Günay; “ Savcılar açıklama yapmalı!” dedi. Ahmet Şık’ın İmamın Ordusu adlı kitap taslağına yönelik açıklamalarda bulunan Günay şu sözleri kaydetti: “ Basında yer alan ‘Yazılmamış Kitap’ sloganı ağırdır. Basılmamış kitap, kitap olmaz zaten. Kaygı verici bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu bir örgütsel doküman sanırım; ama basına bu şekilde yansıması hoş olmadı tabii ki. Bu uygulamayı yapanların bir açıklama yapması gerekiyor sanırım. Basın müşavirliği çıkıp söylese yararlı olur. Savcılık, örgütsel belge ararken böyle bir yola girdi. Ne aradığını açıklarsa bizde sıkıntıya girmeyiz.” Tv8’de Ankara Temsilcisi Erkan Tan’ın hazırlayıp sunduğu Erkan Tan ile Başkent’ten programına bugün, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay konuk oldu. Bakanlığın çalışmalarına ve gündeme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. “Bazı çevrelerin oyuncaklarını ellerinden aldık diye hırçınlaştılar!” BDP’lilerin sivil itaatsizlik eylemleri hakkında: “Hedef koymuş olsalar anlayacağız da bu neye itaatsizlik? Boşluğa taş atıyorlar. Seçime doğru giderken bir arayışsızlık, çaresizlik içindeler. Çünkü Türkiye’de çeşitli çevrelerin oyuncaklarını ellerinden aldık. Kürtçe televizyon, Kürtçe dil kursu, Kürtçe tiyatro dediler yapıldı. Bütün inançlara, kültürlere saygılı bir anlayış geliştirmeye çalışıyoruz. Hırçın olup yeni modeller aramaya çalışıyorlar. İktidarı kötülemekle bir yere varılmaz, sizin daha iyi neler yapacağınızı anlatmanız gerekiyor. BDP’liler benim demokrasiye nasıl baktığımı çok iyi biliyorlar. Ben dostça söylüyorum. Sadece BDP’ye değil bütün partilere.” “ İnfaz, cezaya olan ciddiyeti azaltır!” Gündemin orta yerinde yer alan ‘İdam Cezası’na yönelik konuşan Günay; “ İdam tehlikeli bir cezadır. Uzak durmak gerekir. Önemli olan infazın sürekliliğinin sağlanmaması. Böle konularda suçlunun yaşam boyu tutuklu kalması ibrettir. Cezaya olan ciddiyeti azaltan infaz uygulamasıdır.” diye konuştu. “ Muhalefet ile aynı kümede değiliz!” CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş’in ‘ AK Parti artık muhalefet olmuştur’ sözlerine karı cevap veren Günay şu sözleri söyledi: “ CHP’de seçim eşiğinde bir gayret görüyorum. Ama ciddiye alınacak bir proje yok ortada. Henüz başa baş değiliz. Aynı kümede değiliz. İktidar alternatifi olacak bir muhalefet göremiyorum. Millete daha iyi hizmet edeceğini inandıran siyasi parti kazanıyor. Öncelikle muhalefetin bu dersi alması lazım.” “ Otoriter rejim kavramını sadece muhalefet konuşur!” AK Parti’ye yönelik faşist rejim tartışmaları için; “ Bütünü ile Türkiye’yi 12 Eylül yasaklarından kurtarmayı vaad ettik. Türkiye’nin 12 Eylül’de giydiği gömleği çıkarmak zaman alıyor. 12 Mart, 27 Mayıs alışkanlıklarını canlandırmaya çalışanlar oldu. Onlarla mücadele ediyoruz. Otoriter rejim kavramını sadece muhalefet dile getirir. Referandumda da sonucu gördük. CHP yenilen pehlivan savaşa doymazmış misali ilerliyor!” dedi. “ Sosyal yaşam gelişmedi demek, yanlış bir yargıdır!” Ertuğrul Günay; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye’nin kültür ve turizm verilerine yönelik çıkardığı kitapçık ile ilgili konuştu. “ Bu kitapçık bir siyasi malzeme değil. Bir yargının ne kadar haksız olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Ekonomi gelişti; ama sosyal yaşam gelişmedi gibi bir bakış açısı var. 2002’de Devlet Tiyatrosunun 25 sahnesi vardı. Şimdi 58’e çıkıyor. Bu sayıyı daha da arttıracağız. Sinemada da gelişmeler var. Türk sineması seyircisi %53 ile yabancı sinema seyircisini geçmiş. Yerli ve yabancı, uluslar arası veya ulusal 200 civarında ödül aldık filmlerimiz ile. Güzel sanatlar gruplarımız, senfoni, Türk halk müziği gruplarımızda turne sayılarımız artmış. 