Beş bin sayfalık
Balyoz planına göndermeler yapan
dergi, "Fatih Camii'nin bombalanması, Türk-
Yunan savaşını başlatmak için bir Türk jetinin düşürülmesi ve böylece oluşan
kaos ortamında ordunun iktidarı ele geçirmesi" gibi başlıklara dikkat çekti.
Planın tam bir fırtınaya sebep olduğunu yazan The
Economist dergisi, Balyoz'un son dönemde ortaya çıkan
darbe planlarından sadece biri olduğunu aktardı. Planın ortaya çıkmasıyla birlikte askere iktidarı ele geçirme yetkisi veren 'EMASYA' protokolünün kaldırıldığını hatırlatan dergi, bu protokolün büyük bir kesime göre darbenin alt yapısını oluşturduğu görüşüne dikkat çekti.
ORDUYA GÜVEN HIZLA AZALIYOR
Son dönemde ortaya çıkan darbe planlarının
Türkiye'de orduya duyulan güvenin sarsılmasında büyük rol oynadığını vurgulayan dergi, "Acaba ordunun nüfuzunun azalması Türkiye'nin Batılı bir demokrasiyi kucaklamasından mı kaynaklanıyor? Yoksa bu yine bildiğimiz laik ile muhafazakar kesim arasında devam eden bir güç kapma yarışı mı?" sorularını yöneltti.
Bu soruların cevaplarının önemli olduğunun altını çizen
The Economist, "Bu cevaplar sadece Türkler için önemli değil. Türkiye,
Avrupa ile
Ortadoğu arasında çok önemli bir konumda yer alıyor. 72 milyonluk
genç ve dinamik bir nufusa sahip. Yakın gelecekte bir enerji üssü olma yolunda. NATO'nun ABD'den sonraki en büyük ordusuna sahip. Kendisine has yegâne laik ve demokratik sistemi ise birçok
ülke tarafından yakından takip ediliyor." ifadeleriyle Türkiye'nin küresel önemine dikkat çekti.
YENİ ANAYASAYA ACİL İHTİYAÇ VAR
Türk ordusunun uzun yıllar kendisini ülkenin koruyucusu olarak gördüğünü ve bu görevi üstlendiğini kaydeden The Economist, her ne kadar son dönemde orduya duyulan güven hızla ve benzeri görülmemiş bir şekilde düşmüş olsa da, ordunun hâlâ Türkiye'de en çok güvenilen kurum olduğunu vurguladı. 'Generallerin Türkiye'nin AB sürecinde engel oluşturduğu' yorumunu yapan dergi, şu ifadelere yer verdi: "Politikaya müdahale etmekte ısrarlı görünen ve
Kıbrıs ile
Kürt konularında ağırlığı olan
generaller, Türkiye'nin tam bir demokrasiye geçişinin önündeki en büyük engel. Türkiye'nin mevcut anayasası ordu tarafından 30 yıl önce oluşturuldu. Türkiye'nin yeni bir anayasa acil ihtiyacı var.
Ordunun bir direnme mekanizması olarak hareket ettiği diğer konu ise Türkiye'nin
AB üyeliği."
GÜLEN HAREKETİ ŞİDDETTEN TİKSİNİYOR
Türkiye'de bazı generallerin
Ergenekon davasını
Fethullah Gülen ile ilişkilendirmek istediği yönündeki düşüncelerini aktaran derginin haberinde, şu ifadeler yer verildi: "Generaller, Ergenekon'u, Türkiye'nin en zengin ve entellektüel kesimine hitap eden ılımlı
İslam düşünürü
Fethullah Gülen ile ilişkilendiriyor. Şiddetten nefret eden Gülen hareketine darbe vurmak için bu cemaate bağlı evlere
silah konulması planları da iddialarda yer almıştı."
TAKIM ELBİSE, ASKERİ ÜNİFORMAYA KARŞI
AK Parti'nin 2002 yılından bu yana gerçekleştirdiği bazı icraatların askerin
sivil kesim üzerindeki baskısını azalttığına işaret eden dergi, buna örnek olarak da 2004 yılından itibaren Milli
Güvenlik Kurulu'nun sadece "istişari" konuma düşürülmesini gösterdi.
The Economist, AK Parti'nin iktidarda olduğu süre içinde attığı en somut adımlardan birisinin de askere sivil
mahkeme yolunu açan tasarı olduğuna dikkat çekti. Askerin mağlup göründüğünü; ancak henüz oyunu kaybetmediği yorumunu yapan dergi, bu tasarının
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesini de askerin bir zaferi olarak değerlendirdi.
Türkiye'nin aslında darbelere alışık olduğunu, 1908 yılında Jön-Türkler olarak adlandırılan hareketin II. Abdülhamit'i tahttan indirdiğini hatırlatan ve Atatürk'ün 1909'da yaptığı "Ordudaki arkadaşlarımız, bundan böyle siyasetle uğraşmamalılar. Bunun yerine enerjimizi orduyu güçlendirmeye harcamalıdırlar." sözlerine dikkat çeken The Economist, "100 yıl sonra Atatürk'ün bu mesajı yerini bulmaya başlıyor gibi." yorumunu yaptı.
(CİHAN)