Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, özellikle genel
seçim öncesinde iç politikayı şekillendirmek amacıyla
terör örgütünün
taşeron rolü üstleneceğine dair emareleri gördüklerini, terörün yol açtığı zarar nedeniyle siyasi çıkar elde eden bazı kesimlerin de hassasiyetleri kaşıyarak buradan
rant elde etmenin gayreti içine girdiklerini belirterek, valilerin bu konuda sağduyulu olmalarını istedi.
Erdoğan, Vilayetler Evi'ndeki Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, terörle mücadelelerinin, kararlılıkla sürdüğünü ama bunun yanında terörü doğuran, besleyen meselelerin de üzerine cesaretle gittiklerini, en geniş ve ideal demokratik düzenlemelerle istismar zeminlerini sabırla kararlı bir şekilde tek tek kuruttuklarını söyledi.
Şehirlere yapılan yatırımların, okullar, hastaneler,
adalet,
emniyet sarayları, konutlar, bölünmüş yolların, köylere, mezralara kadar ulaştırılan hizmetlerin terörün istismar araçlarını işlevsiz hale getirdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Terör örgütü, elindeki istismar araçlarının tek tek kaybolduğunu görerek, altındaki zeminin artık ciddi şekilde kaydığını hissederek şehirlerimizde kışkırtıcı,
tahrik edici eylemlerini de yoğunlaştırmak istiyor. Özellikle genel seçim öncesinde iç politikayı şekillendirmek amacıyla terör örgütünün taşeron rolü üstleneceğine dair emareleri şimdiden görüyoruz. Terörün devamından kendisi için fayda mülahaza eden ne yazık ki sadece
terör örgütü değil. Terörün varlığı, terörün yol açtığı zarar nedeniyle siyasi çıkar elde eden bazı kesimler de hassasiyetleri kaşıyarak buradan rant elde etmenin gayreti içine giriyorlar.
Doğuda da, batıda da tüm valilerimizin bu noktada son derece sağduyulu olmaları gerekiyor. Demokrasiden asla taviz vermeden, hukuk ve
demokrasi kuralları çerçevesinde her türlü kışkırtmayı suhuletle boşa çıkaracağımızı biliyorum.''
Milli birlik ve kardeşlik projesinin kararlılıkla devam ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, ''Birilerinin, 'Nerede kaldı milli birlik kardeşlik projesi' gibi safsataları, konuşmaları asla sizleri, bizleri yıldırmasın.
Proje gayet güzel gitmektedir, yürümektedir, uygulanmaktadır. Bu projeden taviz yok. Bu projeden taviz verdiğimizde, geri adım attığımızda, tahriklere
boyun eğerek süreci durdurduğumuzda kaybedenin
ülke, millet olacağını çok iyi biliyoruz. Onun için her kışkırtmanın, tahrik eyleminin, provokasyonun, kışkırtıcı açıklamaların asıl niyetini, asıl hedefini milletimizle paylaşmak durumundayız'' dedi.
-''YOL BUDUR, YOL ŞİDDET DEĞİLDİR''-
Rektörlerle Dolmabahçe'de yaptığı toplantı sırasında yaşanan olayları örnek olarak veren Erdoğan, ''Biz üniversitelerin sorunlarını konuşuyoruz. Bu sorunları konuşurken, birileri de dışarda malum ideolojik gösterilerini yapıyorlar. Onlar gösterilerini yaptılar, emniyet teşkilatımız da başta valimiz olmak üzere gereğini, olması gerekeni yaptılar'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
Çankaya Köşkü'nde öğrenci konseyi başkanlarıyla toplantı yaparken, aynı grupların yine gösteri yaptıklarını belirten Erdoğan, aynı şeyin dün YÖK Başkanı Yusuf
Ziya Özcan'ın üniversite öğrenci konsey başkanlarıyla yaptığı görüşme sırasında da yaşandığını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, ''Bu 30-40 kişinin kimliği, hüviyeti mi önemli, yoksa demokratik yollardan üniversiteli gençlerin seçerek öğrenci konseyi başkanı dediği, üniversitesi adına oraya gönderdiği gençler mi önemli? O gençler önemli. Onlar seçimle işbaşına gelmiş ve orada gençliğin sorunlarını dile getiren gençler'' diye konuştu.
Kavgayla, gürültüyle, şiddetle bu işleri çözmeyeceklerini ifade eden Erdoğan, ''Aklıselimle, bilgiyle, tecrübeyle bu işleri çözüp neticeye kavuşacağız. Yol budur, yol şiddet değildir'' dedi.
Milli birlik ve kardeşlik projesiyle ne yapmak istediklerini milletin çok net anladığını söyleyen Erdoğan, ''
Milletimiz samimiyetimize inanıyor, desteğini esirgemiyor. Milletin desteği arkamızda olduğu sürece biz daha ileriye gidecek, terörü minimize ederken, kardeşliğimizi daha da pekiştireceğiz'' diye konuştu.
Bu projede en büyük sorumluluğu valilerin taşıdığını belirten Erdoğan, ''Valilerimizin gayreti, özverisi, özellikle de demokratik duruşu, sürecin başarıya ulaşmasında
kilit rol oynayacaktır. Baskıcı, yasaklayıcı, sindirici bir üslup ve tarz değil, demokrasiyi öne çıkaran, devlet-millet kaynaşmasını öne çıkaran, kardeşliği gaye edinen bir tarz ve duruş sergileyeceğinize tüm yüreğimle inanıyorum'' dedi.