Erdoğan,
Türkiye'nin
PKK'ya karşı verdiği mücadelede yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledi.
İtalya'daki günlük gazetelerden
La Repubblica ve La Stampa, İtalya ziyareti öncesinde Erdoğan ile yaptıkları özel söyleşiyi okurlarına ilk sayfadan duyurdular.
Erdoğan, La Repubblica'daki demecinde, "11
Eylül sonrasında
terörle mücadele konusunda sergilenen uluslararası
dayanışma açısından da, Türkiye PKK'ya karşı verdiği mücadelede yalnız bırakılmamalıdır. Terörün tümüyle yenilgiye uğratılması, bu belaya karşı ancak topyekun mücadeleyle mümkündür" dedi.
Hükümetin tezkereyi kullanmamayı yeğlemesinin, ancak
Kuzey Irak'taki PKK varlığının ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini belirten Erdoğan, konuya ilişkin yaklaşımını La Stampa'ya şu sözlerle özetledi:
"Türkiye, Irak'ın ulusal egemenliğine ve
toprak bütünlüğüne saygılıdır. Bizim
hedefimiz, 2003'ten beri Kuzey Irak'ta rahatça faaliyet gösteren PKK'nın terör saldırılarını önlemektir. TBMM'de ezici bir oy çokluğuyla kabul edilen tezkerede de temel noktalara işaret edilmektedir. Eğer Irak hükümeti, topraklarındaki PKK faaliyetlerine karşı acil ve kalıcı önlemler alırsa, Türk hükümetinin tezkereyi kullanmasına gerek de kalmayabilir. Türkiye, Irak ile siyasi ve diplomatik müzakereleri asla kesmemiştir. Ama buna rağmen, her gün yeni cenazeler oluyor. Türk halkının sabrı artık sınır noktasına ulaşmış durumdadır".
Erdoğan, La Repubblica'daki demecinde de, Türkiye'nin Irak'ın yanı sıra ABD ve Irak'taki çokuluslu güç nezdinde bulunduğu girişimlere rağmen sorunun varlığını koruduğunu anımsatarak, "Ama şu ana dek bu konuda hiçbir somut adım atılmadı. Bu sorun ortadan kaldırılmak zorundadır. Irak, bu terör saldırılarını engellemekle yükümlüdür. Aramızdaki pek çok
anlaşma da bunu gerektiriyor" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, La Stampa'daki değerlendirmesinde ise Kuzey Irak'taki PKK varlığına son verilmemesi durumunda, Türkiye'nin "vatandaşlarının hayatını koruma amacıyla terörizme mücadeleyi hedeflemiş bir
ülke" olarak, askeri harekat seçeneğine yönelebileceğini belirtti. Erdoğan, "PKK'yı vurmaya hazırız, ama Irak'ın bunu engellemesi hala mümkün" dedi.
Kuzey Irak'ta barınan 3 bin 500 PKK'lının Türkiye'yi hedef alan terör eylemlerine
seyirci kalınamayacağına işaret eden Erdoğan, PKK'nın ABD, AB ve
Avustralya tarafından da
terör örgütü olarak ilan edildiğini hatırlatarak, "PKK bir terör örgütüdür ve de hiçbir şekilde bizim
Kürt kökenli yurttaşlarımızı temsil etmemektedir" diye konuştu.
Erdoğan, La Stampa'nın AK Parti'nin son genel seçimlerde Türkiye'nin
doğu kesiminde elde etti başarıya ilişkin sorusuna karşılık olarak ise "Ülkemizde devam eden reform süreciyle yakalanan
ekonomik istikrar,
Güneydoğu Anadolu'ya da avantaj sağlamıştır. Bölgenin insanlarının büyük bölümü de, sizin de belirttiğiniz gibi, hükümet politikalarını desteklediğini göstermiştir" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Ayrılıkçı terör örgütü PKK, ülkenin muhtelif bölgeleri arasındaki sosyoekonomik farklılıkları ortadan kaldırmayı ve yurttaşlarımızın
yaşam standardını iyileştirmeyi hedefleyen bu politikalarımız neticesinde, gücünü yitirmiştir. Demokratikleşme yolunda attığımız adımları da, kendi varlığına yönelik büyük bir tehdit olarak algılıyor" diye konuştu.
ABD'DEN SOMUT ADIMLAR...
Erdoğan, La Stampa'daki demecinde, Türkiye'de halkın özellikle terör örgütü PKK ile mücadelede ABD'nin somut adımlar atmasını beklediğini belirterek, "PKK terörüne karşı duyarlı olan toplumumuz,
doğal olarak ABD'nin somut sonuçlar doğuracak adımlar atmasını bekliyor. Ama bu adımlar henüz atılmadı. Bu da, kamuoyunda büyük bir hayal kırıklığına sebep oluyor" dedi.
