Avukatlık yapmak isteyen
emekli savcıya barodan izin çıkmadı. Yöneltilen eleştiriler ise ilginç: "Avukatlara
sanık gibi davrandı. Avukatlığı yalancılık ve sahtekârlık mesleği olarak gördü."
Yargıda biri iddia makamını temsil ediyor, diğeri
savunmayı. Yıllardır
duruşmalarda karşılıklı atışıyorlar. Davalı ile
davacının yerine kendilerini koyup adeta savaşıyorlar. Avukatlarla savcılar arasındaki bu
tartışma, bir süredir yargıdaki konumlarının sorgulanmasıyla devam ediyor. 'Onlar niye duruşma salonunda hakimle yukarıda oturuyor?' diye soran
avukatlar, savcıları aşağıya indirmeye çalışıyor. Tartışma şimdilerde ilginç bir noktaya kaydı.
Ankara Barosu, avukatlar hakkındaki
soruşturmalara
bakan ve çok sayıda dava açan emekli savcıya avukatlık izni vermedi. Her şey Ankara
Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Ahmet Soylu'nun yaş haddinden (65) emekli olduktan sonra avukatlık ruhsatı için baroya başvurmasıyla başladı. Bugüne kadar yüzlerce savcının yaptığı gibi, emeklilik döneminde avukatlık yapma talebini iletti. Baronun
yönetim kurulu da, Soylu'nun gerekli niteliklere sahip olup olmadığının araştırılmasını istedi. Hazırlanan raporda ise emekli savcı ile ilgili şikâyetler yer aldı: "
Savcıyken avukatlara, avukat gibi değil,
şüpheli, sanık ve suçlu gibi davrandı. Gereksiz yargılamalar ile avukatlık mesleğinin
adliye koridorlarında itibar yitirmesine neden oldu. Avukatlığı 'yalancılık ve sahtekârlık' mesleği olarak gördü."
Söz konusu iddiaların ardından raporun sonuç kısmında, Soylu'nun yaş haddinden emekli olduğuna dikkat çekildi ve şöyle denildi: "Devlet yaş haddinden emekli olanlara 'sen bu yaştan sonra
kamu hizmeti yapamazsın' demektedir. Avukatlık da kamu mesleğidir, dolayısıyla yaş haddinden emekli olan hiçbir
yargıç ve savcı avukatlık yapamaz." Barodan olumsuz
cevap gelince konu
Barolar Birliği'ne intikal etti. Ancak karar yine de değişmedi. Emekli savcı için son sözü
Adalet Bakanlığı söyleyecek.
Emekli Ankara Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Ahmet Soylu, avukatlık yapmak isteyince, ruhsat verme yetkisine sahip olan
Ankara Barosu hakkında soruşturma yapmak için avukat görevlendirdi. Avukat Hüseyin
Yüksel Biçen soruşturma sonunda hazırladığı raporda emekli Savcı Soylu ile ilgili şikayetleri sıraladı. Raporda, "Avukatlara, avukat gibi değil, şüpheli, sanık ve suçlu gibi davrandı. Avukatlar hakkında soruşturmalar başlatıp gereksiz yargılamalarla avukatlık mesleğinin adliye koridorlarında itibar yitirmesine neden oldu. Avukatlığı 'yalancılık ve
sahtekarlık' mesleği olarak gördü." denildi. Soylu'nun yaş haddinden emekli olduğunu hatırlatan Biçen, "Devlet yaş haddinden emekli olanlara 'sen bu yaştan sonra kamu hizmeti yapamazsın' demektedir. Avukatlık da kamu mesleğidir, dolayısıyla yaş haddinden emekli olan savcı avukatlık yapamaz." görüşünü savundu.
Raporu değerlendiren Ankara Barosu Yönetim Kurulu, oyçokluğu ile Soylu'ya avukatlık ruhsatı verilmemesini kararlaştırdı. Emekli Savcı Soylu, Ankara Barosu'nun kararının iptal edilmesi için
Türkiye Barolar Birliği'ne
itiraz başvurusunda bulundu. TBB, Soylu'nun avukatlık müracaatını kabul etmeyen Ankara Barosu'nun kararını 5'e karşı 6 oyla uygun bularak itiraz başvurusunu reddetti. Karar, Adalet Bakanlığı'na gönderilecek. Bakanlık, yapacağı değerlendirme sonucunda kararı uygun bulursa Soylu'ya avukatlık yolu kapanacak. Bakanlığın, uygun bulmaması halinde TBB, kararını tekrar gözden geçirecek. Baro, intikam duygusuyla hareket ediliyor suçlamalarına karşılık, "
İntikam duygusu ile değil, hukukun çizdiği sınırlar içinde hareket edildi." açıklamasında bulundu. Emekli savcı Ahmet Soylu, ise 'konuyla ilgili süreç devam ettiği' için açıklama yapmadı.
'Avukatlar yargının üvey evladı gibi görülüyor'
Yargı mekanizması 'hakim, iddia makamı ve savunma' şeklinde üç temel unsurdan oluşmasına karşılık avukatlar, yargının üvey evladı gibi görülmekten şikayet ediyor. Buna örnek olarak da savcıların duruşma salonlarında kürsüde hakimin yanında yer alması, avukatların ise zeminde sanıkların yanında oturması gösteriliyor. 2005 yılı AB İlerleme Raporu'nda hakimler ve savcılar arasında yakın bir ilişki olduğuna dikkat çekilmişti.
Ümraniye Adliyesi'nde başsavcı tarafından avukatların, hakim ve savcıların kullandığı
tuvalet,
asansör ve otoparkı kullanmaları yasaklanmış, avukatlar da durumu
protesto etmişti.
Avukat-savcı ilişkisi AB raporuna bile girdi
Avukatlar, yargının üvey evladı gibi görülmekten şikâyetçi. Buna örnek olarak, savcıların duruşma salonlarında hakimin yanında oturması, avukatların ise zeminde sanıkların yanında bulunması gösteriliyor. 'Savcıların kürsüde hakimlerle müzakerelere katılması' ise AB raporlarına bile girdi. Avukatların eleştirdiği bir başka konu da adliyelerdeki ayrıcalık.
Hakim ve savcıların kullandığı tuvalet ve asansörlerden faydalanamayan avukatlar, itirazlarını her vesileyle dile getiriyor.
ZAMAN