2002’de 57 yerde olan arkeoloji çalışmaları şuanda 110 değişik alanda yapılıyor. 30 milyon TL kazılara para ayırdık. Türkiye’de kültür ve turizm verileri kitapçığının propaganda içermediğini, reel rakamlar olduğunu ifade eden Günay, turizm sektöründeki gelişmelerden de söz etti: “ 2010’u, yabancı ziyaretçi sayısında 28 milyon 600 bin ile kapattık. Krize rağmen yükselen bir ülkeyiz. Şuan İstanbul’da Alışveriş Şenliği düzenleniyor. %20 civarında artış var satışlarda. Alışverişte yabancı kart kullanımı %30 artmış düzeyde. Yatırım ve işletme belgeli 1 milyon yatak kapasitesine doğru gidiyoruz” “İstikrarlı bir iktidar olduğumuz için sıçramalar yaşanıyor!” “ Her vesile ile daha fazlasını yapmaya çalışıyoruz. Türkiye’de istikrar olduğu için topyekün bir sıçrama yaşanıyor. 4 yıllık bir eğitim öğretim dönemimin sonunda bu işleri yaptım. Bizden önceki sürecin kötülüğü iş yapmaya imkan vermedi. Çünkü sürekli olarak bakanlar değişti. 6 ay bakanlıkta kalan biri ancak planların işlerin taslağını çıkarır. İstikrar olmadığında daha zor olur her şey.” dedi. “Böyle bir seçim, meslek örgütünü nasıl ele geçirmiş olabilir?” AKP’nin Anayasa mahkemesini ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunu ele geçirdiğiyle ilgili iddialar için Günay: “Meslekteki hakimler kendilerini yönetecek olanları seçiyorlar. Referandumla halka soruldu, halk destek verdi. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu önce 7 kişi olarak dar bir çevre tarafından belirleniyordu. Şu anda çok büyük bir sayısı doğrudan doğruya meslek mensubu hakimler tarafından belirleniyor. Böyle bir seçim, meslek örgütünü nasıl ele geçirmiş olabilir? Konunun ayrıntısını bilmeden muhalif tavır olsun diye önyargıdan söylenen şeyler. Bunlara öfkelenmiyorum da, sabırla bir daha anlatıyorum.” diye konuştu. “Konuyu çarptırıyorlar ama Beşiktaş taraftarı uyanıktır!” “Ben Beşiktaş Stadının ticaret merkezine dönüşmesine karşı çıkıyorum. Bugünkü aklım olsa oraya stat yapılmasını doğru bulmam. Kaldırıp götürelim başka yere koyalım da demiyoruz. Ama olan stadın altına otopark, arkasına otel vs yapıp, burayı alışveriş merkezine dönüştürmeye kalkmayın. Buranın spor kompleksi olarak kalmasına yardımcı olun diyorum. Konuyu çarptırıyorlar ama Beşiktaş taraftarı uyanıktır. İşin gerçeğini bilir ve anlarlar.” “Danıştay cinayetinin, provokasyonun bir parçası olduğunu iliklerimde hissettim” Günay: “Türkiye’de şunu kabul etmek lazım. AKP iktidara gelince bir darbe arayışı oldu. Bazıları fikri, bazıları eylemli hareketlilik içinde oldular. Bu soruşturmanın eylemli hareketlilik içinde olanlara yönelmesi ve bir an önce sonuçlanması benim de temel dileğimdir. Ortada bir Danıştay cinayeti var. Danıştay cinayetinin provokasyonun bir parçası olduğunu iliklerimde hissettim. Aynı şekilde, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması vs. Amaç ortamı karıştırmak. Türkiye’yi 12 Mart’a benzer bir ortama sürüklemek. Böyle bir şey oldu. Yargı bu çerçevede bir sonuca bağlamalı, hepimiz ikna edici bir şekilde sonucu görmeliyiz. Bu soruşturmayı çok önemsiyorum ve bu cephesinin bir sonuca bağlanmasını arzu ediyorum. Ak kara ortaya çıkacak. Sürekli yeni açılımlar, haklı haksız tartışmalara yol açıyor.”