AK Parti Bolu Gençlik Kolları'nın düzenlediği 'Kış Eğitim Programı'na katılmak için Bolu'ya gelen Çiçek'i TEM Otoyolu Paşaköy gişelerinde, AK Parti milletvekilleri Fatih Metin, Metin Yılmaz,
Yüksel Coşkunyürek, Belediye Başkanı
Alaaddin Yılmaz, AK Parti Bolu İl Başkanı Ali Ercoşkun ve partililer karşıladı. Çiçek, Bolu Belediyesi'ni ziyaret ederek bir süre Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ve AK Partililer ile görüştü. Çiçek, belediye binası içerisinde gazetecilerin sorularını
cevapladı.
Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı
Cemil Çiçek,
İmralı'daki koşulların kötü oluşuna tepki olarak Abdullah
Öcalan ve diğer mahkûmların görüşe çıkmayacakları yönündeki soru üzerine şunları kaydetti: "İmralı en başından beri F
tipi statüsündedir.
Türkiye'de statüleri farklı cezaevleri var. Terör ve organize suçlardan tutukluların bulunduğu cezaevlerine F tipi cezaevi diyoruz. Bunların şartları AB standartlarında ve uluslar arası cezaevleri yönetmeliklerine uygun inşa edilmişlerdir. İdari ve cezai uygulamaların tamamı uluslararası standartlardadır. Uygulanan kurallar da uluslararası düzeydedir. Bu nedenle İmralı'daki şartlardan şikâyet etmeye kimsenin hakkı yoktur. Orası
otel falan değildir. Böyle söylentiler zaman zaman
gündeme gelir ve bu söylentilerin ortaya çıkmasının nedeni de gündem oluşturmaya yöneliktir.
Basın bu konulara yer verdiğinde biz de cevap verdiğimizde onların
propagandalarına çok fazla
yardım etmiş oluruz. Bu konunun üzerinde çok fazla durmayın. Türkiye ne yapıyorsa doğru yapıyor. Uluslararası standartları uyguluyordur. Bu nedenle
terör örgütüne propaganda malzemesi vermememiz gerekiyor. Daha önce de
terörist başı zehirlendi diye yaygara yapmışlardı. Ancak bu konulara gazeteciler çok fazla yer vermesinler."
"Bu söylentiler demokratik açılıma sekte vurmak amacıyla mı çıkartılıyor?" sorusuna Çiçek, "İşte biz bu söylentileri gündemde tuttuğumuz sürece onların varmak istedikleri noktaya gelmelerine yardımcı oluyoruz. Kim ne derse desin Türkiye kendi bildiğini yapmaya devam ediyor. Türkiye kendi doğruları ile hareket ed
erken kimseden icazet almak zorunda da değil. Biz kendi doğrularımızla kendimiz hareket ederiz.
Hükümet olarak ta kendi kararımızı kendimiz veririz." dedi.
