Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlandığı iddia edilen skandal belgeyle ilgili
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni
Ertuğrul Özkök'e konuştu. '
İrticayla Mücadele Eylem Planı'nda imzası bulunan
Albay Dursun Çiçek'in ifadesinin alındığını anlattı. "Kendilerine soruldu.Böyle bir çalışma yapmadıklarını söylüyorlar. Bütün bilgisayarlara el kondu. Yapılan bütün incelemelerde,
teknik bir ize rastlanmadı. Yani o bilgisayarlarda böyle bir şey yazılmamış." dedi.
Genelkurmay Başkanı, daha önce de bazı hususlarda çok net beyanlarda bulunmuş ancak aradan geçen süre zarfında yanlış yönlendirildiği ortaya çıkmıştı.
Ergenekon soruşturması kapsamında İstek Vakfı arazisinde yapılan kazılarda aralarında LAW
silahları ve el bombalarının da bulunduğu çok sayıda askerî malzeme ele geçirilmişti.
İlker Başbuğ, söz konusu arazide çıkarılan silah ve mühimmatların hiçbirisinin TSK'nın envanterinde olmadığını açıklamıştı. Ancak, Başbuğ'un açıklamaları Makine Kimya Endüstrisi'nin hazırladığı raporlarla yalanlandı. Zira MKE, konuyla ilgili hazırladığı raporda, aralarında LAW ve el bombalarının da bulunduğu 'mühimmatın' önemli bir kısmının TSK'ya teslim edildiğini belgeleriyle ortaya koydu. Başbuğ ayrıca isteyen herkesin söz konusu araziye girebileceğini anlatmıştı. Ancak, ikinci derecede askerî
yasak bölge olan bölgeye gazeteciler bile girememişti.
'ÖLÜME AKREDİTASYON'DA DA YANILMIŞTI
İlker Başbuğ'un yanlış yönlendirildiği olaylardan biri de
Cihan Haber Ajansı muhabiri Lütfi Aykurt'a dağ başında uygulanan 'ölüme'
akreditasyon olayıydı.
Büyük Birlik Partisi lideri
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hayatını kaybettiği helikopter
kazasını takip için
enkaz bölgesine giden Aykurt, askerî helikoptere alınmamıştı. Başbuğ, olayda bir kasıt olmadığını öne sürerek, "Konu çok speküle edildi. Kendisine deniliyor ki: 'Bu helikopterde sadece askerî malzeme taşıyacağız. Bunun için görevlendirildik. Sizi alamayız.' Olay günü hava açık. Artı 13 derece. Artı olay bölgesinden yaya oyarak inen 350-400 kişi var." demişti.
Meteoroloji'nin olay günüyle ilgili raporu Başbuğ'u yalanladı. Zira Meteoroloji'nin bölge ile ilgili verdiği ayrıntılı raporlarda da belirtilen sıcaklığın dağa değil ovadaki ilçeye ait olduğunu ortaya koydu. Olay zamanında kaza mahallindeki sıcaklık ise -5 ile -8 derece arasında değişiyordu. Lütfi Aykurt ise kendisiyle birlikte sadece 2 köylünün olduğunu açıkladı.