Dinçer, Sosyal
Güvenlik Kurumu Toplantı Salonu'nda ekonomi ve çalışma hayatı muhabirleriyle bir araya geldi.
Sosyal güvenlikte ana felsefesi belirlenmiş, çerçevesi çizilmiş bir alanda çalışmaları sürdüreceklerini anlatan Dinçer, ana stratejinin doğru olması dolayısıyla işlerinin kolay olacağını düşündüğünü söyledi.
Bundan sonraki süreçte temel paradigmayı değiştirmeyeceklerini vurgulayan Dinçer, uygulamada karşılaşılan sorunlarla ilgili olarak sosyal güvenlik reformunda değişiklikler olabileceğini dile getirdi. Dinçer, “Sosyal güvenlik alanında çok temel bir değişiklik öngörmüyorum” diye konuştu.
Kayıt dışı konusunda kamu idaresinde temel bir strateji belirleyeceklerini belirten Dinçer, Türkiye'de kamu idaresi ile
ekonomik ve sosyal sektörler rasyonel bir zemine kavuştukça
kayıt dışılığın önlenebileceğini vurguladı.
Kayıt dışıyla mücadele konusunda başlayan süreci önemsediğini ifade eden Dinçer, “Kayıt dışına karşı ciddi ve iyi niyetli bir mücadele var. Zaman zaman yüzde 100 yürütülemese de uzun dönemde bu sorun çözülecektir” dedi.
Dinçer, kamu idaresinin ödüllendiren değil, cezalandıran bir niteliğe sahip olduğuna işaret ederek, bu anlayışın değişmesi ve
kayıt dışı ile mücadelenin iş yerlerinin yararına olduğunun anlatılabilmesi halinde olumlu bir adım atılacağını söyledi.
Otoriter yaklaşım tarzının sorunlar yaratabildiğini anlatan Dinçer, tek tek teft
iş yerine
rehberlik ve hocalık yapan bir
modelin daha olumlu sonuçlar verebileceğini belirtti.
Ömer Dinçer, iş yeri teftişleri konusunda yeni bir projeyi hayata geçirmeyi planladıkları bilgisini verdi. Bu alandaki mevcut yaklaşım tarzını değiştirmeyi öngördüklerini anlatan Dinçer, bu konuyu net bir şekilde planladıktan sonra kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.
AB ve ILO standartlarının ülkeler için temel bir gereklilik olduğunu vurgulayan Dinçer, bunların içselleştirilmesinin zaman gerektirdiğini ve çaba istediğini dile getirdi.
KIDEM TAZMİNATINDA UZLAŞMA ARAYACAĞIM
Bakan Dinçer, son günlerde ortaya çıkan
kıdem tazminatı gündemini kendisinin oluşturmadığını, kendisi göreve gelmeden önce bu konunun
Üçlü Danışma Kurulu gündemine alındığını anımsattı. Dinçer, “Ben kıdem tazminatını gelir gelmez gündeme getirmiş değilim” dedi.
Bu konuda bir mutabakat sağlanması ve “güle oynaya” bir karar verilmesini istediğini vurgulayan Dinçer, şunları kaydetti:
“Konuşmazsak, duvarlar örersek sorunu çözemeyiz. Ben sorunun varlığını kabul ediyorum. Çözüme ilişkin modeli konuşarak ortaya koyabiliriz. Kıdem tazminatının kaldırılması diye bir şey yok. Fon, tıpkı
İşsizlik Fonu'nda olduğu gibi işten ayrılındığında belli bir tazminat ödenmesini garanti altına alıyor. Mevcut haklar aynen korunacak. Yeni katılanlarla ilgili
düzenleme yapılacak. Devletin teminatı olacak.”
Dinçer, kıdem tazminatında yapılacak olası bir düzenleme için sosyal taraflarla uzlaşma arayacağını bildirdi.
Kıdem tazminatı konusunda kendisinin ortaya koyduğu bir model olmadığına işaret eden Dinçer, bu nedenle olası bir düzenleme için bir takvimden söz edilemeyeceğini, kendisinin de şu anda “moderatör' konumunda bulunduğunu söyledi.
Dinçer, sendikaların bu konuda izlenecek sürece dahil olmasının oluşabilecek yanlışlıkların önlenmesine imkan vereceğini belirterek, “Şu andaki zamanlama işverenler için uygun ama işçiler açısından uygun değil” diye konuştu.
