Böyle giderse karanlıkta hiçbir şey kalmayacak gibi. Özellikle ikinci
iddianame ve ardından gelen ek dosyalar, birçok insanın maskesini düşürdü.
Ortaya konan belgeler, kol kırılır yen içinde kalır diyenleri de konuşmaya mecbur kıldı. Eski
Genelkurmay Başkanı
Büyükanıt'ın konuşması mesela. Daha bir ay önce,
Ergenekon'un ne olduğunu bilmediğini söyleyen Büyükanıt, bugün 'ben de onların mağduruyum' deme noktasına geldi. Özel hayatına ilişkin bilgilerin Şener
Eruygur'da çıkmasını ve iki saat içinde gönderilen 15 bin karalama mesajını örnek gösterdi. Emekli Paşa'ya göre bunlar 'faili meçhul'müş.
Aslında fail, meçhul değil. Gönüllü körlüğe razı olmayanlar, failleri ikinci iddianamedeki belgelerde ve Silivri'deki ifadelerde görebilir. Büyükanıt 2003'ten sonra yoğun bir yıpratma kampanyasına maruz kaldığını söylüyor. Doğru, bunlar gazetelere de yansıdı. Paşayı yıpratmak isteyenler, onun sağlık sorunlarını gündeme taşıyor,
Musevi kökenli olduğunu iddia ediyorlardı. Eruygur, Büyükanıt'la özel olarak ilgilenmiş ve bütün bilgilerini arşivlemiş. Her şey ek belgelerde mevcut. Musevi meselesine gelince. Önceki gün, Silivri'deki duruşmada tutuksuz sanıklardan gazeteci Hayrullah Mahmut
Öztürk çapraz sorguda ilginç itiraflarda bulundu: "2004 yılı yaz aylarıydı. Eruygur benimle görüşmek istedi. Lojmana gittim. Büyükanıt'ın Musevi olup olmadığını, sinegogdan çıkarken çekilmiş görüntülerinin olup olmadığını sordu." İlginçtir, Büyükanıt'la ilgili yıpratma faaliyetleri internet siteleriyle yapılıyordu. Burada
Taraf gazetesinde yayınlanan bir haberi hatırlamakta fayda var. Taraf'ın haberine göre Türk'ü, Kürd'ü, Ermeni'yi, Rum'u birbirine düşüren 35 sitenin yapımcısı Ergenekon tutuklusu bir yüzbaşıymış. Oysa bazı gazeteciler karalama kampanyasının arkasında
dindar insanları göstermişlerdi.
Özden Paşa'nın günlüklerine göre, darbeciler Büyükanıt'ı 'çekimser ve korkak' görüyor.
İlker Başbuğ için "Güvenilecek bir
general değil. Kendi yararını
ülke yararı üzerinde tutuyordu." diyorlar. Hatırlanacağı üzere Başbuğ'u da yıpratmak amacıyla fotoğrafları yayınlanmıştı. İsrail'de
ağlama duvarının önünde çekilmiş özel fotoğraf. Tam da genelkurmay başkanı olmadan önce. Büyükanıt'ı yıpratmak isteyenlerin Ergenekoncu olduğu ortaya çıktı. Bakalım Başbuğ fotoğrafının sırrı ne zaman belli olacak?
ALİ AKKUŞ-ZAMAN