Diyarbakır Lice'de, 1993 yılında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında olduğu 16 kişinin öldürülmesine ilişkin davada mahkeme, oyçokluğuyla aldığı kararında, sanık sayısının iki olduğunu ve örgütten söz edilmesi için en az üç kişi gerektiğini vurgulayarak, itirazı reddetti. Gazeteci İsmail Saymaz'ın radikal.com.tr'de yayınlanan haberine göre, Karara karşı çıkan üye hakim, şerhinde, açılmış JİTEM davalarını örnek gösterdi.
Radikal.com.tr'de yayınlanan haberde, Diyarbakır 'da aralarında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da olduğu 16 kişinin öldürülmesine ilişkin davada sanık iki subay hakkında HSYK'dan izin alınmadığı gerekçesiyle, kanunlara aykırı şekilde, 'durma' kararı verildiği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: "Avukatlar da bu davanın, özel yetkili mahkemeleri kaldıran 6526 sayılı yasa çıkmadan önce açıldığını ve izne gerek olmadığını belirterek itiraz etti. İtirazı ele alan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce çok sayıda tek kişilik örgüt davası karara bağlandığı halde, bu kez sanıklar asker olunca görüş değiştirdi. Soruşturma iznine ihtiyaç olmadığını kabul eden mahkeme, oyçokluğuyla aldığı kararında, sanık sayısının iki olduğunu ve örgütten söz edilmesi için en az üç kişi gerektiğini vurgulayarak, itirazı reddetti. Karara karşı çıkan üye hakim, şerhinde, açılmış JİTEM davalarını örnek gösterdi.
Diyarbakır Lice'de, 1993 yılında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında olduğu 16 kişinin öldürülmesine ilişkin dönemin Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında 'taammüden öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik'ten ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ve 24 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Dava, güvenlik gerekçesiyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gönderilmişti.
Dosya İzmir'e ulaştığında, Albay Hatipoğlu mahkemeye başvurarak, suç tarihinde en üst dereceli amir olduğunu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) genelgesine göre soruşturma ve kovuşturma aşamasında izin alınması gerektiğini belirterek, izin yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle yargılamanın durdurulmasını istedi. 13 Haziran'da görülen ilk duruşmada bu talep gündeme geldi. Savcılık, hem Diyarbakır'da iddianamenin kabulü, hem de davanın nakli için Adalet Bakanlığı ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin talep ve karar yazılarında, izin ve durdurma yönünde bir görüşün olmadığını belirterek, talebin reddini istedi. Fakat mahkeme talebi kabul ederek, davayı durdurdu; izin için dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgür Hukukçular Derneği üyesi avukatlar karara itiraz etti.
ÖRGÜT İÇİN İKİ KİŞİ LAZIM
İtirazı ele alan İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Şubat 2014'te yürürlüğe girip özel yetkili mahkemeleri kaldıran 6526 sayılı yasaya göre bu tarihten önce Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesi gereğince açılmış davalarda "sanığın kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla soruşturma yapılabilmesi için izin alınması gerektiğinden bahisle durma veya düşme kararı verilemez" denildiğini kabul etti. Buna karşın iddianamede iki sanığın olduğunu belirten heyet, Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesine ve önceki Yargıtay kararlarındaki uygulamalar dikkate alındığında, bir örgütten söz edebilmek için sanık sayısının en az üç kişi olması gerektiğini belirterek, itirazı oy çokluğuyla itirazı reddetti.
Üye Hakim Vijdan Eren ise karara karşı çıktı. Eren, davanın 6526 sayılı yasadan önce açıldığını kaydederek, "Davada izin koşulu nedeniyle durma kararı verilemeyeceğini, kaldı ki sanık Tunay Yanardağ ve başka Jitem'e mensup olan personel ve itirafçıların silahla çete oluşturarak yaptıkları yargısız infazların bir kısmı ile ilgili olarak açılan davalarında bulunduğunu" savunarak, durma kararına karşı çıktı."
CİHAN