- Dr. Hasan Palaz: Görevim 5 Şubat 2014’te ‘tüm hukuk ilkeleri hiçe sayılarak sona erdirildi..
- "‘Biz ne dersek o’, ‘Biat etmezsen sonun böyle olur’ tarzı tehdit ve intikam cümlelerine maruz kaldım."
- "Böcek raporu konusunda bilimsel ve objektif kriterlerle hazırlanan raporda masa başı tahrifat yapmam istendi."
- “Kendini yakma, kim yanarsa yansın” şeklinde yoğun tehdit ve baskı altına alındım. "
- "Tarafıma iletilen mesaj ve baskıların sonucunu, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün Bey'in görevden alındığını gördüm."
Görevden alınan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Başkanı Dr. Hasan Palaz, görevden alınmasının ardından sert bir açıklama yaptı. Dr. Palaz, 24 yıl önce çalışmaya başladığı TÜBİTAK’taki görevinden uzaklaştırılma süreciyle ilgili açıklamasında, “İstenilen raporu hazırlayan ve biat eden bilim adamı olmayacağım” dedi.
Radikal'in haberine göre; Açıklamasında başarılı çalışmaları ile TÜBİTAK Başkan Yardımcılığı ve Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Başkanlığı görevlerine kadar yükseldiğini ancak bu görevinin 5 Şubat 2014’te ‘tüm hukuk ilkeleri hiçe sayılarak sona erdirildiğini’ ifade eden Palaz, “Görevden alınmama mukabil, ‘Biz ne dersek o’, ‘Biat etmezsen sonun böyle olur’ tarzı tehdit ve intikam cümlelerine maruz kaldım. Tamamen bilimsel eksenden kopuk ve etik dışı bu yaklaşımlar, istenilen şeyin ‘Kukla Bilim Adamı’ olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır” dedi.
Dr. Palaz açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Tüm bu etik dışı, objektiflikten uzak ve bilim ahlakına uymayan davranışlar nedeniyle bu detaylı açıklamayı kaleme almış bulunuyorum. Gerek TÜBİTAK Başkan Yardımcılığı gerekse TÜBİTAK-BİLGEM Başkanlığı’nda başarılı çalışmalara imza atmama rağmen görevden alınmamın nedenini sorguladım. Karşıma gerek bilimsel olarak gerekse etik olarak kabul edilemez isteklere olur vermediğim gerçeği çıktı. Görevden alınmamın tek nedeni 2012 yılından hazırlayıp muhataplarına teslim ettiğim bir bilimsel raporda aradan 2 yıl geçtikten sonra bilimsel ilkeler hiçe sayılarak tahrifat yapma baskısını reddetmemdir. Şöyle ki;
Ocak 2012’de Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan gönderilen bir dinleme cihazının (daha sonraki gelişmelerden Başbakanlık da bulunan böcek olduğunu öğrendiğim) incelenerek kaynağı ve ömrü konusunda bilimsel rapor hazırlamam istendi. Fiziksel ve kimyasal çalışmalarla yapılan bilimsel incelemeler ve analizlerin sonucu hazırladığımız rapor 2012 yılı Ocak ve Mart aylarında MİT’e teslim edildi. 2012 yılı içinde aynı konu ile ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan gelen çağrı üzerine bilgi verdim ve uzmanlık görüşümü ifade ettim. Kasım 2013’te Başbakanlık Teftiş Kurulu’na aynı konu ile ilgili olarak tekrar çağrıldım ve yeniden bilgime başvuruldu. Ben de bir kez daha TÜBİTAK’ta yapılan test ve analiz çalışmalarını 2012 yılındaki gibi anlattım. Bu görüşmeden anladığım, TÜBİTAK raporundan çıkan bilimsel ve objektif sonuçların ‘beklentiyi’ karşılamadığı ve bundan memnun olunmadığıydı. İkinci kez bilgime başvurulmasından sonra etkili bazı kişilerce; TÜBİTAK-BİLGEM’in verdiği raporun içeriğinin ‘beklentiyi’ karşılamadığı, raporu tekrar istenen şekilde hazırlayıp sunmaz isem görevimden alınacağım açıkça ifade edildi. Tarafıma ifade edilen ‘beklenti’ böceğin kullanıma girdiği tarihin gerçek tarihten başka bir tarih olarak değiştirilmesiydi. Yani bilimsel ve objektif kriterlerle hazırlanan raporda masa başı tahrifat yapmam istendi. Aksi halde ‘birilerinin adamı’ olarak fişlenip görevden alınacağım belirtildi. Konunun hassas olduğu ifade edildikten sonra “kendini yakma, kim yanarsa yansın” şeklinde yoğun tehdit ve baskı altına alındım. Bilimsel bir kuruluşta uzun yıllar görev yapan birisi olarak; somut, net, bilimsel veri ve deliller içeren bir raporun aradan iki yıl geçtikten sonra tekrar istenen şekilde masa başı tahrifatla düzenlenmesi talebi karşısında durumun, bilimsel kriterlere uymayacağı, etik ve yasal olmayacağını ifade ederek bu talebi yerine getirmedim.
Tarafıma iletilen mesaj ve baskıların sonucunu, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün Bey’in değişmesiyle hemen görevden alınarak görmüş oldum. Yeni Bakan göreve başlar başlamaz beni hedef tahtasına koydu ve ilk icraatları kapsamında benim görevden alınmamı sağladı. Ne yazık ki Bilimden sorumlu Bakan hiç bir bilimsel veriye bakmadan ‘BİLGEM Başkanı başarılı mı değil mi’ sorgulamadan direkt olarak bahsettiğim tehditleri hayata geçirme yönünde hareket etti. Ismarlama rapor hazırlama, çeşitli kurum ve siyasilerin istekleri doğrultusunda bilimsel sonuç siparişi bilim dünyası için intihardır. TÜBİTAK’ta ki tüm yöneticilik görevlerinden alınmama rağmen, düz bir araştırmacı olarak bile bulunmama tahammül edilemeyip, ciddi anlamda istifa baskısı görmekteyim. Bu yüzden; 24 yıllık TÜBİTAK geçmişim, bilim insanı evrensel kriterlerine bağlılığım, ahlak ve etik anlayışım doğrultusunda, “istenilen raporu hazırlayan ve biat eden bilim adamı” olamayacağımı kamuoyuna saygılarımla arz ederim.”
Dr. Hasan Palaz
TÜBİTAK / BİLGEM