ÇİÇEK: BU ANAYASA BİR AN ÖNCE DEĞİŞTİRİLMELİ
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Çiçek, anayasa değişikliğiyle ilgili soruları şöyle cevapladı: "Türkiye çok partili hayata geçtiğinden beri ana gündem maddesi Türkiye'de hayat standartlarının iyileştirilmesidir. 1950 seçimlerine giderken Demokrat Parti'nin
ülkenin bu kadar çok sorunu varken ve ona uygun bir slogan bulmak varken konu
demokrasidir. Demokrat Parti'nin o zaman ki sloganı 'Yeter söz milletin'dir. Bu daha yüksek standartta bir demokrasi talebidir. Eski uygulamaların getirdiği sıkıntıları, yanlışlıkları ortaya koyarak, vatandaştan bu manada
yetki istemiştir. Daha sonraki uygulamalara bakarsanız Türkiye'de demokrasi talebi her zaman olmuştur, olacaktır. Bunda yadırganacak bir nokta yoktur. Demokrasi en gelişmiş ülkelerde bile vardır. Tabi yüksek standartlarda bir demokrasinin tabanını ise gelişmiş anayasalar oluşturur. Bizim anayasamız 80 öncesi şartların zorunlu sonucu olarak yapılmış bir tepki anayasasıdır. Tabi günümüz şartlarına uymuyor. Kurumsal ilişkiler günümüz şartlarına uymuyor. Felsefesi günümüzde öne çıkan birtakım noktalarla örtüşmüyor. Şimdiki anayasamız yürürlüğe girdiği 82'den itibaren
tartışma konusu olmuştur. Yürürlüğe girdiği günden beri tartışmalı olan ve 12'den fazla da büyüklü küçüklü değişikliğe uğramış olan bir anayasa günümüz şartlarına cevap vermediği açıktır. Bu anayasanın bir an önce değiştirilmesi ve günümüze uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Şu andaki anayasamızın ilk 4 maddesi ve 174. maddeleri dışında değiştirilerek geniş mutabakatla günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Toplumsal birlikte değiştirilmesi için ortak kararlar verilmiştir. Bu değişiklik ne kadar erken yapılabilirse ülke o kadar ileriye gidecektir. Vatandaşların dile getirdiği bir çok sorunun temel kaynağı anayasadır. Reformsal değişim yapılamıyorsa en önemli nedeni anayasadır. Köklü bir kamu yönetimi
reformu yapamıyor. Türkiye köklü bir
personel reformu yapamıyor. Bunun sebebi
Anayasadaki kısıtlayıcı hükümlerdir."
ÇİÇEK: BİZ DE YABANCI ÜLKEDE HERKESLE GÖRÜŞMÜYORUZ
Cemil Çiçek,
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın randevu vermediği sadece Savunma Bakanı Vecdi Gönül'le görüşeceği yönündeki soru üzerine şunları kaydetti: "Bizler de
yabancı ülkelere gittiğimizde herkesle görüşmüyoruz. Böyle bir gelenek yoktur. Yabancı ülkeden bakan geldiğinde mutlaka Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüşecek diye bir konu yok. Türkiye olarak hiçbir zaman bir halka karşı bir tavrımız yoktur. Buna kültürümüz de siyasetimiz de izin vermez. Bizim karşı olduğumuz İsrail'in politikasıdır. Zaman zaman bizim politikamızı da beğenmeyen başkaları çıkacaktır. Dolayısıyla biz bu politikalar nedeniyle tavrımızı ortaya koyuyoruz ve bu politikalar nedeniyle koyduğumuz tavır insanidir. İsrail'de yaşanan olaylar insani değerleri ortaya çıkartıyor. Bölge istikrarı da bu durumdan kötü etkileniyor. Bu
Filistin ve İsrail itilafı çözülmüş olsa dünyadaki gerilimin,
bölgedeki sıkıntıların büyük kısmı da çözülecektir. O nedenle Türkiye insani mülazalarla bölgedeki olaylara bakıyor. Bizim karşı olduğumuz nokta bundan önceki hükümetlerin uyguladığı politikadır. Yoksa biz İsrail halkına karşı hiçbir düşmanca tavır içersinde değiliz. Bizim bu tavrımızı destekleyen İsrail'den de kişiler var. Son yaptığı tavır bütün dünyada ve haklı olarak Türkiye'de tepki çekmiştir. Ve sonucunda da özür dilenmiştir. Herkesin bilmesi gereken bir konuda millet olarak gururlu, devlet olarak onurlu bir yapımız var. Hiç kimsenin milletimizin gururuyla v
e devletimizin onuruyla oynamaya hakkı yoktur. Kimseye de ne gururumuzu ne de onurumuzu çiğnetmeyiz."
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek,
Davos'a katılımla ilgili soruya da, "Davos gönüllülük esasına göre yapılan toplantılardır. Oraya isteyen katılır isteyen katılmaz. Ülkemizin katıldığı zamanlar da oldu, katılmadığı zamanlar da oldu. Bu yılki toplantılara Türkiye'den katılan olmayacak." cevabını verdi. (CİHAN)