Adliye önünde ellerindeki balyozlarla açıklama yapan
sivil toplum kuruluşu temsilcileri, milletin artık kandırılamayacağını söyledi.
"
Balyozcu-kafesçi paşalardan
hesap sorulmalı", "EMASYA protokolü iptal edilsin" ve "Aldatıcılar sizi '
Allah Allah' ismiyle aldatmasın"
pankartları taşıyan grup,
darbeci zihniyeti
protesto etti.
Adliye Sarayı önünde toplanan grup, üzerinde darbe planlarının adının yazılı olduğu 'Darbeciler
halka hesap verecek' pankartını açtı. Elden ele dolaşan balyoz ve üzerinde
Çetin Doğan fotoğrafının bulunduğu pankart da dikkat çekti.
Sivil toplum kuruluşları adına açıklamayı yapan Özgür-Der
Diyarbakır Şube Başkanı
Serdar Bülent Yılmaz, Balyoz planıyla,
darbecilerin ne tür canilikleri göze aldığının gözler önüne serildiğini söyledi.
Balyoz planındaki korkunç senaryoların çok da şaşırtıcı olmadığını belirten Yılmaz, "27 Mayıs'tan 12 Mart'a, 12 Eylül'den 28 Şubat'a ve oradan 27 Nisan'a kadar tüm darbe süreçlerini bizzat darbeciler hazırlamışlardır.
Maraş katliamından
Danıştay saldırısına kadar her türlü karanlık
eylem bu amaçla üretilmiştir." dedi.
Diğer planlarda olduğu gibi Balyoz'un da
Genelkurmay tarafından 'Allah Allah' nidalarıyla örtülmek istendiğini savunan Yılmaz, şöyle konuştu: "Ancak artık mızrak çuvala sığmamakta, halk hakikati tüm gerçekliğiyle görmektedir. Aynı halk, şu dönemde bir
takım çevrelerin ve kişilerin 'sivil dikta' iddialarının
vesayet rejimini sürdürmeye matuf çalışmalar olduğunun da farkındadır. Darbecilik insanlık onuruyla bağdaşmayan, bağnaz bir zihniyettir. Darbeler başta
yaşam hakkı olmak üzere işkence ve kötü muamelenin,
özgürlük ve güvenlik hakkının, basın, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün yüz binlerce insan açısından ihlal edildiği kölelik rejimi oluşturmaya dönük bir girişimdir."
Halkı bölücü, irticacı şeklinde kategorize eden ve kendisine karşı mücadele edilmesi gereken iç düşmanlar olarak gören zihniyetin terk edilmesi gerektiğini vurgulayan Özgür-Der Şube Başkanı, deşifre olmuş birkaç
emekli paşanın yargılanmasıyla darbeci anlayışın bitmeyeceğine dikkat çekti.
Öncelikle darbeleri besleyen militarist zihniyetin ortadan kaldırılması gerektiğini anlatan Serdar Bülent Yılmaz, EMAYSA, Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi ve TSK iç
hizmet kanununun 35. maddesi ile MGK kaldırılmadıkça vesayetçi rejimin devam edeceğini kaydetti.
Yılmaz, "Daha genelde ise darbecilerin hazırladığı bir anayasa yürürlükte olduğu müddetçe militarist ideolojinin
siyaset ve toplum üzerindeki etkisinin devam edeceği bir gerçektir." dedi.
Çetin Doğan ve darbe seminerine katılan 162
general ve subayın sivil yargıda yargılanması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, halkı cuntacı anlayışa karşı tepki göstermeye çağırdı.
Açıklamanın ardından, hazırlanan suç duyurusu dilekçesi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi amacıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na verildi.
Dilekçede, emekli
Orgeneral Çetin Doğan,
İbrahim Fırtına,
Süha Tanyeri ve ismi bilinmeyen balyoz
darbe planı uygulayıcısı askerlerden şikayetçi olunduğu belirtildi.
(CİHAN)