Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu'nun ardından basın açıklaması yaptı.
Arınç, Başbakanlık'tan konuyla ilgili ilerleyen saatlerde bir bilgilendirme yapılabileceğini bildirdi.
Dövizli askerlik konusunda da konuşan Arınç, "Milli Savunma Bakanımız, Maliye Bakanımız ve Sayın Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ biraraya gelerek önümüzdeki 1 hafta 10 gün sonra bu yurttaşlarımızın bu bedelin düşürüleceği haberini vereceğiz." dedi.
İşte Arınç'ın konuşmasından satır başları:
ETHEM SARISÜLÜK'ÜN VURULMASI
Bu konuyla ilgili soruşturmanın yapıldığını ve iddialar çerçevesinde polis kurşunuyla yaralanmış ve ölümüne sebebiyet vermişse bunun sonuçsuz kalmayacağını daha önce ifade etmiştim. Maalesef Ethem Sarısülük vefat etmiş. Sarısülük'ün polis tabancasından çıkan kurşunla ölmüş olabileceği yargıya sevkedilmiş, adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmasına karar verilmiştir. Bu aklanmış olduğunu göstermez.
VÜCUDUNA 37 TAŞ İSABET ETMİŞ
Olayla ilgili olarak niçin adli kontrol kararıyla karar verilmiştir izahı, toplanan delillerle ve olayı tamamen kaydetmiş video ve kamera kayıtlarıyla polis memurunun göstericiler kalkanını gaspetmişler, linç teşebbüsünde bulunulmuş vucuduna 37 taş isabet etmiştir. Kendisi havaya iki kez ateş ederek kaçmaya çalışmış. Üçüncü kez ateş ederken silahın düşmesi sonucu böyle bir şey olduğu hakkında mahkeme kanaatı hasıl olmuş. Adli soruşturma devam etmektedir. Yargı sürecinde bilerek ve kasten bu olaya sebebiyet verdiği ortaya çıkarsa, mahkemenin kararını hep beraber bekleyeceğiz, kendisini koruma güdüsüyle bu hareketi sabit bulunursa ona göre karar vereceğiz. Biz şüphesiz vatandaşımızın yanındayız, hiçbir şekilde böyle bir olayın meydana gelmesini istemeyiz. Bu olayın nasıl meydana geleceği video, kamera kayıtları ortaya koyacak.
İMRALI'YA GİDEN BDP HEYETİ
Giden BDP heyetinde Sırrı Süreyya Önder'in olup olmaması, bir kısım tarafından eleştirilmiş olabilir, o onların kabulleridir. Bugün Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan'ın adaya gidip geldiğini biliyoruz. Kendileri bu konuda açıklama yaparlar. Milletvekillerin Öcalan'a ziyaretiyle ilgili elimizdeki mevzuatı uyguluyoruz. Bu ziyaret Adalet Bakanlığımızın iznine tabidir. Son iki heyette sayın Önder'in yer almamış olmasını kendileri izah edebilirler. Bizim söyleyebileceğimiz Adalet Bakanlığımızın kararı böyle olmuştur.
Sayın Beşir Atalay, Adalet Bakanımız ve bendeniz bazı çalışmaları yapan arkadaşlarımızla toplanıyoruz. Bazı çalışmalar yaptık. Bunlar bizim siyasi referanslarımızda özellikle 30 Eylül'de yapılan kongremiz öncesinde siyasi vizyon olarak kitaplaştırılan demokratikleştirme, özgürlük alanların genişletilmesi anlamındaki vizyonumuzdur.
YENİ ŞEYLER YAPMA İHTİYACI DUYMUYORUZ
Bu konuda neler yapabileceğimizi sayın Başbakanımıza sunduktan sonra hem kamuoyuna hem de Bakanlar Kurulu'nun imzasına açabiliriz. Biz çözüm sürecine yönelik olarak veya son Gezi olaylarıyla ilgili yaşanan birtakım olumsuzluklara bakarak bugünlerde yeni bir şeyler yapma ihtiyacını duymuyoruz. Ama adım adım demokratikleşme konusunda çalışmalarımızı yapıyoruz, bunun parlamentoya sunulması gerekenleri yasama dönemi bitmeden gönderilmiş olabilecektir.
