* POAŞ'taki katrilyonluk kayıp kaçakla cumhuriyet tarihinin en büyük
vergi kaçağını buldular.
*
Kanaltürk incelemelerinde
CHP-Kanaltürk ilişkisini ortaya çıkardılar,
Digitürk incelemelerinde ciddi vergi kaçakları tespit ettiler.
*
Akaryakıt kaçakçılığının önüne geçmek için diğer kamu birimlerini koordine ederek tüm yurtta eş zamanlı
operasyon yaptılar.
* Sendikaların
hizmet ödenekleri ile ilgili vergi kaçaklarının üzerine gittiler.
*
Bankacılık sektöründeki tüm bankaları incelemeye aldılar, yaptıkları tespitlerle yetmiş katrilyondan fazla kayıp kaçağı tespit ettiler...
* Tüpraş, Opet, D-Smart,
Turkcell, POAŞ,
Shell, BP, gibi büyük şirketleri incelediler ve hala bu ve benzeri büyük şirketleri incelemeye devam ediyorlar, büyük kayıplar yakaladılar..
* Ve tüm bunları yapan Gelirler Kontrolörleri,
Başbakan Erdoğan'ın
imzasıyla
tasfiye edilmeye çalışılıyor. Çünkü Erdoğan'a önüne konan metin yanlış anlatıldı, imzalandığı an dev vurgunculara gün doğacak....
İşte akla ziyan ayrıntılar ve Gelir Kontrolörlerinin tespit ettikleri dev vurgunların listesi...
Hükümetin öngördüğü reformlar çerçevesinde
Maliye Bakanlığı ve
Gelir İdaresi Başkanlığındaki denetim birimlerinin tek
çatı altında toplanması çalışmalarına hız verildi. Bu kapsamda Maliye Müsteşarı Başkanlığında oluşturulan
komisyon tarafından hazırlanan
kanun tasarısı 07
Nisan Pazartesi günü Başbakanlığa teslim edildi.
Kanun tasarısına göre tek çatı altında toplanması amaçlanan denetim birimlerinin son yıllarda yaptıkları incelemelerde tespit ettikleri kayıp kaçaklara göre performansları Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine göre şu şekilde:
Başbakanlığa gönderilen
kanun tasarısında, denetim birimlerinin
Vergi Denetim Kurulu adı altında tek çatı altında toplandığı, fakat
yasa tasarısının geçici maddesine: Ancak, Gelirler Başkontrolörleri, Gelirler Kontrolörleri ve
Stajyer Gelirler Kontrolörleri atanmadan önce üç ay süreyle mesleki uyum eğitimine ve mülakata tabi tutulurlar.� hükmü konularak Gelirler Kontrolörlerinin yeni denetim kuruluna atanmasının önüne engel çıkarıldığı,
yetkilerininde tamamen ellerinden alındığı görülmektedir.
Bir üst düzey vergi uzmanı; böyle bir hükmün yasa metninde yer almasının izah edilebilir bir yanı olmadığını,
kariyer meslek olan Gelirler Kontrolörlerinin zaten her türlü yazılı, sözlü, yetki, yeterlik sınavından geçerek bu yerlere geldiğini, Hesap Uzmanları ve Maliye Müfettişleri ile mesleğe alınma koşulları açısından hiçbir farkları olmadığını, sadece
vergi incelemesi yapacak denetim biriminde, incelemede en yüksek performansı gösteren Gelirler Kontrolörlerine özel, tasfiye etme anlamına gelen hüküm konulmasının akıllarda çok ciddi soru işaretleri doğurmakta.
Gelirler Kontrolörleri son yıllarda çok başarılı işlere imza attılar.
Basına da yansıyan haberlerden görüleceği üzere: Örneğin POAŞ'taki katrilyonluk kayıp kaçakla cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçağını buldular. Kanaltürk incelemelerinde CHP-Kanaltürk ilişkisini ortaya çıkardılar, Digitürk incelemelerinde ciddi vergi kaçakları tespit ettiler. Akaryakıt kaçakçılığının önüne geçmek için diğer kamu birimlerini koordine ederek tüm yurtta eş zamanlı operasyon yaptılar. Sendikaların hizmet ödenekleri ile alakalı vergi kaçaklarının üzerine gittiler. Bu sayede büyük kaçakları ortaya çıkaran Gelirler Kontrolörleri performanslarını her yıl giderek te artırmaktalar.
Bir bankacı temsilcisinden aldığım duyumlara göre de: Gelirler Kontrolörlerinin bankacılık sektöründeki tüm bankaları incelemeye aldıkları, yaptıkları tespitlerle yetmiş katrilyondan fazla kayıp kaçağı tespit ettikleri, ve çalışmaların bir an önce sonlandırmaya çalıştıklarını öğrendim. Bankacılık sektörü yanında, Tüpraş, Opet, D-Smart, Turkcell, POAŞ, Shell, BP, gibi büyük şirketleri inceleyen ve hala bu ve benzeri büyük şirketleri incelemeye devam eden Gelirler Kontrolörlerinden, şirket sahiplerinin ciddi anlamda rahatsız oldukları kulağıma gelmekte.
Şimdi kanun tasarısı bu haliyle yasalaşırsa yasa çıktığı gün Gelirler Kontrolörlerinin vergi inceleme yetkisi kalkacağından ve yeni kurula da denetçi olarak atanamayacaklarından dolayı yapılan incelemelere ilişkin raporlar yazılamayacak, incelemeler hukuken sona erecektir. Bu durumda en çok incelenmekte olan şirketlerin yararına olacaktır. Tabi devlette katrilyonlarca vergiden mahrum kalacaktır.
Bu sebeple kanun yapıcıların öncelikle şuna karar vermesi gerekir:
�biz vergi denetimini etkili hale getirmek mi istiyoruz�, yoksa �sadece vergi denetimini tek çatı altında toplayalım etkili vergi denetimi öncelikli hedefimiz değil yetişmiş denetim elemanları zayi olsa da olur.�
Vergi denetimini etkili hale getirmek isteyen iradenin, daha yasalaşma sürecinde 320 tane yetişmiş denetim elemanını tasfiye etmesinin mantıkla bağdaşır bir yanı bulunmamaktadır. Kimlerin ne kadar iş yaptığını en iyi bilen kişi olan
Maliye Bakanı böyle bir düzenlemeden tam haberdar edilmemiş olsa gerek, yoksa böyle bir düzenlemeye izin vereceğini ihtimal vermiyorum. Hem hükümet sözcüsü Cemil Çiçek'in yaptığı basın açıklamasında da denetim birimlerinin tek çatı altında toplanılacağı zikredildi.
Sonuç olarak yasa tasarısının hazırlanmasında;
ülke menfaati düşünülerek, yeni vergi denetim biriminin nasıl etkin ve verimli çalışabileceği, vergi gelirlerinin nasıl artırılabileceği göz önünde bulundurulup, hakka, hukuka uygun şekilde birilerinin çıkarları gözetilmeksizin, ülkemiz için en ideal, en faydalı vergi denetim kurulu oluşturulması için ortak akılla hareket edilerek tasarı da aksayan yönler bir an önce giderilmelidir. Ülkemizin kaybedecek zamanı yoktur.
AKTİFHABER