İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin tutukladığı
emekli ve
muvazzaf Silahlı Kuvvetler mensuplarının
Balyoz darbe planında yer alan eylemlerini lokal olarak uygulamaya geçirmeye çalıştığı iddia edildi.
Savcılık mütalaasında dönemin 1.
Ordu Komutanı
Orgeneral Çetin Doğan'ın birçok dosyayı bizzat takip ettiğine dikkat çekilerek bunun ses kayıtlarıyla da sabit olduğu ifade edildi.
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda davanın açılması sonrası çıkan
belgeler de kirli planların ilerleyen yıllarda nasıl hazırlanıp uygulandığını çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.
Zaman'da yer alan habere göre Donanma Komutanlığı'nda ele geçen 2008 tarihli 'gizli' ibareli bir belgede Gölcük Değirmendere'de görevlendirilen elemanların iyi ilişkilerini kullanarak 'irtica yaygarası' yapması isteniyor. Özel görevli elemanlardan ayrıca cami ve belediye hoparlörlerinden dinî yayın yaptırmaları isteniyor. Belgede bu yayınların ardından polis ve askerî birliğe ihbarlarda bulunulması, sonrasında da ortalığın nasıl karıştırılması gerektiği ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Yayının duyumunu alan, ortalığı karıştırmak için polise ihbarda bulunacak, derhal
sivil savcılığı da arayarak polise yaptığı ihbarı yenileyecek ve polise Donanma'ya da durumu bildireceğini, bunların (AK Parti'yi kastederek) artık hadlerini çok aştığını ifade edecek.
Belge ve notlarda geçen bu planların Donanma Komutanlığı'nın yanı başındaki Gölcük Yüzbaşılar Mahallesi'nde uygulandığı belirlendi. Yüzbaşılar Mahallesi'nde bulunan caminin ve belediyenin hoparlörlerine kaçak girilerek vaazlar verildi, Kur'an okutuldu. '
Camiden Kur'an yayını yapılıyor' iddiası ile Ali
Cengiz Kurt isimli bir şahıs tarafından cami imamı
Haşim Eroğlu hakkında şikâyette bulunuldu. Yapılan şikayet üzerine
Diyanet İşleri Başkanlığı, imam Eroğlu hakkında
soruşturma başlatılarak ifadesini aldı. Yapılan araştırma sonucunda, yayının çevreden frekansa girilerek yapıldığı anlaşılınca imam hakkında işlem yapılmadı. Şikayet eden Kurt'un da kim olduğu öğrenilemedi.
Balyoz'un
hedefinde
Hrant Dink vardı
Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen
Balyoz davası delilleri içinde çıkan 'hedef' listesinde şok isimler yer alıyordu. 'Operasyon Timleri ve Görevleri' belgesinde, Hrant Dink'ten Fener Rum Patriği Bartholomeos'a, Nazlı Ilıcak'tan Fehmi Koru'ya, Toktamış Ateş'ten
Mehmet Altan ve Taha Akyol'a kadar pek çok aydın, yazar ve sivil
toplum lideri vardı. Hrant Dink'in 'Orak'
operasyonu ile devre dışı bırakılması hedeflenmişti. Söz konusu isimlerden
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti.
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen ve
Balyoz iddianamesi ek klasörlerinde yer alan belgelerde çok önemli bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Altında
Koramiral Kadir Sağdıç'ın adının bulunduğu belgede, iki yıl önce Türkiye'yi sarsan cephaneliğin ele geçirildiği
Poyrazköy'ün de dahil olduğu bazı bölgelerdeki
arazilerin
toprak yapısına ilişkin derin bir tahkikat yapılması isteniyordu. Deniz Kurmay Kıdemli
Albay Ali Türkşen'e gönderilen emirde "
Beykoz bölgesinde bulunan Anadolukavağı, Poyrazköy ve Riva mevkilerinde arazi yapısına ilişkin aşağıda belirtilen hususlar ışığında bir inceleme yapılacaktır. Yapılacak araştırmada titiz davranılacak ve icra edilecek bir faaliyette mevkiin kullanılabileceği faraziyesi ile meseleye tesir eden tüm hususlar belirlenecektir." deniyordu. Yapılan inceleme sonrası söz konusu cephaneliğin Poyrazköy'e gömüldüğü iddia edildi.
'Kalp krizi geçirdim' diyen
Saygun adliyeye gelmedi
Balyoz davası kapsamında hakkında
yakalama kararı verilen emekli Orgeneral
Ergin Saygun'un GATA'da '
kalp krizi geçirdiği' iddia edildi. Tutuklama kararının yüzüne okunması için adliyeye gelmesi gereken Saygun'un yerine avukatı, İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne bilgi verdi. Saygun'un dün sabah kalp krizi geçirdiğini, bu nedenle teslim olamadığını ifade etti. Dün tutuklama kararıyla ilgili olarak emekli Albay Hakan Sargın ile GATA'da
tedavi olan emekli
Tümgeneral Recep Rıfkı Durusoy İstanbul Adliyesi'ne geldi. Sargın ve Durusoy tutuklandı. Burada konuşan Durusoy,
1. Ordu Karargahı'na sadece bir kez nezaket ziyaretine gittiğini, Balyoz darbe planıyla ilgisi olmadığını belirtti. Durusoy, "Biri benim yazdığımı söylesin, kendi cezamı kendim veririm." dedi.