İşsizlik sigortasında sahiplik ölçülerinin başlangıçta zor olabileceğine ancak 3-5 yıl gibi bir dönemde bu kapsama milyonların girebileceğine işaret eden Dinçer, “Popülist yaklaşımla hak sahipliği şartlarını gevşetirsek yarın bizi suçlayabilirsiniz. İşsizlik sigortasında oyunun tarafları belli ve kuralları bilinmekte” dedi.
İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜ EKONOMİK BÜYÜME
Küresel krizin işsizlik sorununu daha da ağırlaştırdığını dile getiren Dinçer, kronik işsizliğin çözümünün makro ekonomik
büyümeden geçtiğini, ekonomik büyümeyle bu sorunun da gerileyeceğini vurguladı.
Dün açıklanan yatırım
teşvik sisteminin ekonomik büyümeyi sağlayacak ve yapısal işsizliği
hedef alan bir program olduğunu anlatan Dinçer,
bakanlığın istihdamın genişletilmesiyle ilgili programın ise gerçek anlamda işsizliği çözmeye değil, kriz nedeniyle ortaya çıkan ağır işsizliğin sosyal etkilerini azaltmaya yönelik olduğuna dikkati çekti. Dinçer, hem yapısal hem de konjonktürel işsizliğe karşı bir
takım tedbirleri ortaya koydukları kaydetti.
Dinçer, geçici istihdam konusunda, illerdeki istihdam ve mesleki eğitim kurullarının
toplum yararına ihtiyaç duyulan konuları belirleyip, ilgili projeleri onaylayacaklarını ve
hizmet satın alma yöntemiyle bunların karşılanacağını söyledi. Dinçer, bu kapsamda istihdam edileceklerin İŞKUR'a kayıtlı olmalarına bakılmayacağını, yeni istihdam şartının yerine getirilip getirilmediğine bakılacağını belirtti.
Dün açıklanan paketin düşünüldüğü gibi yüksek maliyeti bulunmadığına işaret eden Dinçer, yatırımlar konusundaki düzenlemeler için bir kaynağa ihtiyaç olmayacağını çünkü sadece ileriye dönük bazı gelirlerden vazgeçildiğini anlattı.
Dinçer, paketin istihdam ayağıyla ilgili 2009-2010 yılları proje değerinin ise 1 milyar 6 milyon TL olduğu bilgisini verdi.
PRİMSİZ ÖDEMELERE İLİŞKİN ÇALIŞMA
Ömer Dinçer,
primsiz ödemeler konusunda da bir çalışma başlatacaklarını bildirdi.
Bu konuda yeni baştan bir çalışmaya gerek olmadığını dile getiren Dinçer, belli bir noktaya gelindiğini söyledi.
Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'nun da primsiz ödemeler kapsamına alınması gerektiği düşüncesinde olduğunu aktaran Dinçer, “Ülkenin genel yararını, bazı kesimlerin, grupların yararına feda etmeyelim” diye konuştu.
TÜKETİMİ TEŞVİKLE SIKINTIYI AŞAMAYIZ
Krizin aşılması sürecinde ara malı talebinin canlandırılması gerektiğini vurgulayan Dinçer, “Tüketimi teşvik edecek tedbirlerle yaşadığımız sıkıntıyı aşamayız. Tüketime para aktarıldığı halde bu
gıda ve giyime yönelecektir. Bireysel
tüketim yerine girdiyi teşvik eden bir mekanizmayı oluşturmalıyız. Lütfen (insanlara para verin) demeyin” dedi.
Kısa çalışma ödeneği, işsizlik sigortası için yapılan başvurularda azalma olduğuna dikkati çeken Dinçer, “İşsizlik azalacak demiyoruz ama işsizlik artış oranı azalıyor” diye konuştu.
Ömer Dinçer, nisan ayı itibarıyla kısa çalışma ödeneğinden 32 milyon 881 bin 173 TL ödeme yapıldığını, başvuru süresinin yetersiz kalması halinde bunu uzatabileceklerini belirti.
Aktif sigortalı sayısında son aylarda bir azalmanın göze çarptığını ifade eden Dinçer, bunun
doğal olarak prim gelirlerini düşürdüğünü ancak sağlıklı bir değerlendirme için 2 aylık bir bekleme süresine ihtiyaç olduğunu kaydetti.
AA