Balyoz darbe planı davasında çarpraz sorguya alınan
tutuklu sanıklardan eski MGK Genel Sekreteri
emekli Orgeneral Şükrü
Sarıışık'ın söyledikledikleri dünkü duruşmaya damgasını vurdu.
Plan seminerinin iç ve dış tehditlerle alakalı olduğunu söyleyen Sarıışık'a, üye
Hâkim Ali Efendi Peksak, iddianamede yer alan bir ses kaydında, 12
Eylül'ü darbe olarak kabul ettiğini hatırlattı. Sarıışık, bunun üzerine, "Herkes bu konuda hemfikir. Bir günde 30-40 kişi ölüyor, ertesi gün bir şey yok. Neden? Çünkü herkes görevini tamamıyla yaptı." ifadeleriyle kendini savundu. Sanığın darbeyi öven bu cümlelerinden sonra söz alan
Savcı Savaş Kırbaş, Sarıışık'a şu kritik soruyu yöneltti: "
12 Eylül'de her şey sütliman oldu, diyorsunuz. 11 Eylül'de de aynı ordu vardı. O zaman neden engelleyemedi? Başka bir ordu mu vardı 12 Eylül'de?'' Durumu fark eden diğer sanıklar ve avukatları, bu sorunun sorulmasına
itiraz etti. Sarıışık'ın avukatı Fatih
Volkan'ın, "Savcı herhalde 12 Eylül'ün hesabını soruyor." çıkışına Savcı Kırbaş tepki gösterdi: "Balyoz iddianamesinde 12 Eylül'ün olmadığı hususuna katılmıyorum. 491. sayfadaki seminer kayıtlarında 12 Eylül'e ilişkin değerlendirme var. 12 Eylül ile ilgili kıyaslama yapan, sanığın kendisidir. Biz burada darbe yargılaması yapıyoruz."
İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görülen duruşmada eski
Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Orgeneral
Şükrü Sarıışık ve bir kısım sanık avukatı ile
Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş arasında 12 Eylül
tartışması yaşandı. Yoklamanın ardından, söz alan Şükrü Sarıışık, önceki
savunmasında belirttiği gibi dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral
Aytaç Yalman'ın
tanık olarak dinlenilmesi talebini tekrarladı. Savunmasını tamamlamasının ardından Sarıışık'ın çapraz sorgusu yapıldı. İddianamedeki plan seminerindeki ses kayıtlarında iç ve dış tehditlerle alakalı,
Türkiye genelinde bir durum değerlendirmesi yaptıklarını savundu.
Üye hâkim Ali Efendi Peksak, iddianamede yer alan bir ses kaydında, 12 Eylül'ü darbe olarak kabul ettiğini hatırlatması üzerine Sarıışık, "Bunu dünya kabul etti. Tüm
ülke kabul etti." dedi. Toplumsal olaylara alınacak tedbirlerin önemli olduğunu anlattı. Ülkeyi bölmek ve yıkmak ile irticai faaliyetlere karşı tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti. Sarıışık, kendisini 12 Eylül darbesiyle savundu: "Herkes bu konuda hemfikir ve aynı şeyi söylüyor: 'Bir günde 30-40 kişi ölüyor, ertesi gün bir şey yok. Neden?' Çünkü, kamu güvenliği sağlandı. Demek ki herkes görevini tamamıyla yaptığı için. Bugün de herkesin görevini tam olarak yapması lazım. Emniyet güçleri de doğru düzgün çalışınca ortalık düzeliyor. Herkes görevini yapsa ne gerek var ihtilale, darbeye?"
Sanığın ifadeleri üzerine
Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş söz aldı. Kırbaş'ın, "12 Eylül'de her şey sütliman oldu, diyorsunuz. 11 Eylül'de de aynı ordu vardı. O zaman neden engelleyemedi? Başka bir ordu mu vardı 12 Eylül'de?'' demesi üzerine, sanıklar ve avukatlar bu sorunun sorulmasına itiraz etti. Duruşmada emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Celal Ülgen şunları söyledi: "Sanık vekilleri olarak ne 12 Eylül'ü ne de 12 Eylülcüleri savunma konumuna düşeriz. Biz 12 Eylül'de yapılanları kınamış insanlarız. 12 Eylül'de yapılanları kınıyoruz. TSK bir
havuz gibidir. 12 Eylül'de havuzda başka su vardır. Bir kişi o suda boğulmuştur, sonra su yenilenmiş ve havuz yeniden doldurulmuştur. Siz kalkıp burada bir çocuk boğulmuştur deyip burada hesabını soruyorsunuz.''
Avukatların, savcının bazı soruları üzerine sanıkların
kalp krizi geçirerek rahatsız olabileceğini söylemesi üzerine de Başkan Alçık, "Bu sorulardan kimse kalp krizi geçirmez." diye
cevap verdi.
Burada darbeyi yargılıyoruz
Duruşmada yaşanan tartışma üzerine sanık Şükrü Sarıışık'ın avukatı Fatih Volkan, "Savcı herhalde 12 Eylül'ün hesabını soruyor. İddianamede olmayan husus müvekkilime sorulamaz." diye tepki gösterdi. Bunun üzerine
mahkeme heyeti, sorunun sorulmasını iddianamede olmadığı gerekçesiyle reddetti. Savcı tekrar söz alarak, "İddianamede 12 Eylül'ün olmadığı hususuna katılmıyorum. 491. sayfadaki seminer kayıtlarında 12 Eylül'e ilişkin değerlendirme var. 12 Eylül ile ilgili kıyaslama yapan, sanığın kendisidir. Biz burada darbe yargılaması yapıyoruz. Sanık 'Plan seminerinde ve savunmasında 12 Eylül'de etraf sütliman oldu' diyor. Neden tehditleri hukuk sınırları içinde engellemiyorsunuz da 12 Eylül tarzında istiyorsunuz? 12 Eylül tarzına ne gerek var?'' diye konuştu.