ÇÖZÜM SÜRECİ
(Geçtiğimiz günlerde askeri helikoptere yapılan saldırıyla ilgili) Böyle bir tecavüz vaki olmuştur. Ancak bu çözüm sürecini başarısızlığa götürecek bir olay değildir. Süreç aynen başladığı gibi belirli bir noktaya doğru olumlu bir şekilde seyrediyor. Bu arada konuşulanlar, çekilen fotoğrafların hiçbirisi çözüm sürecinin olumlu gittiğinden daha önemli haber değildir. Süreci takip eden, istihbarat teşkilatıyla başlayıp, hükümetimizin ilgili bakanlığı takip ettiğine göre ve silahlı unsurların ülkemizden çıktığı devam ettiğine göre süreçte olumsuzluk var demek bence haklı olmaz. Açıklama gerekirse yaparız ama olumsuzluğa yönelik bir şey söylememiz mümkün değildir.
AB İLE MÜZAKERELER
Avrupa Birliği bazı ülkelerin verdiği kararlar, Avrupa Parlamentosu, açılması vaadelen fasıllarla ilgili çalışmalar şu andan itibaren devam ediyor. Biz Türkiye AB arasındaki müzakerelerin bir ahde vefa ve hukuki bir süreç olduğunu biliyoruz. Müzakere sürecinde hiç kimse Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin gelip geçici olduğunu söyleyemez. İlişkilerimiz 45 yıl önce başlamış, bugüne kadar gelmişiz. Bugüne kadar geçen süreç içerisinde pek çok fasıllar açılmış, bazıları geçici olarak kapatılmıştır. Ama sürecin yavaş ilerlediği zaman zaman engellemeler yapıldığını kabul ediyoruz. Bu bazı ülkelerin kendi iç politikalarına yönelik birtakım olumsuzluklar vardır. Bu ülkelerin sayısı giderek azalıyor. Zaman zaman engellemeler çıkartılarak başka ülkelerin de müzakere sürecinde karşılaştıklarını Türkiye de karşılaşıyor diyebiliriz.
Bu süreci hiçbir şekilde hiçbir ülke siyasallaştırmamalıdır ve önümüze siyasi engeller konulmamalıdır. Fransa'nın blokajının kaldırılması 22. fasıl önündeki engeller kalkmıştır. Bu husus AB üyeleri yetkilileri tarafından teyid edilmiştir. Son olarak Türk ve Alman Dışişleri Bakanlarırının yaptığı ortak toplantıda gelinen bu nokta kabul edilmiştir. AB içinde ortaya çıkan tartışmaları yakından takip ediyoruz. Bakanlarımız bugün de görüşmelerini sürdürmüşlerdir, Türkiye-AB ilişkilerine ivme katacak en doğru kararın alınması AB'nin manevi şahsiyetinin çıkarınadır. AB'yi var eden sebepler mutlaka hukukun üstünlüğü, birlikte yaşamak anlayışıdır. Irkçı yaklaşımlarla AB'nin kurulması ve yaşaması mümkün değildir. Türkiye-AB arasında yaşanan sıkıntıların süratle aşılacağını düşünüyorum.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
Mevcut hukuki mevzuatımıza yeni bir hukuki mevzuat eklemek durumunda değiliz. Yeni bir suç isnad edilecek durumda değiliz. Bazı kişilerin özel hayatına girilip hedef haline getirilmesinde maalesef bazı paylaşım sitelerinde rastlıyoruz. Bu olaylara karşı cezalandırıcı yaptırım, kısıtlayıcı hükümler getirilmesi söz konusu değildir. Ancak genel hükümlere göre bir insan suç işlemişse, suç işliyorsa insanların özel hayatlarına, toplumun infialini çekecek olaylara, annesine, eşine çocuklarına hakaret edilmesine yol açan isterseniz tweetter isterseniz facebook deyin buralarda suç işleyen kişilerin hüviyetleri ve yerleri tespit edilememektedir. Hesap sahte midir, doğru mudur, bunların tespitinde büyük güçlükler yaşanıyor. Bir çalışma yapılabilirse suç işleyen kişilerin tespit edilmesine yol açabilecek genel hükümlere çarptırabilecek bir düzenleme yapılabilir. Yoksa suçlarla ilgili konularda ne ceza arttırımını ne da bir başka şey düşünüyor değiliz. Bu dünya sınırsız ama bu kadar da sorumsuz olmamalı.