultuda yasa getirdiklerinin altını çizen MHP Lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: "Pişmanlık Yasası, terör örgütünün çözülmesi, ulaşılamayan bilgilere ulaşılması için, örgütte ikilem oluşturmak için uygulanır. Bu yasalarda esas olan
terörle mücadeleyi esas kılmaktır. Yasalarla belli oranda başarılı olundu, bütünü kavrayan bir
uygulama değildi. Başbakan, Eve Dönüş Yasası, Pişmanlık Yasası ve terör örgütünü nasıl çözmeyi planladığını açıklamalı. Başbakanın böyle bir mecburiyeti vardır."
Recep Tayyip Erdoğan'ın terörle mücadele konusunda net olmadığını iddia eden Devlet Bahçeli, Başbakan'ın bugüne kadar 2 adım ileri atan, bir adım geri çekilen bir yaklaşım sergilediğini öne sürdü. Bahçeli, bütün arz etmeyen, parça parça değerlendirmelerin Türkiye'nin terör konusunda birikim ve tecrübelerini heba edeceğini savundu.
Başbakan'ın konuyla ilgili uzman kişilerle görüşmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli,
AK Parti'nin tek başına
iktidar olduğunu,
sınır ötesi operasyon konusunda 507 milletvekilinin desteğini aldığını hatırlattı. Bahçeli, şehitlerin dalga dalga
ülke sathına yayıldığı bir dönemde milletin gösterdiği tepkiyle iktidara
destek verdiğine işaret ederek,terörle mücadele konusunda manevi ve sayısal olarak hiçbir iktidara böylesine bir gücün nasip olmadığını dile getirdi. Bahçeli, muhalefeti yok sayan, benden başkası bilmiyor yönündeki anlayışların sağlıklı olmadığını ifade etti.
"BAŞBAKAN VE GENELKURMAY BAŞKANI BİRARAYA GELMELİ"
Gazetecilerin, "Terörle mücadelede iktidar, Türk Silahlı Kuvvetleri'yle birlikte hareket ediyor mu,
işbirliği yeterli mi?" sorusuna MHP Lideri, şöyle
yanıt verdi: "Başbakan ve
Genelkurmay Başkanı çelişkili ifadelerle konuşmak yerine bir araya gelip açıklamalarda bulunmalılar. Başbakan Tezkerede siyasi yetkiyi verdiklerini söylüyor, Genelkurmay ise tam aksi yönde görüş beyan ediyor. Ortada görüş birliği oluşmadığına yönelik bir intiba varsa icraatin içinden programı yapılır ya da
basın toplantısı düzenlenir.
Hükümet ile Genelkurmayın ayrıştığı birleştiği noktalar dile getirilir."
Bahçeli, Hükümet ile Genelkurmay arasında bir güvensizlik olup olmadığına yönelik soruya "Kurumlar arasında güvensizlik yok, sadece anlaşmazlık var" karşılığını verdi.
"PKK'YLA İLİŞKİLERİ OLANLARI SOLUMUZDA GÖRÜYORUZ"
Bir gazetecinin,
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın PKK'nın parlamentoda olduğu yönündeki sözlerini hatırlatarak, "Genelkurmay Başkanının görüşlerine katılıyor musunuz, siz parlamentoda hiç PKK'lıya rastladınız mı?" sorusuna MHP Genel Başkanı Bahçeli, "PKK ile ilişkileri olan kişileri
TBMM'de grubumuzda otururken solumuzda görüyoruz" şeklinde cevap verdi.
Bahçeli, Dengir Mir Mehmet Fırat'ın "Ben parlamentoda PKK'lı göremiyorum" sözlerine cevaben de "PKK'yı parlamentoda görmediler, dağda görmediler. Nerede gördüler?" diye sorarak tepki gösterdi. Devlet Bahçeli, PKK'yla ilişkileri olan milletvekillerinin yargıda
beraat etmeleri halinde sorun olmayacağını belirtirken, beraat kararı çıkmamasının PKK'nın parlamentoda olduğunun göstergesi olacağını kaydetti.
Mesut Barzani'nin, Irak'ın birliğine inandığı yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, söz konusu açıklamaları ve tavırları samimi, ikna edici bulmadığını açıkladı. Bahçeli, Barzani'nin bu tavrı da inkar edebileceğine işaret etti.
Gazetecilerin,
Portekiz Büyükelçisi'nin davetine parti olarak katılmamalarının nedenini sorması üzerine MHP Genel Başkanı, davetin doğru, ancak zamanlamanın yanlış olduğuna dikkati çekti. Bahçeli, Portekiz'in
Avrupa Birliği Dönem Başkanı olduğunu hatırlatarak, "MHP, bölücü ve etnik terör örgütünün yandaşları davet edildikten sonra görüşülecek bir parti değildir. Biz köklü bir partiyiz, sıradan bir kurum muamelesini kabul etmemiz mümkün değildir" şeklinde konuştu.
"ÖZCAN'IN YÖK BİNASINA ADIMINI ATMADAN YASAKLARA KARŞI OLDUĞUNU DİLE GETİRMESİ DOĞRU OLMADI"
Bir gazetecinin,
Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin Türkiye'nin katılımcı kavramını dışarıda bırakmak için yaptığı girişimleri hatırlatması üzerine Bahçeli, Fransanın tavrının
Dışişleri tarafından incelenmesi gerektiğini belirtti. Devlet Bahçeli, Türkiyenin sabredip
evet yönünde cevap vermek yerine kararlılığını
Avrupa Birliği'ne duyurması gerektiğini savundu.
