Başbakan Yardımcısı ve
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç,
Suriye'deki olayların sadece
Türkiye ve Suriye'yi değil, hem
bölgeyi hem de tüm dünyayı yakından ilgilendirdiğini belirterek, ''Dolayısıyla ABD
Dışişleri Bakanlığının da
Avrupa ülkelerinin de Suriye'deki olaylara karşı duyarsız kalması hem mümkün değil hem de beklenemez. Gerektiğinde BM'nin de, uluslararası camianın da ki bu konuda mutlaka birşeyler yapılması gerektiğini de düşünüyoruz, harekete geçmesi doğaldır'' dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklama yapan Arınç, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Suriye toprakları içinde bir
tampon bölge oluşturulması düşünülüyor mu, bu konuyla ilgili Türkiye'nin herhangi bir hazırlığı var mı? sorusuna Arınç, ''Bu konu görüşülmedi, dolayısıyla aktaracağım bir bilgi yok'' karşılığını verdi.
Suriye'ye gidecek olan
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ABD Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton'ın mesajlarını götüreceği yönünde açıklama yapıldığı anımsatılarak, bu mesajların ne olduğunun sorulması üzerine Arınç, şunları kaydetti:
''Bilmiyorum. Size söylediğim Türkiye'nin görüşleri bu şekilde özetlenebilir. Bildiğiniz gibi cumartesi günü Sayın Başbakanımız da bir konuşmasında Suriye'deki olaylar karşısındaki tavrımızı açıkça ortaya koymuştu. Sayın Clinton'ın veya bir başkasının Suriye ile ilgili düşüncelerini Sayın Dışişleri Bakanımızın aktarıp aktarmayacağı konusu bizim gündemimizde yok. Yani biz Türkiye'nin hem bölgede, aynı coğrafyada yaşayan ülkeler olarak, aynı medeniyetin insanları olarak birbirimizle akrabalık ilişkilerimiz bulunan aynı coğrafyanın insanlarının bir arada huzur ve barış içinde yaşaması noktasında neler düşündüğümüzü muhataplarımıza aktaracağız. Ama şüphesiz bu olay sadece Türkiye ve Suriye'yi değil hem bölgemizi hem de bütün dünyayı yakından ilgilendiriyor. Dolayısıyla ABD Dışişleri Bakanlığının da Avrupa ülkelerinin de Suriye'deki olaylara karşı duyarsız kalması hem mümkün değil hem de beklenemez. Gerektiğinde BM'nin de uluslararası camianın da ki bu konuda mutlaka birşeyler yapılması gerektiğini de düşünüyoruz, harekete geçmesi doğaldır. Ancak ülkeler arasında, hükümetler arasındaki ilişkiler sırasında bu tür bir araya gelmiş veya müşterek hale gelmiş düşüncelerin aktarılması her an için mümkün olabilir.''