Diyarbakır'daki görüntü çok umut vericiydi, bize (Barış Kapıdadır) sinyalini verdi. Bu kez Erdoğan her zamankinden daha açık konuştu. Söyledikleri barış için her zamankinden daha çok gerçekçi ve samimi geldi. Aktardıklarının gönül sözü olduğu belliydi. Orada bulunan ve bulunmayan Kürt yetkili ve şahsiyetleri de barış için umutlu olduklarını yansıttılar. Erdoğan'ın dile getirdiği sözleri ve amacı, bölgede ve Kürt halkı içerisinde ağırlığı olan bir kişi önünde söylendi. Mesud Barzani her zamankinden daha umutlu barış sürecine desteğini ve yardımını dile getirdi. 

Diyarbakır'daki görüntü siyaset ötesi bir şeydi. Erdoğan bir kaç yıldır barış ve Kürt haklarının sağlanmasından söz ediyor. Kürt parti ve şahsiyetleri de Erdoğan'ın bu selamını karşılıksız bırakmayıp olumlu adımlarla karşılık vermişlerdir. Ancak bu görüntüde Barzani'nin bulunması ve mesajları yıllara dayalı kabullenmeme siyasetinin gönüllerdeki aşılmayan o duvarı yıktı.  

Biliyor musunuz (Yaşasın Kürt ve Türk kardeşliği) sloganı bizim için ne kadar tazeydi ? Diyarbakır ve Erdoğan öncesi Kürt yoktu ki,Türklerle kardeş olsun. 

Bu sebeple "BARIŞ KAPIDADIR" diyorum. Çünkü temeli uygulanması için hazırdır. Barış süreci, iyi niyet, irade ve siyasi kararların yanısıra şahsiyetler ve güçlü taraflara da ihtiyacı vardır. Sonuncusu en önemli olanıdır. Zayıf insanlarda savaş kararı alabilir. Ancak barış, sadece güçlülerin alabileceği bir karardır.

Erdoğan ve partisi geniş bir halk kitlesine ve güçlü bir parlamentoya sahipler. Türkiye ekonomisi en iyi dönemindedir. Türkiye'nin dünyadaki yeri ön sıralardadır. Kürt tarafında güçlüdür. Geniş bir halk kitlesi, Kürlerin barış için milli istekleri, yorgunluk, savaşa karşı inançların tükenmesi, Kürtlerin gündemine oturmuş. Kürtlerin en güçlü siyasileri bu sürece yardım eli uzatmaktadır. Bu nedenle Arapları'ın güzel bir sözü ile noktayı koymak istiyorum (Demir tavında dövülür.)