Yüksek
öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'na Yusuf
Ziya Özcan'ın atandığı zaman sarf ettiği "Bilimsel anlamda tüm yasaklar kalkmalı" açıklamasına yönelik görüşlerinin sorulması üzerine Devlet Bahçeli, şöyle dedi: "Ayağı YÖK binasına değmeden bu tür açıklamalar yapması doğru olmadı. YÖK Başkanı olan birisinin daha dikkatli davranmasında yarar vardır. Yasaklar ve üniversiteler konusunda bize göre 25-27 yılını tamamlayan YÖK gözden geçirilmeli. Tüm üniversitleri ve öğretim üyelerini kapsayacak Yükseköğretm Şurası toplanmalıdır. Yoksa, Türkiyenin ağır gündemine gündem eklemenin bir anlamı yok."
"YOLUMUZ DOĞRUDUR YANLIŞ BİR ŞEKİLDE ALGILANMAMALI, KİMSE BU KONUDA MHP'Yİ SUÇLAMAMALI"
Sözün cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve Abdullah Gül'ün performansına gelmesi üzerine MHP Lideri, partilerinde siyasi tutarlılığın esas olduğunu kaydetti. Önceki parlamentoda bir öbekleşme oluştuğuna dikkat çeken Bahçeli, 367 krizinden önce seçimlerin yapılmasını, seçimlerle oluşacak yeni parlamentonun
cumhurbaşkanını belirlemesini savunduklarını ifade etti.
22 Temmuz seçimleriyle birlikte AK Parti'nin tek başına iktidar olduğunu hatırlatan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti: "Parlamentoyu tıkama, çatışma sergilemeyi devam ettirmenin kime, ne faydası olacak?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin krize dönüşmesinden kim neyi anlıyor, kim ne düşünüyor? Bizi CHP'nin ardından gitmemekle eleştiriyorlar. Bu tavır aydınlara, basın mensuplarına yakışmaz. Biz zaten 367 zorlamasına kabul etmemiştik .
Parti genel merkezinde bir görevliyi yanıma çağırdım, öğrenim durumunu sordum.
Lise mezunuymuş, 1982
Anayasası'nı açtım ve ilgili maddeyi gösterdim. Ne anladığını sordum. Bana meclisin 184 kişiyle toplanabileceğini söyledi. Ne oldu, 367 ile zorlama bir yorum getirdiniz, meclisi yeniden kilitlemenin bir anlamı var mı? AK Parti, 341 milletvekiliyle değil de 371 milletvekiliyle gelse ne yapacaktınız? Bizim yolumuz doğrudur, yanlış bir şekilde algılanmamalıdır. Kimse bu konuda MHP'yi suçlamamalıdır."
Cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı olduklarını da bildiren Bahçeli, referandumla oluşan yapının ardından parlamentonun meşruiyetinin konuşulur hale geleceğinden korktuklarını söyledi.
Referandumdan 18 ve 19'uncu maddelerin çıkarıldığını anımsatan Devlet Bahçeli, "Türkiye'de etnik bölücülerle 30 yıllık bir mücadele vardı. Böyle bir ortamda 40 gün içerisinde
cumhurbaşkanlığı seçimi yapılsaydı. Etnik kimliğini kullanan biri
aday olsaydı, bölücülük meşruiyet kazanacaktı, bunun Avrupa Birliği ve ABD'deki yorumu nasıl olacaktı?" diye konuştu.
"MEMLEKET İÇİN HAYIRLI METNE EVET, TÜRKİYE'Yİ TUZAKLARA GÖTÜRECEK YAKLAŞIMLARA İSE HAYIR"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, cumhurbaşkanını halkın seçeceğini, ancak plebisitin de bunun yanında yapılacağına ilişkin hassasiyetleri olduğunu dile getirdi. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Gül'ün d
e devlet başkanları, krallarla konuştuğunu, Başbakan gibi yurt dışına gidip geldiğini, biriken atamaları yaptığını aktardı.
Konunun
türban ve yeni Hakimler ve Savcılar Yasası'na gelmesi üzerine ise Bahçeli, başörtülü bir bayanın
adalet ve sağlık
hizmetlerinden yararlandığı gibi eğitim hizmetlerinden de yararlanması gerektiğini söyledi.
Başörtüsü konusunda Anayasanın 10'uncu maddesinde gereken düzenlemelere gidilerek, kamusal hizmet alan ve veren ayrımının düzenlenebileceğini dile getirdi.
Bahçeli, türbanlı türbansız,
dindar dinsiz çatışmalarına gündeme almamak gerektiğini belirtirken, Türkiye'nin geliştiğini, kimin ne makstla hareket ettiğinin anlaşıldığını ileri sürdü. Bahçeli, müesseselerin siyasallaşmasının doğru olmadığına işaret ederken, yargı da dahil pek çok kurumun bağımsız olması gerektiğini açıkladı.
Gazetecilerin, son olarak anayasa çalışmalarına yönelik bakışlarını sorması üzerine MHP Genel Başkanı, çalışmalar konusunda doğrudan bilgileri olmadığından söz etti. Başbakanın kendilerine henüz bir
taslak sunmadığından yakınan Bahçeli,
sivil toplum kuruluşlarının Hükümet talimatıyla anayasa çalışmalarına girmesini eleştirdi. Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yol bellidir. Tartışma alanı TBMM olmalıdır. Mecliste tüm partilerin katılımlarıyla çalışma grubu oluşturulmalıdır. Üzerinde uzlaşılan maddeler kabul edilmeli ve toplumsal mutabakat temin edilmelidir. MHP, anayasa çalışmalarında tüm tuzaklara karşı hazırlıklıdır. Anlaşılır, memleket için hayırlı bir metne evet deriz Türkiye'yi tuzaklara ve felaketlere götürecek yaklaşımlara ise hayır deriz."
CİHAN