...İlk kez bir başbakan, “kutsal yargı” palavrasını bir kenara itti ve gerçekleri açıkça söyledi. Bugüne dek yargı ne yaparsa yapsın sanki bu yapılan “tarafsız” bir davranışmış gibi sahtekârca bir yaklaşımla değerlendirilirdi.
Yargı “kutsal ve dokunulmaz” kabul edilmişti,
Ergenekon davasına müdahale etmeye çabalayan
yüksek yargı üyeleri “resmî” düzeyde eleştirilmezdi. Yüksek yargı ise son zamanlarda “Ergenekon yanlısı” bir siyasi parti gibi davranmaya ve darbeye karşı atılan her adımı önlemeye başlamıştı.
Hükümete karşı ciddi bir muhalefet yürütüyorlardı ve bunu yaparken de bir yandan “bizi kuşatıyorlar” diye yakınıyorlardı.
Başbakan Erdoğan dün, “siz bizi kuşatıyorsunuz,” diyerek “yargının” yasamanın gücünün budamaya çalışmasını açıkça dile getirdi. Bu çıkış, 22 Temmuz seçimlerini “orduyla çatışarak” kazanan AKP'nin önümüzdeki seçimleri de “yüksek yargı” ile çatışarak kazanmayı planladığını ortaya koyuyor.
Tabii, ordunun ve yüksek yargının kendilerine “neden bizimle çatışan,
halkın oyunu alıyor” diye bir sorması gerekir bence.
Kendi halklarıyla bu kadar “ters” düşmelerinin nedeni olarak “halkı” görürlerse çok yanılırlar, biraz kendilerine ve neleri savunduklarına bakmalılar. Türkiye'de halk, orduyu da yargıyı da gerileterek “demokrasiye” geniş bir alan açıyor, AKP de bunun öncülüğünü ve temsilciliğini yapıyor...
TARAF