Başbakan Erdoğan, Washington'daki Pew
Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'deki ABD aleyhtarlığında 2003'ten bu yana ciddi bir artış olduğunun hatırlatılması üzerine, "Ama bu tavrın,
Amerikan halkına düşmanlıktan değil, mevcut konjonktürden kaynaklandığını anlamak lazım. Washington'un belirli konularda izlediği politikaların Türk kamuoyunun beklentilerini karşılamamasının da ABD'nin Türkiye'deki imajını olumsuz etkilediğini belirtmeliyim" dedi.
Türkiye'de ABD'ye yöneltilen eleştirilerin, Amerikan halkına yönelik bir düşmanlık gibi algılanamayacağını anımsatan Erdoğan, bu konuda şöyle konuştu:
"ABD'ye yöneltilen eleştiriler, Kuzey Irak'ta barınan PKK terörizmine ve Orta Doğu'daki duruma duyulan tepkilerden kaynaklanıyor. Orta Doğu'daki hadiselerle ilgili olarak, sadece Türk kamuoyunda değil, çoğu kez tüm dünyada da eleştiler söz konusu. ABD kamuoyunun bile yüzde 61'inin savaşa karşı olduğu düşünülürse, bizimle komşu olan Irak konusunda Türk kamuoyunun da benzer bir tavır sergiliyor olmasında şaşılacak bir durum yok".
Erdoğan, La Repubblica'daki demecinde ise Türkiye'nin Kuzey Irak'a yapacağı bir askeri müdahalenin ülkeyi ABD ile karşı karşıya getirebileceğinden söz eden bir soruya karşılık olarak, "
Hayır, bunu gerektirecek bir neden yok ortada. 1952'den beri NATO üyesiyiz, ABD'nin stratejik müttefikiyiz ve de AB'ye tam üyelik için müzakereleri sürdüren bir ülkeyiz. Laik bir siyasi sisteme ve serbest piyasaya sahip, demokratik, çoğulcu ve güçlü bir ülkeyiz" dedi.
ERMENİ TASARISI
La Repubblica'daki söyleşide, Erdoğan'a, ABD
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinin 1915 olaylarına ilişkin
Ermeni iddialarını içeren tasarıyı kabul etmesinin ikili ilişkileri nasıl etileyeceğine ilişkin sorular da soruldu.
Başbakan Erdoğan, "ABD (Temsilciler Meclisi) Dış İlişkiler Komitesi, talihsiz bir karar almıştır. Aklı selimin
baskın çıkmasını ve tasarının Temsilciler Meclisinde ele alınmamasını diliyoruz" dedi.
Aksi takdirde ABD-Türkiye ilişkilerinin bundan zarar göreceğini belirten Erdoğan, "Tasarı, bir dost, bir müttefik ülkeyle ilişkilerimizi tehlikeye atmakla kalmıyor. Bu tasarının, bizim Türkler ile Ermeniler arasındaki ilişkileri normalleştirme çabalarımız açısından da hiçbir faydası yok" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Ermeni iddialarına ilişkin kendisinden bir değerlendirme talep eden soruyu ise şu sözlerle
yanıtladı:
"1915'teki olayların niteliği, bilindiği üzere ihtilaflı bir konu. Ermeni çevreleri ve onların destekçileri, dönemin
Osmanlı devleti tarafından hazırlanmış tehcir yasasının, tüm Ermenileri ortadan kaldırmak için keyfi bir
uygulama olduğunu ileri sürüyor. Diğer taraftan çok sayıda ünlü Türk, ABD'li ve Avrupalı araştırmacı ise bunun soykırımla bir alakası bulunmadığını, sadece savaş döneminde bir güvenlik önlemi olduğunu söylüyor".
Bu konuda Türkiye ve
Ermenistan'da farklı anlayışların mevcudiyetine dikkati çeken Erdoğan, "Bu meselede gerek Ermenilerin, gerek Türklerin ne kadar hassas olduklarının da bilincindeyiz. Türkiye, bu nedenledir ki, yıllardan beri bu denli
tartışmalı o tarihi dönemin parlamentolar değil, tarihçiler tarafından değerlendirilmesi için gayret sarf ediyor" diye konuştu.
Türkiye'nin Ermenistan'a bu konunun tarihi belgeler ışığında araştırmacılardan oluşturulacak bir ortak komisyonca incelenmesini önerdiğini, ama bu konuda olumlu bir yanıt alamadığını da hatırlatan Erdoğan, "Ben, 2005'te Ermenistan devlet başkanına, ortak tarihimizin, tartışma götürmez tarihi belgelerin Türk, Ermeni, hatta gerekiyorsa başka ülkelerin tarihçileri tarafından incelenerek araştırılmasını önermiştim. Teklifimiz hala masada duruyor" dedi.